Genç Hasan imamlık sınavını kazanarak yeni imam olmuştur. Heyecanlıdır. Tilaveti ve tecvidi güzeldir. Bu sebeple yüzüne Kur’an-ı Kerim’i güzel okur. Ancak ezber konusunda biraz zafiyeti vardır. İmam Hasan’ın ilk tayini Anadolu’da köyün birine çıkar.
İmam Hasan, köylüye kendini güzel Kur’an okuyarak tanıtmak ister. Çünkü köylü üzerinde ilk intiba çok önemlidir. Namaz kıldırırken Kur’an okumak da onun için bir fırsattır.
Hasan kendi kendine der ki:
“Ben, bana uyan cemaatin hiç bilmediği yerden ayetler okuyayım. Böylece benim ezberimin çok olduğunu anlasınlar. Okurken yanlışım çıksa da cemaatten kimse bunu bilip anlamaz. Anlamadığı için de düzeltemez.”
Namaz vakti gelir. Ezan okunur. Sünnet namazı kılınır. Kamet getirilir ve İmam Hasan cemaate farz namazı kıldırmaya başlar. İmam Hasan birinci rekâtı kıldırırken uzun ayetler okur. Birinci rekâtta hiç şaşırmaz. Çok da güzel okur.
İmam Hasan:
“İkinci rekâtta da aynı şekilde uzunca okuyayım.” Diye içinden geçirir. İkinci rekâta geldiğinde İmam Hasan, Fatiha Suresini okur ve ayetler bölümüne geldi mi uzunca bir ayeti okumaya başlar ancak ayeti okurken şaşırır. Ayetin ilerisini bir türlü getiremez. Bir, iki, üç derken tekrar yeniden alır bir türlü ayeti tamamlayamaz. Uzun bir uğraşıdan sonra su gibi bildiği ihlâs Suresini (Gulhüyü) okur, rükû, secde ve tahiyyat derken sehiv secdesi ile namazı tamamlar. Bu işin vebalinden zorlukla kurtulur…
Cemaatte; yaşlı, genç ve çocuklar da bulunmaktadır. Namaz bittikten sonra duâlar yapılır. Yaşlı Veysel Amca, İmam Hasan’a yaklaşır:
“Hocam Allah aşkına! Gül gibi ‘İnnâ Ağtaynâ ve Gulhü’ varken sen neden işi yokuşa sürüyorsun? Zor yerleri okuyorsun. İnsanın su gibi ezbere bildiği ve şaşırmayacağı gül gibi ‘İnnâ Ağtaynâ ve Gulhü’ okunmaz mı?” der. İmam Hasan biraz sararır, kızarır ve biraz da bozarır ve cemaate:
“Efendim! Haklısınız galiba” der.
17.03.2020
Yozgat