Kahraman, aşma ve ilerleme iradesiyle, normal insan halinin üzerine yükselen insandır. -Yakın zamanlara kadarkahraman sıfatı, hayatını tehlikeye atmak pahasına üstün askeri başarılar kazanan kimseler için kullanılagelmiştir;oysa modern savaş araçları ve teknikleri, bu anlamda kahramanlığı artık imkansız kılmıış gibidir: ’’Tüfek icad olundu mertlik bozuldu’’ diyen Köroğlu, bu gerçeği üç yüzyıl önceden görüp kavramıştı. Bugün askeri anlamda kahraman;sadece itaat duygusuyla görevini yerne getiren, dolayısıyla da, tamamiyle kendi iradesi dışında kalan birtakım etkenlerin itişiyle ’’kahraman olma durumu’’ na gelen kimsedir. Bu bakımdan kahraman sıfatını bugün, tek tek kimselerden çok ortak bir iradenin itişiyle iş gören tıopluluklara , öerneğin kurtuluş savaşı veren halklara uygulamak, çok daha yerinde olur. Nitekim kahraman kavramı bugün, herşeyden önce olumlu yönden yaratıcı bir eylemi içermektedir;kahraman bugün ulusal ya da devrimci bir davanın önderliğini yapan, dolayısıyla da gerçek bir tarihsel gücü canlandıran kimsedir: Örneğin Atatürk, Gandhi ve Lumumba, bu anlamda birer kahramandırlar. Gene bugün kahraman sıfatı, örneğin Pasteur, Schweitzer ve Gagarin gibi tüm insanlığın ilerlemesi uğruna hayatını tehlikeye atan kimseler için de rahatça kullanılabilir. Bizim tarihimizden örneğin Piri Reis ve Hazerfen Ahmet Çelebi, bu anlamda birer kahramandırlar. Ve nihayet kahraman, insanlığı yüceltici kültür ve sanat değerlerini oluşturan kimsedir: Örneğin manevi idealleri uğruna ölümü göze alan Sokrates’le Nesimi, köleciliğe ve gladyatörlerin insandışı durumuna karşı çıkan Seneca, insanlar arasındaki eşitliği ve toplumsal adaleti savunan Hacı Bektaş Veli, çağımızın gerçeğini tüm boyutlarıyla dile getiren Charlie Chaplin ve kendi, bilimsel buluşlarının sonucu olan atom bombasına karşı dünya çapında bir mücadeleyi başlatan Einstein da, bu anlamda birer gerçek kahramandırlar.