7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1607
Okunma
Cırcır böceklerinin sesleri kuş cıvıltılarına karışıyor .Herkes hayatından memnun . Ama bir yaprak varki , hastalanmış ve bütün gücü yittiği için sararmış . Diğer yaprakların arasından seçiliveriyor . Hayata küsmüş sanki . Esen rüzgarda hafif hafif sallanıyor ,koptu kopacak .
Uzun süredir onu kullanan ve onun sayesinde güçlenen ağaç , artık kendine bile bakamayacak durumda olan bu yaprağı istemiyor . Ağaç yaprakla olan bütün bağlarını koparmak üzeredir artık .Nihayet rüzgarın son darbesiyle salıveriyor kendini . Oraya buraya savrulmaya başlıyor . Diğer yapraklarun hepsi gülüyor . Birgün gelipte onlarda sarardıklarında kovulacaklarını düşünmek bile istemiyorlar .Kopan yaprak anlatmaya çalışıyor ama onlar durumlarından memnun , hiç dinlemiyorlar .
Zavallı yaprak nereye düşeceği meçhul , rüzgarın kesildiği yerde kalacak bi çare . Artık yaban ellerdedir . Çürümeye mahkumdur artık . Üzerine basıp geçecekler , her parçası bir yere gidecek ama hiçbiri yokolmayacak . Bir kısmını bi böcek yiyecek belki , Kuşların yemi olacak oda . Her parça eski beraberlikleri olan o yaprağı hatırlamayacak bile , ama nereye giderse gitsin doğanın bir parçası olduklarını unutmayacaklar .Canlı cansız varlıkları doğaya bağlayan güç o ki ne artırı ne eksiltir .
Tarihin derinliklerindeki Büyük patlamadan ( BİG- BANG ) bu güne kadar Doğanın Diyalektiği incelendiği zaman Evrensel Bağıntılılık ne güzelde ortaya çıkıyor .
Süpernova patlamasında kuark ve gluonların ; proton , nötron ve elektron gibi beraberliklerinin , şu anda damarlarımızda akan kanı yada beynimizdeki hücreleri oluşturması ne kadar ilginçse ; beyin hücrelerimizde gelişen elektiriksel , kimyasal süreçlerin oluşturduğu bilincimizle tüm bunları kavramamız ayrı bir ilginçlik tabiiki .
1994 KIRIKKALE