Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ

FATMA’NIN SAKIZI -1-

Yorum

FATMA’NIN SAKIZI -1-

18

Yorum

9

Beğeni

0,0

Puan

1595

Okunma

Okuduğunuz yazı 28.7.2018 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
FATMA’NIN SAKIZI -1-

FATMA’NIN SAKIZI -1-



Gece siyahı saçları bir ipek demeti gibi parlayarak süzülürdü taa beline kadar. Gözleri her an sürmeli gibi, kirpikleri ise hep kaşlarını yoklardı.

Sakız çiğnemeyi çok severdi Fatma. Eline geçen üç beş kuruşla birkaç tane alır, kuma annesinden olan küçük kardeşleri isterse diye hepsini birden ağzına atardı. İçerde şişen sakız kütlesi, dudaklarıyla zor toplanır, konuşurken haylaz çocukların camdan kaçamak bakışları gibi fırlayıverirdi bazen ağzının köşesinden.

Büyük kumanın kızı olduğu için bu ayrıcalığını sık sık kullanır, yatarken bile sakızıyla yatardı, ondan olmamak için.

Daha on dört yaşındaydı ama, babası sık sık ‘Bizim bu kız evde kalacak galiba’ derdi. Ablası on altı yaşındaydı, bitişik kasabanın belediye başkanının oğluyla evliydi ve üç çocuk annesiydi. Babası ondan iyi bir başlık almıştı, uzun bir süre idare etmişlerdi. Gittikçe eli sıkışmıştı ama kız evdeydi!.

Evde bir temizliktir başladı, bir telaş!... Fatma’nın umurunda değil. Seke seke arkadaşına gitti, ağzında sakızıyla.

Az sonra kapı aralandı, aile büyükleri bir erkekle, iki kişi girdi içeri. Kadın orta yaşlı, mazbut giyimli, şaşkın tavırlıydı. Yanındaki erkek ondan az genç, sınık benizli, ezik, ürkek, ‘böh’ desen arkasına bakmadan kaçacak izlenimi veren biriydi.

Diğer aile büyükleri de geldiler, meclis kuruldu. Misafirler, çok uzak bir şehirden gelmişlerdi. Abla, bulundukları yörede hastalıklı yapısı nedeniyle kimse kız vermediği için evlendiremedikleri kardeşini yanına almış, parayı da cebine koymuş ‘iyi bir başlık verirseniz oralarda istediğiniz kızı alırsınız’ dendiği için taa buralara gelmişlerdi.

Otobüsten indikleri gibi soran gözlerle kendilerine yaklaşana niyetlerini söyleyince onlar da tutup bu eve getirmişlerdi ‘dünürleri’. Evde bayram havası vardı. En sonunda ‘elleri’ rahatlayacaktı. Pazarlıklar yapıldı, mal satışı gibi kollar kökünden çıkarcasına sallandı. Her seferinde birinin teklifiyle ısrarlarla... sonunda ‘iyi bir’ fiyatta anlaştılar.

Fatma’yı çağırdılar bir koşu. Ağzında yarısı dışarıya sarkan sakızı ve üzerinde sokak kokusuyla bir hışımla içeri girdi küçük kız. Yabancıları görüne odanın ortasında hareketsiz kaldı bir an. Neden çağrıldığını bile bilmiyordu. Söylediler kısaca. Kalakaldı! Şaşkınlıkla bir kadına, bir adama baktı. Duyduklarına inanamamış gibiydi. Tek kelime söylemeden başının önüne eğdi, akşama kadar hiç kaldırmadı bir daha.

Ablası da erken evlenmişti ama gencecik, civan gibi yakışıklı bir kocası vardı. Resmi nikahı da vardı. Yakındı da... sık sık geliyorlardı ailecek... Bunları geçirdi içinden, adama bir daha baktı, sonra bakmadı!..

O gece bir aile büyüğünün evinde ağırlandı ‘dünürler’. Ertesi gün minibüs kiralandı, şehre alışverişe çıktılar. Çoluk çocuk... Kim ne almak/ aldırmak istiyorsa balık istifi doluştular içine. Akşam üzeri yorgun argın döndüler. O akşam nişan olacaktı. Bir telaş daha başladı, bütün sülale eve doluştu...

Fatma, ‘sopada’ satılan simli mavi, belden büzgülü, etek boyu bile yamru yumru kesilmiş, robadan fırfırlı elbisesiyle girdi içeri. Varis çorabı gibi kalın beyaz çoraplarıyla deniz kenarında giyilen üstü simli kemeri olan takunyasıyla edalı edalı yürüyordu. Kıştı ve diz boyu kar vardı o zor coğrafyada!...

Sakızı yine ağzındaydı. Bu sefer paket paket aldırmıştı. Üstelik kokuluydu da. Açmadıklarını sıkı sıkı avucunun içinde saklıyordu.

Yandaki kolonları devasa boyutta olan ve iki kişinin zor taşıdığı, çift kaset çalar getirildi, herkes bir diz üzerine yere sıralandı. Ortada oynamaya, horon tepmeye başladılar. Gece boyu!... Ev zıngırdıyordu!... Ama herkesin keyfi yerindeydi. Fatma’nın da... Sakızları düşmesin diye avuçları kapalı oynuyordu. Sanki kınalanmış gibi...

Artık nişan faslı da yaşandığı için dünürleri evde ağırlamayı uygun buldular. Yarın akşam düğün vardı çünkü.

Ertesi sabah, okula gitmek için kapıyı açtığımda basacak yer olmadığını gördüm. Kapının eşiğine kadar yayılan bir yer yatağında Fatma, çarşıdan geldiği gibi elbisesi, terliği, kemeri, çoraplarıyla yüzükoyun yatıyordu. Yanında da küçük kız kardeşi.

O hengamede ayakkabılarımı ararken bütün dikkatime rağmen ses yaptım galiba, Fatma kıpırdandı ve sırtüstü döndü. Gözlerime inanamadım!... Sağ şakağından başlayarak kafasının yarısına yayılan devasa bir beyazlık, o kapkara saçları da içine alarak donmuştu sanki. O tarafa dönmek isterken canı yandı, bir daha denedi. Uyku arasında eli saçına gitti.

Fırladı yerinden. Şaşkın ve uykulu gözlerle bana ‘ne bu?’ der gibi bakıyordu. Kapıyı açtım, aldığım bir tutam karla çare aramaya başladım... Boşuna. Aile toplandı başımıza Fatma’nın çığlıkları üzerine. Gazla denedik, çekelemeye çalıştık. Olmadı.

Gece ağzından çıkan sakız, bir kalıp gibi şakağına saplanmıştı. Düğün gününde!... Kısacık kesildi Fatma’nın o güzelim saçlarının bir kısmı. Kafasının tam yarısında saç yoktu!

Akşama yine ’sopadan’ alınan gelinlik giydirildi ama duvak durmuyordu başında, saçına tutturulamadığı için. Onun da çözümüzü buldu yengeler. Alnının ortasından örtü gibi kafasına geçirip ensesinden bağladılar duvağı!..

Ertesi gün Fatma’yı hiç tanımadıkları, doğru söyleyip söylemediğini, adresini bile bilmedikleri iki kişinin peşine taktılar. O gün Fatma’nın isteğiyle alınan tahta bavula ( Türk filmlerinde gördüğü için hep özenci varmış ) çarşıdan alınanlar sığıştırıldı ve Fatma yerlere kadar uzun, kendine büyük gelen mantosuyla ve çenesinin altından sıktığı ve bir taraftan hep düzeltmeye çalıştığı çarşaf kadar kocaman bir örtüsüyle minibüse bindi, gitti!... Camdan son kez el sallarken ağzındaki sakızını çiğnemeye başlamıştı bile.

Evde büyük bir iç huzuru vardı. Fatma evde kalmamıştı!..

Artık bol bol sakız çiğneyebilirdi!..

28.07.2018 Serap IRKÖRÜCÜ



Anı/Öykümü ’Günün Yazısı’ olarak değerlendiren ve onurlandıran Seçici Kurul Üyelerine çok teşekkür ederim...
Saygılarımla... Serap IRKÖRÜCÜ

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Fatma’nın sakızı -1- Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Fatma’nın sakızı -1- yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
FATMA’NIN SAKIZI -1- yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
glenay
glenay, @glenay
26.8.2018 16:15:27
Yaşamımızdan bir kesit. Daha doğrusu daha bu çağda bile kızları satılık bir mal gibi görüldüğünü..

Yıllar önce benden iki yaş küçük arkadaşım on üç yaşında nişanlandığında ( az zaman sonra evlendirildi.) evde kaldım hissine kapılmıştım. Oysa çocuk ruhlu biriyim. Onu da babası üç beş kuruş ve bir tüp gazlı ocak için adeta satmıştı. Nikâhta damadı görünce beğenmemiş belkide bu yüzden birden burnu kanamıştı. Onu kanayan burnuyla hatırlıyorum. Ben de bu konuyu öyküyü yazsam mı acaba?

Gerçekten güzel bir öykü diliniz var.
Gönülden kutluyorum,

sevgilerimle..
Gamzelimm
Gamzelimm, @gamzelimm
30.7.2018 10:38:07
Hüzünlüydü...Kanaması durmayan yaralardan birine değinmişsiniz yazınızda gayet akıcı ve duru bir dille. Kutluyorum içtenlikle güne gelmeyi hak eden güzel etkili yazınızı ve sizi.

Sevgilerimle
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
30.7.2018 09:49:21
Tam bir sosyal dram, o kadar akıcı ve duru bir anlatım olmuş ki, maalesef bu başlık parası hala ülkemizin bir çok yöresinde ne acıdır ki uygulanmakta

kadınlarımız tırnak içerisinde söylüyorum san ki bir mal, eşya gibi satılmakta
hele ki bu teknoloji çağda utanç ötesi bir durumdur

anayasamızda yazıyor gülmek geliyor içimden; güya ülkemiz sosyal, demokratik, laik, hukukun üstünlüğüne bağlı, seçme ve seçilme iradesine bağlı bir cumhuriyettir der

HADİ ORADAN DİYESİM VAR

DEĞERLİ ÖĞRETMENİM YAZINIZ ON ÜZERİNDEN YÜZ BENDE SAYGILARIMLA
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
29.7.2018 16:58:41
Sevgili Serap Hanım, değerli öğretmenim kaleminiz ve yüreğiniz var olsun efendim.

Yalın ve içten sunumu ile yüreklerimize kazımamıza vesile oldunuz bu toplumsal yaranın ince ince işlendiği kıymetli derlemenizle.

Tebriklerimi bırakıyorum en içten sevgi ve selamlarımın eşliğinde.

Kıyısız/ım
Kıyısız/ım, @kiyisiz-im
29.7.2018 14:35:11
10 puan verdi
Paylaşımınız yerini hakediyordu...
Birkez daha tebrik ederim Serap Hocam.

Saygı ve sevgilerimle...
Serkan BOL
Serkan BOL, @serkanbol
29.7.2018 13:58:38
İbretlik hayatlar malesef gerçeğimiz
Etkili Yorum
EbRu Asya Yıldırım
EbRu Asya Yıldırım, @ebru-asya-yildirim
29.7.2018 13:10:13
Evde büyük bir iç huzur vardı
Fatma evde kalmamıştı ..

Öykünün finali bam teliydi

kendilerini mutlu eden bu cehaletlerine nasıl da sevinmişlerdir ekonomik sıkıntılarına geçici çözüm buldukları için bir kız çocuğunu feda ederken ..

Fatma evde kalmamıştı
hem evden bir boğaz eksilmiş, hem de ceplerine para girmişti .

Yıllar önce kaleme almış olduğum yaşanmış bir hayat öyküsünde
baba kız çocuklarını küçük yaşta evlendirmek istediğinde ablalardan biri
-baba beni yaktın bari kızkardeşime dokunma o okusun
dediğinde babanın büyük kızına verdiği cevap şu olmuştu

-Tohumunuza para mı verdim lan!!-

İçim daraldı yazarken burada Sokratesin bir sözüyle noktalamak istiyorum

"Çocuklar zevk tohumu değildir"



Böylesine sosyal bir konuyu duyarlılıkla kaleme aldığınız ve bizlerle paylaştığınız için teşekkür ediyorum
Ve günün seçkisini kutluyorum

Sevgilerimle Serap hocam
safure yıldırım
safure yıldırım, @safureyildirim
29.7.2018 12:19:13
Çok acı ve sosyal gerçekliğimiz maalesef..Çok başarılı işlenmiş, capcanlı..Bir gerçeğimiz daha var ki bu durum değiştirilmek istenmiyor asla ve daha da beteri için çalışılıyor..bu hikayelerle beslenen ve ayakta kalanlar var....güne seçilen başarılı çalışmanızı kutluyor, selam ve sevgilerimi sunuyorum Serap hanımcığım...
Serpil Taşyürek
Serpil Taşyürek , @serpiltasyurek
29.7.2018 09:48:19
Serap Hocam mallesef su dönemde dahi günümüzün gerçeğini yansıtan bu aci hikâyeyi içim burkularak okudum.
Gönülden tebrikler...Nice başarılara. Saygı ve sevgilerimle
ZEYBEK HOCA
ZEYBEK HOCA, @zeybekhoca
29.7.2018 09:35:18
Ancak gelebildim yazıya...

Su gibi..
Her anlamda "edebiyatımıza yakışan edebi bir dil", içeriği "feodal sapıklığın hala sürdüğünü" anımsatan mükemmel bir denemeydi...

Kutlarım Serap Öğretmenim...
İbrahim Kavas
İbrahim Kavas, @ibrahimkavas
29.7.2018 09:21:17
Güzel yurdumun kanayan yarası. Gelin çocuklar, başlık parası. daha acısı baba evinden çıkınca bir daha dönememek geriye. Çocuğun çektiği acıyı paylaşan olsa bari. İbretle okudum, kalemine sağlık.
mirim
mirim, @mirim
29.7.2018 01:04:14
İçimi sızlattınız. Yıl 2018, evrim geçirmeyen bir bu anlayış kaldı.
Paylaşım hak ettiği yerde. Kutlarım.
KurşunKalem
KurşunKalem, @kursunkalem2
29.7.2018 00:06:32
10 puan verdi
Ve ben bir kere daha kutluyorum, inanmıştım ki zaten güne geleceğine, sevgilerimle can kalem...
Ethem NAMIK
Ethem NAMIK, @ethem-namik
28.7.2018 15:34:09
Elinden alınmış baskilanmis yaşamlar... Kaderse... eylemi kendi uretmedigimiz gibi sorumluluk ta yukleyemeyiz Fatma'nin gunahlarina. Bir sakiza umutla bağlanmak, bastırmak istercesine yaralarina.
Duygu yüklü dokunaklı yazınız icin sağolun, varolun.
Selam ve saygılarımla.
Hümeyra GÜN
Hümeyra GÜN, @humeyragun
28.7.2018 13:04:23
Ne yazık ki halen var böylesi olaylar...Nasıl da gerçekçi ve yalın bir anlatımdı...Yüreğim yandı yine...Ne zaman biter ki bu Ünziller... Fatmalar ...

'Önce kadın eğitilmeli ki diğerlerini eğitsin' diye boşuna denmiyor...

Benim de canım yanmıştı bir gün, düşüvermişti böylesi bir yazı...

*Ben bir kız çocuğuydum,anadolunun bir köyünde...
Işıksız odalarda, bir elimde fırça, bir elimde boya dolanır dururum..
Kimi ipekten, kimi sıvaları dökülmüş duvararı boyarım habire...
Ara sıra o duvarlalara bir kuş resmi çizmişliğim de olur.
Ben bir kız çocuğuydum anadolunun bir köyünde...__________


Çok duygulandım Değerli Öğretmenim. Ne yazık ki bazı yörelerde kızların çocukluğu öylesine kısa sürüyor ki,...Kaleminiz daim olsun. Kutluyorum içtenlikle...Yolunuz hep açık olsun. Sevgi ve selam ile.
KurşunKalem
KurşunKalem, @kursunkalem2
28.7.2018 12:38:24
10 puan verdi
Bir Türkiye gerçeği!...

Hani ben kafası olupta beyni olmayanlar dediğim zaman ' kim kızdırdı seni ' diyorsun ya :)) işte böylesi beyinsizlikler kızdırıyor beni.
Fatma'dan nice Fatmalar doğacak, yine, yeni, yeniden sakız efsanesi sürüp gidecek.

Çok güzel kaleme almışsın, hayranlıkla okudum, yüreğine sağlık değerli öğretmenim.
Sevgimle
Önder Karacay
Önder Karacay, @onder-karacay2
28.7.2018 10:18:06
10 puan verdi
Ülkemizin bazı köşelerinde hala yaşayan toplumsal bir yarayı o kadar akıcı ve o kadar güzel bir dille doğal yaşandığı gibi yazmışsınız ki bayıldım öğretmenim...

Fatma'nın öyküsü gibi daha yazacağınız çok öykü olduğuna inanıyorum.

Bunları paylaşmanız başarılı bir dil ve üslupla yazmanız çok faydalı olacaktır.

Okuyanı içine çeken, yaşandığı gibi yaşatan sahneler çok başarılı kurgulanmış.

Kız çocuklarının bu kaderi çok büyük bir yaradır çünkü...

İnsan ticaretidir aslında. Kızını paraya satmaktır. Toplumu bu ayıpla yüzleştirmek gerekir.

Kutlarım çok beğendim, böyle yaralayan öyküler yaşandığı içinde üzülmeden edemedim. Saygılarımla...
Kıyısız/ım
Kıyısız/ım, @kiyisiz-im
28.7.2018 09:48:16
10 puan verdi
Ülkemizde ne yazık ki hala daha olan şeyler bunlar..

Hikaye yönünden akıcı, okuyucuyu kendisine saran ve devamini merakli gözlerle beklettiren bir yazı olmuş..
Tebrik ederim Serap Hocam..Daha sık bekliyoruz sizden paylaşımlarınizı...

Saygi ve sevgilerimle..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL