Bulaşıcı hastalık salgını gösterdi ki aslında bir muasır medeniyet olma yolunda epey yol kat etmişiz. Savaş ve kriz dönemlerinde milletlerin sabrını zorlayan olağan üstü durumlar Devletleri ciddi çöküşlere götürebilir.
Bulaşıcı hastalıkla ilgili bilim kurulunun sağlık konusunda aldığı inisiyatif ve süreci yönetme şekli tüm dünyaya parmak ısırtacak türdendir. Yapılan tüm eleştirilere rağmen Türkiyenin bir geçiş ülkesi olduğunu buna rağmen diğer muasır ülkelerden çok daha istikrarlı bir şekilde bu süreci şuana kadar başarılı yönettiği bir gerçektir.
Eğitim konusunda da tüm dünyada benzer ülkelerden daha iyi ayrıştığımız kullandığımız ekonomik imkanlara rağmen mucizeler yarattığımız da bir gerçektir. Henüz bir ölçme değerlendirme testine sahip olmayan sistem öğrencilerin bilgiye ulaşmada ki iletişimini bütün dünya ile boy ölçüşür kalite ve yeterlikte sağlamaktadır. Burdan ötesi öğretmen ve öğrencilerin hatta velilerin 21 yy uyum sağlamakla ilgili teferruatlardır.
Güvenlik konusunda da hem askeri güç ve askeri gücün 21yy hızlı değişen taktiklerini uyum sağlaması ve de yumuşak gücün askeri gücün getirdiği yıkımların üstesinden gelmek için etkili bir şekilde kullanıldığını görmekte ve yaşamaktayız.
Eğitim sağlık ve güvenlik açısından bu devrim niteliğinde uyumlar sağlarken ekonomik açıdan çökmüş ve enkaz görüntüsü veren bir ülke görüntüsü veriyor olmamız acil ekonomik politikalar geliştirmemiz gerektiğini kaçınılmaz kılıyor.
21yy ikinci on yılı savaş ve yıkımlarla geçti üçüncü on yılına büyük salgın hastalıklarla başladık. Büyük bir ihtimalle doğal felaketler ve iklim değişiklikleri de bizi bekleyen tehditler arasında. Ekonomi bakanının taklitçi ergenler gibi davranma lüksü olmamalıdır...
Sağlık güvenlik ve eğitimin üstüne koyarak ekonomiyi de işin ehline teslim edecek radikal politikalar gereklidir..