Pulle’nin Maceraları


Pulle soğan sarısı zayıfça rengiyle huylarıyla sevimli,
köyün, köylünün dilinde eğlencesi olan bir tazıydı.
Fırsat bulunca evlere dalar kap kacak yalar ne bulursa...
Bir gün Sakine hala kümese tavuklar için
yemek artıkları bırakır, halanın girip çıktığın görmüş,
durur mu hemen dalar yalar yutar
Başka gün X hatun bostan tarafında oyalanırken
evde takırtılar duyar. Bu pullenin işidir der, bir ders vermek
için kapıyı çeker, pulle bu evin her tarafını biliyor
arka bacadan atlar pırr!
Macerasının olmadığı gün olmazmış pullenin
Hele bir gün İçço gilin avlaya dalar boş bakracı yalar,
Bakracın kulpu havadaymış.Yalarken bir ayak sesiyle
başını kaldırınca bakraç takılmaz mı boynuna...
Pulle boynunda asılı bakraçla koşturur da koşturur.
Çocuklar peşinde pulle önde köyün içinde sanki bir sirk
gösteri...
Bakraç eşki bakırlardan, sallandıkça şakıtısı takırdıtısı...
Tam bir eylence, komedi ...
Buna benzer daha çook macerası var anlatılan, ama şimdilik
bu kadarı yeter
Boynunda asılı sallanan bakraçla köyün içinde koşturan bir tazı,
hele bu Pulle ise..
gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz.. Peşinde çocuklar herkes
seyrinde...
O dur budur yalaklık yapanlara " pulle , pulle gibi çanak tabak
yalayıcı!"denir olmuş..



Ah pulle ah!.. sen mi birilerinden aldın
birileri mi senden aldı yalakalığı, falakalığı!...
Bu, ders ibret dolu bir yazıdır.
Günümüze güzel bir örnektir.
Yoksa durup dururken 60 yıl önceki bir anıyı
Esef Dayı gilin tazıyı neden yazıma konu etmiş olaydım !

’Bizim bir katırımız vardı!’ kankası olan ağabeyimle
aralarının açılmış olduğu anı da aynı amaçla kaleme alınmıştır.
Merak eden okusun. Gerçi sanmam da!!! Neyse!!! Nokta!!!