11
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
2185
Okunma

Edebiyata gönül vermiş değerli insanların buluştuğu bu güzel platform aslında bir okuldur.Herkes edebiyat defterine bir şeyler yazıp burayı güzelleştirirler.Nice edebi eserlerin neşredildiği bu güzel sitede nice değerlerle tanıştık,nice bilgiler öğrendik.Aldığını vermek erdemliliktir.
Geçen gün "İsabella" adlı edebiyat dostunun yazısı bizlere ilham oldu.Otuz yıllık alaylı son dört yıllık ta Edebiyat Fakültesi öğrencisi olarak kıyıda köşede bir şeyler biriktirmeye çalıştık.
Bunu burada bilirkişi sıfatıyla paylaşmak çok büyük bir sorumluluk.Çünkü, burada bizi sınıfına öğrenci olarak dahi almayacak büyük değerler var.Onlardan af dileyerek hadi derse geçelim.
Ders; Türk Dili ve Edebiyatı
Konu: Aşağıdaki gibidir.
Edebiyat çok geniş bir bilim dalıdır.Onu bilim dalı yapan en büyük faktörlerden biri de felsefesinin olmasıdır. Yani "Edebi Felsefe" olgusu. Bu babda edebi felsefeyi şöyle tarif edebiliriz.
" Yazarın içinde olan sınırsız hayal dünyasının kalem ile dış dünyaya süslü kelâm olarak aktarımıdır."
Günümüzde insanlar arasında " sürekli ve etkili kitap okuyan da doğru ve okunaklı yazı yazan da pek az kimse vardır" dersek yanılmış olmayız. Yapılan incelemeler yalnızca sıradan insanların değil aydınların da artık yazılarının giderek bozulduğunu göstermektedir.
Güzel bir yazı yazma alışkanlığı kazanan kişiler, düzeni ve disiplini alışkanlık hâline getirirlerse başarılı olurlar.
Öyleyse kişinin doğru ve güzel yazmayı öğrenebilmesi için kendisinin de;
- Yazı çalışmalarının ilgi çekici ve bilinçli bir çalışma olduğunu bilmesi,
- Eleştiriye, kontrole ve teşvike olanak sağladığı için kişilerin ihmalini önlediğine, kötü alışkanlıklarının önüne geçtiğine inanması,
- Yazının, insanın iradesini kuvvetlendirdiğini, kendi kendisini yetiştirmesine katkıda bulunduğunu kavraması,
- Yazının bireyler ve kümeler arasında faydalı bir yarışma doğurduğunu, eleştiri ve eleştiriyi iyi karşılama alışkanlığı kazandırdığını kabul etmesi,
- İnsanlara sanat zevki ve el becerisi kazandırdığının bilincine varması gerekir.
Peki Edebi yazı nasıl yazılır?
Bu sorunun cevabını vermek için aşağıdaki kuralları öğrenmek ve bu kurallara uymak bize çok şey kazandırır.
- Yazmaya başlamadan önce şevkimiz, yazı aşkımız buna " ilham " da diyoruz ve feragatimiz de yanımızda olmalı.
Neyi, ne için, kime ve ne kadar uzunlukta yazacağımızı düşünmeliyiz.
Bazı kimseler çok konuşur, hiçbir şey söylemez. Bazıları da çok yazar, hepsi amaçsız ve faydasızdır.
- Yazdığımız konuyu önce belleğimizde oluşturmalı sonra onu iç dünyamızda sevmeliyiz! Konuyu çok iyi tanımalı ve ona sadık kalmalıyız: İlk önce "sorunu" yazmalı, sonra diğer ayrıntıya girmeliyiz.
Yazmaya başlarken kendimize bir yol haritası çizmeli, konuyu adım adım ele almalıyız. En önemlisi konunun ana hatlarını belirlemeliyiz.
Kendimiz için yazmamalı, okuyucuyu düşünerek yazmalıyız. Her insan kendi dilini konuşur. Kimi zaman insanlar bilimsel yazar ve kimse bir şey anlayamaz kimi zaman da basit yazar, çok şey anlaşılır. Hepimizin çok sevdiği bir dil vardır. Kullandığımız dil basit, anlaşılır, sade, açık ve yanlış anlaşılmayan bir dil olmalıdır. Bu oldukça zor bir iştir. Schoppenhauer bu zorluğu şöyle tanımlamaktadır: "Hiçbir şey anlamlı düşünceleri herkesin anlayabileceği şekle getirmek kadar zor değildir."
- Sadece eli değil beş duyuyu birden kullanmalıyız. Dolayısıyla okuyucunun beş duyusunu da harekete geçirmeliyiz.
- Yabancı sözcük oldukça kullanmamalı, Türkçe yazıyorsak Türkçe yazmalı, Almanca yazıyorsak Almanca yazmalıyız. Kimseye yabancı sözcük bilgimizi kanıtlamak zorunda değiliz.
-Yüklem nesnenin yerine geçmemeli, isim cümleleri yerine fiil cümleleri kullanılmalı, gereksiz açıklamalardan sakınmalıyız. Fiiller her zaman cümlelerin can damarıdır. Basit, sade, keyifle okunabilecek Türkçe ile yazmayı öğrenmeliyiz.
- Yazdığımız metin akıcı olmalı, yazdığımız okuyucuya keyif vermelidir. Voltaire’in söylediği gibi: "Yazı her çeşit yazılabilir, bir tek sıkıcı yazılamaz!" Yazı okunmak için yazılıyorsa, kendi kendine konuşur gibi yazılmamalıdır. Okuyucunun anlayabileceği biçimde yazılmalıdır.
- Cümlelerimiz metin içinde yerli yerine oturmalı ve aynı zamanda birden çok düşünceyi vermemelidir. Okuyucudan iki veya daha fazla düşünceyi anlaması beklenmemelidir.
-Paragrafların uzun olmamasına özen göstermeli, okuyucuya düşünme zamanı tanımalıyız.
- Yazılarımızda ne düşünürsek düşünelim, yazdıklarımızı herkes anlayabilmelidir. Açık ve basit bir dille konuşulan veya yazılan hiçbir şey kötü olamaz. Ne zaman ki güzel yazmayı öğrenirsek, o zaman açıkça düşünmeyi ve konuşmayı da öğrenmiş oluruz.
Edebi Yazı Yazmayı Öğrenmek
Okula giden her insan az çok okuma ve yazma öğrenir. Ancak güzel yazabilmek farklı bir olgudur. Yazma sanatını becerebilen insan, ne demek istediğini açık bir dille ifade edebilir ve okuyucusunu ikna etme kabiliyetine sahiptir. Yazmak, doğuştan gelen bir beceri değildir. İnsanlar arasında beceri farkı bulunsa da yazma sanatının tekniğini ve ana hatlarını öğrenmek gerekir.
Konuşma sanatı ile yazma sanatı arasındaki farka baktığımızda yazma işinin daha zor bir sanat olduğunu görürüz.
Neden konuştuklarımızı yazamayız? Elimize boş bir kâğıt aldığımız zaman veya bilgisayarımızın ekranını açtığımızda, dakikalarca ne yazacağımız ve nasıl başlayacağımız hakkında düşünür dururuz. Sözcükler öyle kolay akmaz, konuşur gibi düşünceler yağmaz. Bazen beynimiz durur gibi olur, kalem tutan elimiz ise sanki bir anda felç olmuş gibi hareket etmez. Neden acaba? Çünkü konuşmayı kesintisiz ve uzun süre deneyerek öğreniyoruz.
Yazarken yukarıda sıraladığımız koşullar yoktur. Kendi kendimizle baş başa olduğumuzdan, bize herhangi bir tepki gelmez. Bu bakımdan kullandığımız dilin okuyucuya ne şekilde yansıdığını göremeyiz, sadece kendi yazdıklarımızdan sezinleyebiliriz.
Yazma sanatını öğreneceklerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta Türkçeye hâkim olabilmeleri ve onu doğru kullanabilmeleridir. Türkçe dünyanın en güzel ve en canlı dillerinden biridir. Bu güzel dili kullanırken coşkulu ve tutkulu olmaya özen göstermeliyiz.
Hatasız yazabilmek, etkili yazabilmek değildir. Her yazı yazanın etkili yazabilmeyi öğrenmesi gerekir. Bunu yapabilmek demek, büyük adımlarla yürümek, düşünceleri anlamlı bir biçimde düzene sokabilmek ve doruk noktalara çıkabilmekle olanaklıdır.
Edebi Yazıya Nasıl Başlanmalı?
İlk önce yazacağımız konu hakkında fikir sahibi olmanız gerekir. Yani sonra bu konu hakkındaki düşüncelerimizi biçimlendirmelisiniz. Varılan sonuç ile takip eden ana konuya geçiş zemini hazırlayınız. Eski yazarlar genellikle el yazısıyla yazmışlardır. Bu yöntemi kullandıkları için hep yazdıklarının yan taraflarına notlar almışlar, önemsiz yerlerin üzerini çizmişlerdir. Bir yazıya son şeklini vermeden önce üç dört kez denetimden geçirmişlerdir. Bu nedenle yazıları bilgisayara geçirmeden önce kâğıda yazmanın birçok fikrin kaybolmaması açısından önem taşıdığını unutmamak gerekir. En etkili yollardan biride yazdıklarınızı sesli sesli okumaktır.
Bilgisayar çağında alışkanlık sonucu hemen bilgisayara düşüncelerimizi aktarmayı seçiyoruz. Ancak bazen bir yazıyı tam bitirmek üzereyken aniden hepsini kaybettiğimiz veya bir şeyi sildikten sonra bir daha asla geri getiremediğimiz de olabiliyor.
Önemli olan ilk adımların mükemmel olması değil önemli olan iyi bir başlangıç yapabilmektir. Başlangıçta konu tespiti yapmadan hiçbir şey yazılamaz ve hiçbir düşünce üretilemez. Hazırlık yapmadan, not almadan veya herhangi bir konuda birkaç fikir üretmeden de içerik oluşamaz. İçerik oluşturulmadan da bir yazıya biçim verilmez. Yazarken bütün bu adımlar dikkate alınmalıdır.
Yazmak, anlatabilme sanatıdır. Yazı yazan kişi kendisini okuyana öyle anlatmalı ki okuyucu yazılandan bir akıntıda sürüklenir gibi etkilenebilsin.
Yazının amacı nedir? Ana konular nelerdir? Öncelikli olarak ana konulardan birincisini ifade ediniz. Ana konuyu destekleyen cümleler yazınız. Gerçekler, görüşler, sayısal değerler gibi örnekler kullanınız.
Sonuç olarak, amacı başka sözcüklerle tekrar ifade ediniz. Bunun için ana noktaları tekrar hatırlatmaya ortam hazırlayınız. Son cümle olarak güçlü mantığı olan bir bitiriş yapınız.
Tabi ki en önemli noktalardan biri de imla kurallarını çok iyi bilmeliyiz.
Saygılarımla
Kaynaklar;
Genel Dil Bilim kitabı
Türkçe öğretmeni blogu