- 386 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Güzel İnsanları Örnek Alan Oğlum
GÜZEL İNSANLARI ÖRNEK ALAN OĞLUM
Sevgili oğlum,
İnsan okuyarak öğrenmekten çok görerek, çevresindeki insanların söz ve davranışlarından etkilenerek öğrenir. Öğrenme de hayatın amacı olduğuna göre insan hayatının güzel olmasını istiyorsa çevresini güzel insanlardan oluşturması gerekir. Belki iş arkadaşlarımızı seçemeyiz ama her zamanda muhatap olmak zorunda değiliz. Akrabalarımızı da seçemeyiz ama biz arkadaşlarımızı seçebiliriz. Bu yüzden hayatımızı yönlendirmek elimizde. Kader bile gayrete aşıktır. Yan gelip yatmanın bahanesini kadere atmaya hakkımız yok.
Sevgili oğlum,
Sen de baban gibi güzel insanları örnek alarak büyüdün. Seni ciddiye almayanlardan sıkıldın uzak kaldın. Seni anlayanlara elini uzattın. Bunu yaparken de gönül sesine kulak verdin ve baban gibi “el alem ne der” diye düşünmedin. El alem bir şeyini kaybetsen “her şeyini kaybetti, battı, bitti” der. Çalışıp çabalayarak bir güzel okul kazansan, sınav kazanıp da işe girsen “hazine buldu, bize çay ısmarlamadı” derler. Sen de bunun bilincinde olarak hareket ederek, hatalarında ısrar etmeyerek hayatında rahat ettin. İlerdeki hayatında bu düsturla devam ederse hayat sana her zaman güzel gelecek.
Canım oğlum,
Zaman zaman yazar, düşünür ve insanları aydınlatmaktan zevk alan münevver kişiler için konferanslar tertip edilir. Bu konferansları çok genç ciddiye almaz. Gördüğüm kadarıyla sen ciddiye alarak konferanslarda kafana takılan soruları da sorarak, konferans öncesi ve sonrasında da bireysel sohbetlere katılarak örnek aldığın kişilerden azami ölçüde faydalanmaya bakıyorsun ama çok insan genç bunu yapmıyor. Sadece diliyor, amaç gelişmek ve faydalanmak olmadığından dolayı da gelişme olmuyor fazla. Ben de çok konferansa izleyici ve konuşmacı olarak katıldığımdan biliyorum. Çok ama çok seyrek de olsa konferanslarımızdan sonra gelip tanışan insanlarla uzun ömürlü çalışmalar ve etkileşimlerde bulunduğumuzda oldu. Hem onlar bizden faydalandı hem de bizler faydalı olmanın mutluluğunu yaşadık. Bunu senin de benimsediğini görmek beni sevindirdi.
Canım oğlum,
Her bilgi ile dolan insan bunu en yakınlarından başlayarak çevresine anlatmak ister. Ama bizim toplumumuzda insanlar genelde tahsili ne olursa olsun anne ve babaların yönlendirmesi en büyük eğitim oluyor. Mesela ailede anne etkili ise ve kendi akrabalarını severse çocuklarda genelde annelerinin akrabalarının çocukları ile iletişim içinde olarak sık sık görüşüyorlar ve onların hayat felsefesini fark etmeden kendi hayatlarına çekiyorlar. Sorduğun zaman bunun farkına varmadıklarını görüyorum” Biz anne ve babalarımızın akrabalarını eşit severiz” diyorlar ama bunu hayatta göremiyoruz. Anne baskınsa çocuklar anne akrabalarını baba baskınsa baba akrabalarını daha çok seviyorlar. Baba baskın değilse baba akrabaları çok bilgili olsa da çocuklar onlardan faydalanamıyor. Çünkü hemen anne devreye girerek çocuklarını uzak tutuyor. Bunu da çocuklarını sevdiğinden yaptığını sanıyor. Çocuklarda sorgulamayı akıl edemediğinden yeterince örnek insanlardan akrabası ile olsa faydalanamıyor. ”Benim aklım yok mu annemden ya da babamdan bu kadar neden etkileniyorum? Annem sevmese de babamın akrabalarından bana faydalı olacak insanlar var ben aklımla onları bulup faydalanayım, onlara yardımcı olayım” demeyi akıl edemiyor. Bunu görüşü sen yıkıyor aklınla görüyorsun. Faydalanıyorsun herkesten. Bu benim bir gözlemim ve herkes bunu doğru bulmayabilir de. Ben bir baba olarak gözlemimi sana anlatayım dedim yani. Sen anne ve babandan çok etkilenmeden sana faydalı olacak akrabalarını ziyaret ederek, onlarla iletişimde olarak faydalanmaya bakıyorsun ve bu da sana artı değer katıyor. Kimse seni güzel örneklerden faydalanmaktan alıkoyamıyor yani. Öğrenen ideal insanda böyle olmalı değil mi?
Canım oğlum,
Bazı insanlar vardır. Tanıştığın zaman sana değer verir. Zamanla değişebilirler, senden istediklerini alamayınca, senin O’nu sevmediğini iddia ederek senden hep beklentileri olur. Bir istediklerini veremediğin zaman senin aleyhine konuşur ve seni üzmeye bakarlar. Bazıları da küserler. Sen de onlara fazla önemseme. Küsmek ile uzaklaşmak ile onlar senin gibi bir dostu kaybederler sadece. Böyle insanlarla uğraşmak zaman kaybıdır ve sen hemen bunlardan uzaklaşmaya ve seni üzmeyen senden bir şey beklemeyen kara gününde seninle beraber olanlara bak. Derler ki” Bir insan sizi bir kere üzerse o insanı tanımadığından hatalı olan odur. İkinci kere üzerse buna fırsat tanıdığından hatalı olan sensin”. Buna ben kısmen katılırım. İyi arkadaş her zaman arkadaşına yardım eder ama her iyi niyetini suiistimal eden insan da senin dostun olamaz herhalde. Esas olan hal ve tavırları ile bizlere öğrenme fırsatı veren ve bize hayatta yaşama sevinci veren “iyi ki varsın” diyeceğimiz dostlarımızın olması değil mi?
Sevgili oğlum,
İnsanları kendi gözünle tanı. Başkalarına da tabii ki tanımadığın insanları sor ama gene de kendi görüşüne bak. Bence yanlış anlamaların çoğu insanların sorunları hep başkalarına sorarak çözmeye çalışması belki de sana çok faydalı olacak insanları kıskanan insanlardan sordunsa onlarda tabii ki güzel konuşmayacaklardır. Sen her zaman herkese danış, konuş ama gene de kendi kararını kendin ver. Kendi verdiğin kararlar yanlış olsa da daha az pişmanlık duyarsın ve kimseyi de suçlamazsın. Çok duyarız “Falancaya danıştım öyle yaptım çok pişmanım” diye..
Sevgili oğlum,
Bilgi seviyesi düşük insanlar, genelde bilgili insanları gördükleri zaman ailelerinde, iş yerlerinde, çevrede ya önemsememeyi ya da alay ederek küçümsemeyi, hakkında dedikodu etmeyi tercih ederler. Ama sen, sıradan basit insan olmadığından bilgi ve tecrübesi ile sana faydalı olan ve senin de faydalandığın insanları görmemezlikten gelmeyerek onlara gereken değer verir, sadece lafta sevgi göstermez, konuşmalarını laf olarak dinlemez, anlamaya da çalışırsın. “Çoğunluk böyle yağıyor” diye çoğunluğa değil doğru olduğuna inandığın insanlardan faydalanırsın.
Canım oğlum,
Biz çoğunluğu memnun etmek için değil, önce bilgi ile dolmak sonrasında, bilgi ve Yaratanın verdiği sevgimizi insanlarla paylaşmak için yaşıyoruz. Bunu yaparken de bizden daha bilgili olan ve insanları “ Yaratılanı sevdim yaratandan ötürü” diyen insanlardan azami ölçüde, onları dinleyerek, kitaplarını okuyarak, okutarak, güzel insanların yazdıklarını güzel kitapları yazan insanları tanımasak da güzel olduğu için hediye etmeye çalışmaktır. Kötü amaçla yazılmış veya söylenmiş söz ve kitapları da paylaşmamak ve söyleyene de yazana da tepki göstermek de insanlık görevimizdir.
Muhabbetle kucaklıyor, sevgilerimi sunuyorum. Siz gençlikten büyükleri örnek alma konusunda çok umutluyuz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.