13
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1698
Okunma


İş giysisinin eşarbının tam kapayamadığı ve vaktinden çok önce beyazladığı belli olan saçları hep evde boyanmaktan farklı tonlarda ve tiftik tiftikti… Bu görüntünün bile gölgeleyemediği yüz güzelliği ise seyre değerdi.
Kusursuzluğun abidesi gibi hatları olan yüzde saçlarının tam tersi, yaşının çok altında bir cilt ve yaşam enerjisi vardı. Yeşilin tonlarının içinde oynaştığı badem iriliğindeki gözleri, gülümsemeye her an hazır ağız kıvrımı ve her gülümseyişinde gölgesi ona ayrı bir çekicilik veren tek yanağındaki gamzesi büyük bir uyum içindeydi. Ama tek tek bakınca sanki saçlar ve yüz, aynı kişiye ait değillerdi.
‘Günaydın!’ diyerek girdi odaya, elindeki temizlik malzemeleriyle. Hasta kadına içten bir gülümsemeyle ‘geçmiş olsun’ dedi ve birden kendi dünyasına döndü.
Elindeki yer silicisinin sapını büyük bir estetik ve alışmışlıkla kavrayarak, bununla sahnede gösteri yapan bir tiyatrocu edasıyla işini yapmaya başladı. Bedeni ve elindeki malzeme bütünleşmiş halde gidip gelirken, o çoktan kendi dünyasının derinlerindeydi. Sanki keyfine doyulmaz bir manzara izliyor… içinden söylediği bir şarkıya eşlik ediyor… kendisine edilen iltifatları huşu içinde dinliyor gibiydi… Belki kurduğu hayallerle katlanabiliyordu işinin zorluklarına.
Bütün bunları yaparken hiçbir eşyaya çarpmadan, dokunmadan çok zarif bir kıvraklıkla ustaca ve sessizce geri geri giderek işini tamamlıyordu.
Bu estetik karmaşası ve ziyafeti karşısında şaşıran hasta kadın, kendi kendine konuşur gibi seslendi temizlik yapan güzel yüzlü kadına:
- Ne kadar sevecen bir yüz ifadeniz var!
Büyü o anda bozuldu. Temizlik yapan kadın belki kayda bile alınamayacak kadar kısa bir süre dondu kaldı, bir refleksle anlık bir bakış attı yatağında yatan hasta kadına. Duyduğuna inanamıyor, cümlenin ardındaki niyeti çözmeye çalışıyor gibiydi. Sonra hiçbir şey duymamış gibi işine devam etti.
Ama artık yüzünde donuk bir ifade vardı, hayal dünyası yıkılmış, gerçekle yüzleşmiş gibiydi. Odadan çıkarken hayata kafa tutar gibi bir baş hareketiyle:
- Heee, öyledir! dedi ve çıktı.
Nelere sebep olacağını hiç düşünmeden kendince beğenisini ifade etmek için ağzını açan hasta kadın şimdi bin pişmandı.
Ne niyetle söylenen sözlerin neleri yıkabileceğini gözlemekten içi acımış, o gülen yüzü soldurduğu için kendini suçlu hissetmişti.
Demese miydim acaba, dedi kendi kendine söylenerek…
25.05.2016 Serap IRKÖRÜCÜ
’Günün Yazısı’ olarak anı/öykümü taltif eden Seçici Kurula teşekkür ederim... Saygılarımla...