Kağıt satıcılarının ,yüzü kömür karası olmuş maden işçilerinin hallerini anlatan resimleri gösteriyorsunuz?Hangi devir,hangi sistem gelirse gelsin kimileri kağıt toplayıcılığı yapacak,kimileri de çobanlık yapacaktır.Dünyanın neresine giderseniz gidiniz ameleler,işçiler, ustabaşılar, mühendisler hep olacaktır.Asgari ücret de, modern köleler de,orta sınıf da,zenginler kulübü de olacaktır. Anlamıyorsunuz!Rızıklar kabiliyetler farklı dağıtılmıştır. Hastalar,yoksullar,evsizler, zenginler her çağda olacaktır. Savaşlar ,afetler, göçler ,göçmenler, mülteciler de olacaktır. Fakirler gün gelir zengin,zenginler bir gecede fakir olurlar;hastalar bir gün iyileşir,sağlıklı insanlar ansızın hasta olurlar..Siz anlamıyorsunuz!Hayat böyle bir imtihandır. İmanlı biri son nefesini verirken imansız gidebilecek;inanmayan son kertede iman edip gidebilecektir.Alimden zalim; zalimden alim doğabilecektir.Siz anlamıyorsunuz!Hayat bilinmezliklerle doludur. Dünya bunca zulüm, kan ve göz yaşına rağmen nasıl ayakta duruyor?Zalimlere anında neden azap inmiyor?.diyorsunuz.Hayır, siz anlamıyorsunuz!Yaradan bir mühlet vermiştir.Siz ondan daha iyi bilemezsiniz.
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sosyal ağırlıklı bir konuyu işlediğimiz bir derste, öğrencilerile konuyu tartışmaya başladık... yaşları yettiğince, ve bilgileri izin verdiğince fikirlerini paylaşmaya ve daha adil nasıl yaşanabilir üzerine düşüncelerini anlatmaua başladılar...
Hepsi, üst ekonomik düzeyde yaşamları olan ailelerin çocuklarıydı, ama çoğu kendini daha bağımsız hissederek düşüncelerini 'ütopik' de olsa, aile gerçekleriyle uyuşmayacak kadar 'ilerici' bir yaklaşımla anlatıyorlardı...
İçlerinden biri fakirlerin yaşam düzeylerinin yükseltilmesine kökten karşı olduğunu çok tepkili bir şekilde aktardı... ve 'çünkü, fakirler olmazsa, bizim fabrikalarda kim çalışacak?'...
Meslekleşme ve meleke yeterliliğince farklılığın zaten olacağını ama bunun olabildiğince 'insanca bir yaşama' engel olmayacak bir gelirle de yapılabileceğini anlatmaya çalıştım... Bakışlarından beni anlamadığı ve söylediklerime katılmadığı kesindi...
Zar zor mezun oldu ve hazırlık sınıfı olan bir üniversite bölümü seçti, o yıl kaldı... kaydını dondurdular ve onu o dilin ana dil olduğı ülkeye gönderdiler... Bir yıl sonra geldiğinde yine sınavı aşamadı... hazırlığı ikinci kez de okuduğunda kalınca kaydı silindi!....
O, kendini iyi tanıyor ve çalışmadan yaşayabileceği bir hayatın hazırlığını yapıyordu... O ve onun gibi düşünenlerin kendi yaşam standartlarını sağlayacak ama bunu yaparken 'yaşamayacak' bir kitleye ihtiyaçları hep var!... KÖLE ve SAHİP algısı...
Savunduğunuz fikirler bana bu çağrışımı yaptı ve bu 'derin uçurumları' normalleştirmeye çalışmanıza şaşırdım açıkçası...
Serap Hanım, "Meslekleşme ve meleke yeterliliğince farklılığın zaten olacağını ama bunun olabildiğince 'insanca bir yaşama' engel olmayacak bir gelirle de yapılabileceğini anlatmaya çalıştım... Bakışlarından beni anlamadığı ve söylediklerime katılmadığı kesindi."diye izah etmişsin öğrencine.Ben de yazımda bu kabiliyetlere göre meslekleşmeye vurgu yapmışım.Tabi ki asgari ücetle çalışanlar insan onuruna yakışacak hayat şartlarında yaşamalıdır.Benim yazımdan neden olumsuz anlam çıkarmışsınız anlamadım.Hani paragraf sorularında olurdu,yukarıdaki paragraftan hangisi çıkarılamaz diye."Derin uçurumu normalleştirme" şıklardan birisi olsaydı doğru cevap olurdu."Derin uçurumu normalleştirme" yi hangi cümle,hangi imlayla yapmışım,ben de buna şaşırdım açıkçası.Neyse en azından hakaret yok eleştirinizde.Teşekkür ederim.
Buzluk da yer kalmadıysa derin dondurucu almak lazım. Bayram öncesi bir çok firma bu konuda imkan sağlayıp indirime gitmişti oysa... Arz talep böyle işlemekte demek ki...
Inanmak ve anlamak biz de böyle bir şey dostum... Oturup kıyamet beklemek işte durumun ironisi oluyor...
Şurada çizim yapmak mümkün olsaydı keşke. Piramit çizecektim ama yazarak anlatmayı deneyeyim.
Ama önce anlamıyorsunuz diye başlayan ama asıl anlama sıkıntısının yazı sahibinde olduğu gerçeğinin sırıttığı yazıya...
Elbette her toplumda saydığınız kesimler vardı ve olacaktır da... Ama sayısı ve refah düzeyi önemli. Bir piramit hayal edin. Gelirle ilgili bir piramit. Piramidin tabanı daraldıkça refah seviyesi yükselir. Taban kısmı fakirleri, orta kısmı orta direği, en üst kısmı da zenginleri ifade eder. Taban çizgisi yayılıp taban açıları azaldıkça fakirlik düzeyi artar. Daraldıkça, piramit dikleştikçe fakirleri ifade eden kısım küçülür. Bu aslında yaptıkları işten doğan kazançlarını da ifade eder. İşte bizim ülkede taban açısı neredeyse yok olmak üzere. Orta direk kaybolmak üzere. Bu gidişle sadece fakir ve zenginler kalacak. Mutlu azınlığı ifade eden zirve de gelirden en büyük payı artırarak almaya devam edecek.
Here mesleği yapan insan olacak ve olmalı. Ama hepsi de yaptığı işin semeresini görmeli. Kağıt toplayıcısı da çöpçü de gelir dağılımdan adaletli bir şekilde payını almalı. Sorun mesleklerde değil gelir dağılımında... Bir de sizin gibilerde...
"Sorun sizin gibilerde"sözünüze üzüldüm doğrusu.Yazımda bahsedilen mesleklerde çalışanlar gelir dağılımından hak ettikleri payları alıyorlar anlamını nasıl çıkardınız.Ben durum tespiti yapmışın maalesef olmuş ve olmakta olanı yazmışım 1.paragrafta.Sitem etmişim maden karası işçilerin resimlerini gösteriyorsunuz,diye.Hangi devir gelirse gelsin bu mesleklerde çalışanlar olacaktır,demişim.Modern köleliktir demişim.Ha yazımda yapılan işin bedelini alıyorlar ya da alamıyorlar diye bi konuya girmemişim.O konuya girseydim piramitle anlatmazdım zaten.İktisadın ekonominin konuları edebiyatta can sıkar.Yağmur nasıl yağar,fen bilgisinin konusu olduğu gibi. Kısacası ben de ezilenin sömürülenin yanındayım.Sömürü düzeni hakkında yazarım okursunuz.Yalnız son cümlenizipiramitle birlikte size iade ediyorum.
Güzel anlatamamışım hocam. Baktın mı eleştirilere.Üstelik deneme yazısı,makale değil bu.Deneme yazısında bir şeyi ispat etmek bir fikri argümanlarıyla desteklemek kaygısı yoktur.Teşekkürler.Takipte olacağım.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.