Yıllar önceydi.
Bir gün yedinci sınıfta okuyan kuzenlerimden erene sana bir soru soracam,bilirsen sana harçlık verecem dedim.Sor amca dedi;
üçgenin alanını sordum bilemedi.Peki dedim ikinci soruyu sorayım,*üç kere yedi nin yarısının arkasına bir sıfır koyarsak kaç olur?
Uğraştı,düşündü taşındı ...yüz on dedi,olmadı dedim..yüz on beş,yüz elli dedi,olmadı diyince küçük kardeşi güldü.
Küçük kardeşi gülünce hem soruları bilmediği için ,hem kardeşinin gülmesinden alındı ağlamaklı oldu.
Orada bizi dinlemekte olan amca zadelerden Hasan (Gubane) güldü,ve "o ne biçim soruymuş birisini ağlattı,birisini güldürdü" dedi.Bu kez soruyu ona yönelttim;
Mektep yüzü görmemiş,yetmiş yaşındaki adam Hasan emmi nereden bilsin..
’He ya sahi de, birisini ağlatacak,birisini güldürecek kadar varmış meret!’ dedi gülüştük.
Kuzen yeğene harçlık verdim,verdim ama o bunu az görmüş olacak ki ;
"Sorduğu sorulara bak,verdiği paraya bak koca hakimin" diyor kendi kendine söylenip gidiyormuş.
Halen Erencan ı gördükçe bunu anımsar güleriz.