17
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
2450
Okunma


Çok zor kazanılan, hak edilen… ama yaşanılan olumsuzluklardan sonra bir seferde tüm değerini yitiren bir kavramdır… Tek kullanımlıktır…
Bazen tek taraflı bazen iki taraflı bir duygudur güven… Tarafların birbirlerini tanıdıklarını zannettikleri ölçüde birbirlerine hissettirdikleri içsel bir garanti.
Burada devreye insanları tanımak giriyor. Ne kadar mümkün acaba insanı tanımak?... Biz insanları tanımayı genellikle kendi değerlerimize göre yapmıyor muyuz?... O zaman evrensel olamayacak bir şeyde, nesnel olamayacak bir konuda yanılma payı her zaman yok mudur?...
Yanılma payı dediğimiz de bizim doğru gördüğümüz bir şeyin yanlış çıkması değildir her zaman… Bu, tersi durumlar için de geçerlidir…
Hatta bazen her iki taraf da bütün samimiyeti ve dürüstlüğü ile davranmış, buna rağmen tarafların algısı sonucunda güven zedelenmiş ya da yok olmuştur…
Kişinin karşısındakine güveniyle, öz güveni ve güvenilir olması arasında her zaman bir doğru orantı vardır… Kişi her konuda olduğu gibi bu konuda da kendisini yansıtır… Bilmeden, farkında olmadan… hâtta bazen tersini ısrarla savunduğu halde…
“İnsanın kendisine yapacağı en büyük fenalık, öz güvenini kaybetmesidir.” der Richard Benedici… Bunun nedenini bulup bir an önce gidermek, bu duygu yoksunluğundan kaynaklanacak öze dönük veya yansımayla büyüyecek her türlü hasarı önler…
Güven, salt duyguyla değil, aklın da desteğiyle verilen bir karardır… O nedenle duygusal birçok nitelikten çok daha değerlidir… Burada önemli olan şirazenin yeri… Duygu ve akıl arasındaki denge… “Çok güvenirseniz aldatılırsınız, hiç güvenmezseniz hayatınız azapla geçer.” diyen Frank Crane de buna parmak basıyor…
Kısaca güven: Beklentilerimizin gerçekleşmesidir… ( ya da tam tersi ) İnsanları tanırken zamanla beklentiler ve garantiler oluşur… Bunlardan birinin ya da birkaçının olmayacağını görmek de “güven” duygusunu bitirir… Yine ‘ben merkezli’ bir karar vardır ortada… Belki de çok güvenilir bir kişiyi ya da durumu bizim kıstaslarımıza yeterinde uymadığı için saf dışı etmemizdir kısaca…
Bir kişiye güvenimizi kaybettiysek, suç karşımızdakinde değildir, bizdedir... ‘Görmekle bakmak arsındaki fark’ı doğru değerlendiremediğimizdendir… O, zaten öyleydi… Biz görmek istemediğimizde zihinsel bir oyun oynarız kendimize sadece… Sonunda ortaya çıkan şey, “ malumun ilanı”dır…
10.05.2015 Serap IRKÖRÜCÜ
Deneme yazımı ’Günün Yazısı’ seçkisine layık gören seçici kurula çok teşekkür ederim...
Saygılarımla... 05.07.2018