5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
648
Okunma
Her mahallede işimize aşımıza ve sırrımıza vakıf bir bakkal amca vardı bir zamanlar.Mahallede herkesin adresini ve kişiliğini analiz eden, muhtar formatlı güzel tacirler yani.Globalleşme denilen ve büyüğü büyülten, küçüğü küçülten bencil burjuva sistemi önce kişiliğimizi, sonra bakkal amcaları vurdu.Bakkallar ilk kurbanlardı.Onları akabinde kasaplar, manavlar, giyim sektörü derken tüm orta ve küçük esnaf (kobi) takip etti.Güç tek merkeze kaydı ve güç halktan alınıp global köpeklerin eline geçti. Bir zamanlar bakkalları bitiren süper marketler, zincir mağazalar karşısında yaşama savaşı verir oldu. Eden buldu gibi bir şey.
Biz gene başa bakkallara dönelim.Her fırsatta garip kalan bakkallar nasıl ayakta kalabilir biraz bunu tartışalım.
Kendi içlerinde örgütlenmeyi iyi beceremedi bakkallar.Bakkallar odası temsil makamından öteye geçmedi ve hatta temsil işini de beceremedi.Bakkal esnafı sahipsiz kaldı.Herkesin hoşuna gider büyük ve nezih bir mağazada alış veriş yapmak bu bir gerçek ve inkar edilemez ama büyüyen zincir mağazalar karşısında küçülen bir o kadar ufak esnafı düşünmek gerekli bize göre.
Bakkal esnafları bize göre oda başkanlığından ziyade kendi içlerinde örgütlenmeli. Birbirine bağlı olmalı ve bir çok kalem mal alımını birlikte yapmalı.En çok sattığı malları tespit edip tek merkezde topladığı parayı tek merkezden mal alımında kullanarak, pazarlık payını artırmalı.Toptancı esnafı karşısında itibar kazanmak için elinde para olmalı ve bunu kooperatifleşerek sağlamalı. Tüm kalemlerde mümkün olmasa da en fazla tüketilen on kalem mal da ortak alım yapılsa tüm üyelerin alacağı on kalem mal ciddi bir meblağ teşkil edecek ve iskonto payı inanılmaz olacaktır.Mesela aylık şeker tüketimlerini tespit eden on bakkal bunun parasını birleştirip tek tek davranacaklarına bir olup bu şekeri toptan bir noktadan alırlarsa ciddi bir miktar olur ve şekeri temin edecek esnaf mal alımındaki yüksek miktar için iskonto yapmaya mecbur kalır.Ama aynı şekeri tek tek kendi isimleriyle aldıkları zaman iskonto almaları imkansız hale gelir.
Bu ve buna benzer ortak adımlar ciddi kar payları doğuracaktır ufak esnaflar için. Başka bir çözüm yolu da sermaye birleştirilerek zincir mağaza kurulmasıdır.Yani oyunu kuralına göre oynamaktır.İsteyen istediği kadar süper marketler yasasını beklesin.Marketler artık bir gerçektir ve bu gerçek engellenemez bunu kabul etmek gerekir.Az önce belirttiğim tüm meslek grupları da bu oluşumlara yani birlikteliğe destek olurlarsa yaşama şansları artar ve var oluşlarını devam ettirebilirler.
Biz sermaye birleştirilmesi ve ortak adım alanlarında Kayseri esnafını gerçekten kutluyoruz.Elleri öpülesi projelerle Kayseri yi bir dünya kenti haline getiriyorlar gördüğümüz gibi.Şu an kaçıncı organize sanayini kurdular bilmiyorum ama böyle giderse başkent adayı bile olabilir Kayseri. Hayatın hangi alanında olursa olsun insan başarmak istiyorsa önce başaranların gittiği yol haritasına bakmalıdır. ‘Hiç bir başarı tesadüf değildir’ diyen ne doğru söylemiştir.Eğer insan bir yerlere ulaşmak istiyorsa yolu bilenle yolculuk etmeli ve rehberini ona göre seçmelidir.
Hayatın her alanında birlikten kuvvetin doğacağı aşikar iken , küçük esnafımızın birlik ve beraberlik için neyi beklediğini sormak isterim ? Daha neyi bekliyoruz esnaf ağabeyler kardeşler ? İyice haritadan silinmeden evvel, birbirimize güvenmeyi öğrenmeli ve zayıf ta olsa güçlerimizi birleştirmeliyiz. Elbette zorluklar ve içimizde art niyetli kişiler olacaktır. Bu bir tabiat kanunudur.Asıl mesele çürük elmaları iyi bilip ona göre davranmak ve başarıya odaklanmaktır. Yoksa çocuklarımıza bakkalları anlatırken ‘ çooook eski zamanlarda bakkal denilen , şimdiki mağazaların çok küçük bir minyatürü’ diye başlayacak cümlelerimiz.
Selamlar saygılar. Tunar ÇALIŞKAN / Gelecek bayramınızı kutlarım tüm edebiyatdefteri dostları