Derin insanların anlaşılması zordur.
Çünkü onlar herkesi anlayabilirken
onları anlayacak insanların daha o noktaya gelmemeleridir sebebi.
Bu yüzden olumsuz yöne doğru gidebilir bazıları.
Ve ruhunu yükseltmek yerine yok etmeye çalışırlar kimi zaman bilerek ama çoğunlukla bilinçsizce..
Aslında sadece farklı olduğunu hisseden biri tutabilse elinden,
malesef çok az bu insanlar...
Şimdi;
ters yönde olanları inceleyelim:
Yalnız olduklarına inanırlar.
Ve sığındıkları sadece zararlı maddeler.
Mutlu insanları görmek çok üzüntü verir onlara.
Sanki bir girdapın içinde dönüp dururcasına hissederler yaşamı.
Yardım kabul etmeden kendilerinden bile kendilerine.
Sonuç;
Ne ileri ne geri.
Olduğun yerde bocalamak.
Yaradana çatarlar kimide.
Eğlendiğine kadar götürürler işi.
Bunlar;
hepsi geçecek olan yolüstü dikenleri..
Aslında bir an gelir ki,
tüm bu olumsuz düşüncelerden sıyrılabilir insan.
Yine kulavuzu sağlam bir inanç sayesinde...
Ve o gün o huzur veren güneş doğar gönlüne..
Işte o güneşin aydınlığı bambaşka ufuklar açacaktır önüne.
Ve geride kalan tüm yaşanmışlıklar birer merdiven basamağıdır sadece.
Doğru bir yoldur
artık yürüdüğü.
Hak’kı savunarak haksıza karşı.
Şeytan denir ya hani
çok uğraşır bu insanlarla diye.
Hayır.
Tasavvufta nefs,
Bilimde otokontrolün sağlanamaması.. psikolojim bozuk sözü, en yaygın olanı halk arasında.
Bir gün kendini çözmeye başladığında,
toplumdaki görevinin
yön vermek olduğunu anlar bu kişiler.
Öğrenciliğinin tadına vararak.
Çünkü bir yandan onu yaradan bir yandan ruhunun yücelme kuvveti öyle hızlanmıştır ki,
artık sürekli araştıran
ve öğrendikçe açılan nülifer gibi aydınlanmaya başlar.
Biz buna "Sevginin gücü" diyoruz.
Işık etrafında öyle hissedilir ki bu güzelliğin, Yüksek bir çekim gücü yaratır.
Işte huzur dediğimiz bu..
Ve hiç ayrılmak istemeyişimizin sebebide onlardan.
Çünkü o ruhların
yaydığı enerji pozitiftir...
Yani
’’SEVGI"
...
Nigâr Güler.
19.03.2017