Alman düşünürü ve eylem adamı Friedrich Engels, 1820-1895 yılları arasında yaşadı. Engels, dünya işçi sınıfının büyük kılavuzlarından biridir. Zengin bir sanayicinin oğludur. Berlin’de okumuştur. Daha sonra babasının dokuma fabrikasını yönetmek üzere İngiltere’ye yollanan Engels, orada gözlemlediği gerçeklerden hareket ederek, İngiltere’de emekçi sınıfların durumu isimli ilk önemli eserini yazacak ve ’’emek sosyolojisi’’nin kurucusu olarak ortaya çıkacaktır. Bu kitabında İngiliz işçilerinin hayat şartlarını tasvir ve analiz etmekle işe girişen düşünür.’’fabrika’’ denilen bu yepyeni ortamdaki ortaklaşa çalışmanın yarattığı problemleri de belirtmektedir. 1844’te Paris’te Marx’la tanışan Engels, ünlü filozofa sınırsız ve kesiksiz bir dostlukla bağlanacaktır. İki düşünür öylesine sıkı bir işbirliği halindedir ki, Engels’in Marx’ın eserlerindeki kesin payını belirlemek mümkün değildir. Genç Hegel’cileri, idealizmi ve mekanist maddecilik anlayışını eleştiren Kutsal Aile ve o çağdaki işçi hareketinin temel taşı haline gelen Komünist Partisi Manifestosu, ortak eserleridir.




Engels, 1878’de yayınladığı Anti-Dühring isimli eserinde, tarihsel ve diyalektik maddecilik görüşünü sistematik bir şekilde geliştirip açıklamıştır. Bu arada politikayla da uğraşan düşünür, Alman sosyalizminin önderi olarak bilinir. Manifesto’nun çeşitli basın ve çevirilerine yazdığı ve uluslararası sosyalist işçi hareketi ile Alman sosyal-demokrasisine devrimci ve gerçekçi bir ruh aşılamak amacını güden önzözler, bu bakımdan, tarihsel açıdan olduğu kadar siyasal açıdan da bir önem taşır. Bütün bu etkinliğin yanı sıra, Engels’in 1888’de tamamlayıp yayınladığı Ailenin, özel mülkiyetin ve Devletin kökeni isimli araştırması, toplumların evriminin bütünsel bir tablosunu çizmek bakımından, tarihsel maddecilik görüşünün temel yapıtlarından biridir. Filozof, ölümünden çok sonra, yayınlanan Doğanın Diyalektiği isimli eserinde, diyalektik maddecilik açısından hareket ederek, bilimsel düşüncenin bir sentezini yapmaya girişmektedir.