10
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1518
Okunma

Evet dedi Müzeyyen Hanım, incecikten bir ses geliyordu, acı ve çaresizlik içeren yardım sesleri, yardım miyavlamalarıydı. Yavru bir kedinin sesiydi. Sabah gün ışıkları doğana kadar ikizlerin doğumunda doktoruna yardım etmiş, yorgun ve bitkin bir şekilde yatağını hayal ederken nereden de gelmişti bu çaresizlik sesi. Yağmurlu ve serince bir havada bu biçareyi de sokakta bırakamazdı. Sağına soluna bakarak sesin geldiği tarafı bulmaya çalıştı. En sonunda mahalle manavının kapı önündeki kasaların arasında çaresiz mini, mini henüz gözleri yeni açılmış sarı bir sarman kediyi buldu. Zavallıcık hem ıslanmış hem de üşümüştü. Elindeki çantayı kolunda sağlamlaştırarak kediyi kucağına aldı. Ve evine götürdü.
Kedi hem acıkmış, hem de üşümüştü. Ebe-hemşire olmanın verdiği alışkanlıkla hızlıca kediyi temizledi. Kuruladı. Sonra da karnını doyurup uykuya bıraktı. Müzeyyen Hanım bu kedinin bir sahibinin olmasını umuyordu. Mahalle sakinlerine sordu soruşturdu. Yazık ki yavru kedinin ne annesinden haber, ne de sahibi olduğuna dair bir bilgi alamadı. Kedi Müzeyyen Hanım’ın evini yuva, Müzeyyen Hanım da kediyi ailenin bir ferdi olarak bildi, bu şekilde yaşamaya başladılar.
Aradan bir süre sonra yavru kedi büyümüş serpilmiş yakışıklı bir erkek sarman kedi olmuştu.
Bir gün Müzeyyen Hanım’ın çok sevdiği bir arkadaşı Melek yatılı olarak ziyaretine gelmek ister. Müzeyyen Hanım da arkadaşını evine kabul eder, ancak aynı akşam bir doğum olduğuna dair Müzeyyen Hanıma acil haber gelir, yerine de bakacak bir başka ebe-hemşire bulunamaz, Müzeyyen Hanım arkadaşını evde bırakıp doğuma gitmek zorunda kalır ve giderken kedisine;
“Melek sana emanet” der.
Müzeyyen hanımın arkadaşı Melek Hanım evde sarman kedi ile akşamı geçirip yatarlar iken bir süre sonra kapı çalınır. Sokak kapısının önünde sürü halinde kediler insanların anlayacağı dilde “Hasan, Hasan” diye seslenmektedirler. Evin Sarman kedisi gider kapıyı açar, kapının önü renk, renk irili, ufaklı, çeşitli cinslerde kedilerle dolmuştur
“Efendim” der. Sarman Kedi. Diğer kediler;
“Hasan peri kızının düğünü var. Hepimiz oraya davetliyiz sen de gel” derler. Bu arada Müzeyyen hanımın arkadaşı Melek korkudan tir, tir titreyerek uyuyor numarası yapar, yorganın aralığından konuşmaları izlemeye devam eder. Sarman kedi.
“Hayır gelemem evde misafirimiz var, Müzeyyen ablam onu bana emanet etti” der. Tüm kediler bir ağızdan onu da getir onu da getir diye bağırırlar. Ve sarman kediyi ikna ederler. Tüm kediler birleşerek Müzeyyen Hanım’ın Arkadaşını yatağı ile birlikte yüklenirler, uzakça Işıklar içinde süslenmiş bir yere giderler, Melek Hanımı yüksekçe bir ağacın tepesine yerleştirerek kendileri de aşağıda sabaha kadar eğlenirler. Bu arada Melek Hanım olanları hayretle yukarıdan izlemektedir.
Sabaha karşı eğlence bittikten sonra da Melek Hanım’ın da yatağı ile birlikte alıp dönerler iken Melek hanım kaldığı ağacın dallarından birisini gizlice koparır ve yorganın altına saklar.
Sabah Müzeyyen Hanım doğumu yaptırmış, olanlardan habersiz evine dönmüştür. Arkadaşı Melek olanları anlatır fakat Müzeyyen Hanım’a çok da inandırıcı gelmez.
“Rüya görmüşsün” der.
Bir zaman sonra Müzeyyen Hanımın Sarman kedisi yaşlanır, hastalanır ve bir gün evi terk eder. Ne kadar arasa da bulamaz kedisini üzgün olan Müzeyyen Hanım. Bir müddet sonra; bir gün kapısı çalınır. Kapının önünde kediler ve bir sandık vardır. Kediler der ki;
“Müzeyyen Abla Hasan vefat etti. Bu sandığı da size getirmemizi vasiyet etti.”dedikten sonra giderler.
Müzeyyen hanım sandığı açtığında bir sürü değerli taş, değerli altın, gümüş, takı ve eşyaları görür. Sarman Kedisi sahibi tarafından öldüğünün görülmesini istememiş, vefa borcunu da bu şekilde ödemiştir. Müzeyyen Hanım Arkadaşı Melek Hanıma inanmamış olduğuna üzülür.
Melek Hanım tarafından kedilerin eğlencesine şahit olduğu gece getirilen dal uzmanlar tarafından incelendiğinde bulundukları bölgede böyle bir ağacın yetişmeyeceğine karar verilmiştir.
26.08.2018
Masalımsı bu öykü yazımı güne taşıyan çok Değerli seçki kuruluna Teşekkürler ediyorum.
Saygılarımla.
27.08.2018