Birine aşıksanız eğer vaktinizin çoğu onu düşünmekle geçer.

Eğer onunla birlikte değilseniz ve o kişinin de sizin duygularınızdan haberi yoksa ona kendinizi fark ettirmenin türlü yolları arayışına girersiniz.

Bir şeyleri bahane ederek tesadüfmüş gibi yaparsınız.

Giyinip kuşanmak, özenli olmuştur artık. Ona kendinizi beyenme çabası içine girmişsinizdir.

En çok zaman ayna önünde geçer.

Gardorobunuzun kapağı sık sık açılıp kapanır.

Onun geçtiği sokaklardan tesadüf karşılaşmalar sıklaşmıştır.

Kalbiniz her zamankinden daha hızlı atar.

Konuşma imkanı bulduğunuzda esas söyleyeceklerinizi unutmuş olduğunuzu fark eder alakasız şeyler söylersiniz.

Tabi eve geldiğinizde tüh ya bu da söylenir mi diye saçınızı başınızı yolarsınız.

Eğer biraz ilerleme kaydettiyseniz feysten sayfasına girer çıkar fotoğraflarına bakar durursunuz.

Geceleri onu düşünmekten uyku tutmaz uyandığınız da yine aklınızda o vardır.

Şiir kabiliyetiniz varsa bol bol karalarsınız.

Velhasıl aşk iyi kötü herkesin başına gelmiştir.
Lakin geçici bi duygudur.

Yerini sevgiye bırakır.

Bu da kişinin size verdikleriyle artar ya da eksilip biter.

Biterse yerine "değmezmiş boşa zaman kaybı" diye üzülmenize neden olur.

Sevgide pazarlık yoktur.

Sınıflandıramazsınız. Şu vasıflarda birini seveceğim diye.

Bir şey sizi çeker ona doğru.

Kör gibi olursunuz.

Sanki dünya onun etrafında dönüyor sanırsınız.

Lakin zaman size doğruyu yanlışı gösterir.

Eğer birliktelik başlayıp devam ediyorsa tutum ve davranışlar gerçekleri anlayıp görmenizi sağlar.

Size gerçek anlamda sevip sevmediğini anlayacak bir sürü davranışta bulunur.

Ve en önemlisi

Eğer birinin hayatının içinde olamadıysanız
Onun hayatının parçası olanlardan arta kalan zamanlarda onun eylenceside olmayın.

Fatma çicek