İnsan nedir...
Ne işe yarar...
Bir görevi var mı doğada,yoksa aylak aylak dolaşma ve huzursuzluk çıkarmayla mı uğraşır? İyide kim ister ki böyle bir görevi...demek ki farklı bir şey var işin içinde...öyleyse ne...nedir bize açıklanmayan o görev...acaba biz mi insan değiliz,yoksa görev söylendi de biz mi farkında değiliz? biz insanız orası kesin.iki insana benzer el,kol,yüz burun...tamam biz insanız bu belli.o zaman görev söylenmiş olmalı.peki bize görev olarak ne söylendi.onu hatırlayalım.sorumluluklarımız...markete git,odanı topla,ütüyü bugün sen yap,ders çalış...tamam bunlarda sorumluluk ama bizi seçilmiş muhteşem kişi yapacak büyük doğa üstü bir sorumluluk arıyoruz.bize ötelerden gelen bir görev...ha...bulduk işte...ötelerden gelmesi lazım.şöyle uzaydan falan gelmeli bu görev.öyle bir şey hatırlıyor muyuz?uzaydan birinin inip sen seçilmiş kişisin falan dediğini...yok...demek ki bu görev biz daha dünyaya bile gelmeden önce verilmiş bize.o kadar seçilmişiz yani...insanlar olarak o kadar seçkiniz yani.ve bizim nihai görevimiz işte...halifelik...baş yaratılan yani...biz yeryüzünün seçilmiş halifeleriyiz.hadi geçmiş olsun.ve görevimizde bu kadar Rabbine ibadet edip aynı zamanda bizede çalışan bu mevcudatın ibadetlerini en yüksek mertebeye taşımak.yani Allah’a ulaştırmak...vay bee.biz neymişiz böyle.kendimle gurur duydum şahsen.biz muhteşem halifeleriz.madem görevimizi de öğrendik ne diye duruyoruz hala.ha...doğru ya...daha dizi bitmedi ki...hem sonra işler güçler falan filan börek ayran...gitti bizim halifelik...namazın yanında dizide koştura koştura kaçıyor ya...tekrarını izlersek sonra konu komşu ne der...işimiz var bizim patron bekler...ya biz bir türlü ısınamadık şu halifelik meselesine ya...bu sözler hepimize tanıdık geliyor...keşke gelmese...keşke şu ezan sesini duyar duymaz o kaçan diziden(!) daha hızlı koştura koştura namaza gidip bize ötelerden gelen Harry Potter’ın görevinden daha gerçekçi ve daha önemli olan o görevimizi gerçekleştirebilsek...yani şu namazımızı bir kılabilsek...aslında ne muhteşem olur değil mi?evet güzel olur olmasına da işte ezan dizinin en güzel kısmında okunuyor biz ne yapalım.Ali’nin Sedef’e ilanı aşkını bırakıp namaza mı gidelim.olur şey değil tövbe tövbe...zaten aslında o dizilerin gerçek olmadığını bilmiyoruz ya onların adına bir de mutlu olup sevinçten ağlıyoruz...kötü karakterlere sanki burdan duyacakmış gibi belalar okuyoruz.canım duyuyor duymaz olur mu...ama bir kendi halimize üzülemiyoruz...kendi halimize ağlayamıyoruz...çünkü gerçek olmayan Ali ve Sedef’in aşkı bizden ve ötelerden gelen görevimizden daha önemli...ama keşke öyle olmasa...keşke o televizyonun düğmesine tam da Ali ’’Sedef ben aslında seni....’’der demez basıp kapatabilsek ve ’’Ali yakışıklısın falanda benim namazım senden önemli değil kardeş üstüne alınma alınıyorsan da alın umurumda dahi değil’’deyip namazımıza kavuşabilsek...ama işte keşke...