Hakan İktisat Fakültesi mezunu genç bir şirket çalışanıdır. Aslı ise aynı şirkette çalışan lise mezunu bir sekreterdir. Hakan’ın işçi emeklisi babası ve belediyede çaycılık yapan annesi ile beraber yaşamaktadır. Aslı ise devlet memuru babası ve ev hanımı annesi ve taksi şoförü abisi ile yaşamaktadır.

Hakan ve Aslı değişik tarihlerde değişik nedenlerden dolayı haklarını aramak için mahkemeye başvururlar. Ancak mahkemede ikisi de haksız çıkar. Hakan ve Aslı adaletten ümidini keser ve kafalarında ; ’’ Adalet güçlü olanlar için var’’ Düşüncesi hakim olur.

Hakan ümitsiz halde düşünürken yorgunluktan uykuya dalar ve rüyasında bir gup çocuğun kendilerine oyun olarak taşlardan mahkeme kurduklarını görür. Hakan uyanınca Kendisi de aynı şeyi yapmaya karar verir.

Hakan şehirden uzakta ,taşlık bir yerde biraz büyükçe beş tane taş toplar ve bu taşları küçük bir mağaraya koyar, bu taşlara cansız mahkeme ismini verir. Başına gelen tüm haksızlıkları değişik zamanlarda bir kağıda yazar ve bu taşların önüne koyar. Hakan’ın bu davranışının amacı bu şekilde kendisini manevi olarak rahatlatmaktır.

Hakan bir vesile ile Aslı’nın da kendisi gibi mahkemelerde haksız çıktığını öğrenir. Aslı ile tanıştıktan sonra cansız mahkeme olayını Aslıya da anlatır. Aslı da aynı şekilde Hakan’ın yaptıklarını yapar ve o da manevi olarak rahatlar.

Aslı kendine yakın hak mağdurlarına da cansız mahkeme olayını anlatır. Böylece mağaraya giden insan sayısı artar. Bu olayı duyan Kadir isimli sağ duyulu bir avukat da o mağaraya gider ve mağaranın boş olduğu bir zaman oraya konan kağıtları okur, insanların sorunlarını ve mağduriyetlerini öğrenir. Bu durumu önce yakın avukat arkadaşlarına, sonra baroya bildirir.

Baro yönetimi bu konuya el atar ve mağdur insanlara yardım etmeye karar verilir. Bu konuda yardım derneği kurulur. Hakan derneğin başına geçer. Mağdur insanların sorunları çözülmeye başlar.