3
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1273
Okunma


Birkaç iyi insan ve birkaç yol tamircisi… Dünyanın bütün hazinesi bu işte… Bütün gülümseyebilme ihtimali bu… Kullanılmayan kalplerle dolu korkunç bir kalabalık; yürüyen, tıkınan, ihanet eden, savaşan ve üreyen kocaman bir koronun içindeyim. Ve soruyorum “ben” adındaki o küçük noktaya yerleşen kendime: Hissizlik bozkırında boy veren bu erdemsizlik pornosunun neresindeyim?
Neresindeyim, bilmiyorum. Samimiyetsizlikten çürümüş bir toplumda yaşıyorum. Gittikçe yitiriyorum aydınlık alışkanlığımı. Küçük siyah kuyularla kuşatılmış bir bölge oluşuyor görüş alanında. Orası, hafızanın düşüşüdür. Öyleyse çığlıklardan yapılmış bir duvardır insan; o duvarda varoluşu unutmuş bir resimdir. Resmin içinde kum… Kum ki bir anlamın üstünü örterek anlam olmaya çalışıyor.
Birkaç sevgi nöbetçisi, karşı kıyıya düşünce taşıyan cesur kayıkçılar ve iştahla bekleyen o büyük çıkmazı erteleyen birkaç kırılış ustası… Onlar, yeryüzünün yarasına ilaç süren gizli çalgıcılar. İyileşme ihtimali. O ihtimale doğru; siste yürüyorum, körlük sözleşmesini reddederek. Eskimeyen terlikleriyle arkamdan geliyor yalnızlık çağı.