Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ALMILA KARGÜLÜ
ALMILA KARGÜLÜ

Kalbe Damlayan Mucize

Yorum

Kalbe Damlayan Mucize

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

885

Okunma

Kalbe Damlayan Mucize

Kalbe Damlayan Mucize


Ebedi ve yücedir batılın ötesinde
Müjdeler müjdesidir okuyanın sesinde
Mahlukatın dilinde serçenin nefesinde
Şu enkaz-ı beşerin tek muhatabı Kur’an

Tartışmasız delildir her harfi her ayeti
Kalbine damlatana lütfeder inayeti
Bigane gönüllere şifadır tilaveti
Hakkıyla yaşayanın hayat kitabı Kur’an

“Dünyada en çok okunan ve ezberlenen fakat en az anlaşılan kitap, Kur’an ı Kerimdir “ diyor Mustafa İSLAMOĞLU. Mübarek Ramazan ayı içerisinde iken ve Kadir gecesi arifesindeyken beni çok düşündürdü bu söz . Kadir suresinde “Biz onu (Kur`an`ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar." buyurulmaktadır.
Kadir gecesi, meşhur olduğu üzere, Kur`ân`ın nazil olduğu veya sabahında Bedir zaferinin vuku bulduğu, ve kur’anı Kerimde methedilerek bin aydan daha faziletli olduğu anlatılan kutlu bir gecedir.

Dolayısıyla “Mucizeler mucizesi” olmasına rağmen onu anlamamak ve yaşamamak bütün Müslümanları tedirgin etmeli. Sormalı insan kendisine:
“Evet çok okunuyor, ezberleniyor ama anlamı?
Ya anlamına uygun davranılabiliyor mu, ya da anlaşılabiliyor mu? diye..

İnsan yaratılandır. Ve yaratılanların içerisinde en şereflisi olduğundan yaratanı ile birlikte yaşamasından daha güzel bir şey olmamalıdır. Bu sebeple sonsuz imkan olan Yüce Allah yarattığı insan ile arasındaki bağı en güzel ve en sağlam bir şekilde inşa etmiştir. Rabbi ile devamlı irtibat halinde olmayı düşünen insan için en sahici yol Kur’an-ı Kerimdir. Kur’ana “hayat kitabı, yaşamın tek nizamı, müjdeler müjdesi denmesinin sebebi de budur. Çünkü Kur’an ın gayesi zaten insandır. Bu sebeple içeriği de insanı ilgilendirmektedir. Öyle ki insanın sadece sürgünündeki bu fani hayatının değil ahretteki hayatın da yanıltmayan kılavuzudur Kur’an.

Kur’an ayetlerindeki hükümler, bir insanın nasıl güzel ahlaklı olabileceğinin yanı sıra, bütün bir ömre yönelik davranışların da nasıl olacağını anlatır. Gerek tarihsel kıssaları ile, gerek yaşamsal olaylar hakkındaki açıklamaları ile deliller de gösterilerek insanın aklına hitap eder. Yüce Allah Kur’anı insanın aklı ile anlayacağı bir düzende inşa etmiş ve kuluna en sağlam yol ile ulaştırmıştır. Sürgündeki yaşantısında en güzeli en olumluyu en verimliyi yaşamak isteyen kimsenin de her şeyin en doğrusunu bilen ve yaratılışı kendisine ait olan Allah’ın Kur’an mucizesine sıkı sıkı sarılması gerekmektedir.

Bunun için de öncelikle okuduğu kitabı çok iyi anlaması ve kalbine damlatması, sonrasında ise yaşantısını buna göre düzenlemesi gerekir. Okunan Kur’an kalbe inmedikçe manasına ulaşması da zorlaşır.Dolayısı ile Kur’an’a yakın olmayan Allah’a da yakın olamaz, Kur’anı ahlak ve davranışlarında göstermedikçe de batıla kayarak kendisini ziyan etmiş olur. Kuran’ı yeterince anlamak için gerekli olan bir diğer yol da hadislerdir. Çünkü hadisler Kutlu Peygamberimizin tertil ekseni ile okuduğu Kur’an’ın açık seçik ve anlaşılır yaşama dönük şeklidir. Çünkü bahsedildiği gibi Efendimiz, kur’an’ı tertil emrini uyguladığı için, ayetler üzerinde saatlerce tefekkür ediyor ve manalarını derin derin düşünüyordu. Bunun neticesinde de sözleri ile müminlere mihmandar oluyordu.

İnsanı batıldan uzaklaştırıp hak yoluna sevk eden, yaşantısına ilahi bir nizam olan Yüce kitabımızın bu yönü Fussilet suresinin 41 ve 42.ayetlerinde de şöyle ifade edilmektedir: “ O öyle aziz bir kitaptır ki önünden ve arkasından batıl ulaşmaz” . O zaman her kulu da batıldan uzaklaştıracak Kur’an ı kabine damlatmak ve hayata geçirmek hususunda neden bu kadar zorlanır ki beşer. Oysa görüldüğü gibi Kur’an akıl-mantık ve vicdan kapıları açık olan her insana hitap etmektedir. O diğer peygamberlere indirilen kitaplardan farklı olarak sadece bir kavme değil bütün insanlığa indirilmiştir. Dolayısı ile kapsamı aciz mantıkla izah edilemeyecek kadar büyüktür.

Bu gün Kur’an okuyan pek çok hafız var çok şükür. İnşallah daha da artar bu sayı. Ama okumak ezberlemek başlıca bir ibadet olsa bile anlayıp yaşama geçirmek ise o ibadetin cilasıdır, nurlandırılmasıdır. Nitekim Müzzemmil suresi 4. ayetinde Kur’an okumanın şekli hususu “Kur’an üzerinde dura dura, düşüne düşüne, anlaya anlaya, kavraya kavraya oku” denilmektedir. Bu emir üzerine Peygamber Efendimiz yukarıda da bahsedildiği gibi, tertil üzerine, özellikle geceleri açık ve tane tane okur, manasını iyice anlamaya çalışırken, bizlerin bu minvalden uzak kalması felaketimiz olacaktır. Eskiden sahabeler de Kur’anı 10 ar ayet olarak alıp ezberleyip sonra onu hayata geçirmeden diğer ayetlere geçmezlerdi. Mahşer gününde Yüce Allah “Kura’an ı neden ezberlemediniz?” diye değil, “Onu neden anlamadınız, neden kur’an a göre yaşamadınız? diye imtihan edecektir kulunu.

Bu sebeple okuduğu kitabın hükümlerini elinden geldiğince gerçek hayatına uygulayan kişidir hakiki manada “mümin olma yolunda “ olabilen. Ve insan okuyup anladıkça, yaşamına kattıkça daha çok bağlanacaktır yaratıcısının ayetlerine. Öyle bir an gelecektir ki o doğrultudan şaşması söz konusu dahi olmayacaktır. Ve bırakın günlük hayatını, edebinde konuşmasında, letafetinde ışıldayacaktır her ayet. İşte kurtuluşun en güzel ve en kestirme yolu.

Aksi durumda ise insan tam bir felaket içerisine düşecektir. Nitekim, kendilerine gönderilen hak kitap olan Tevrat’ı yaşamayan Yahudiler için Allah’ın “kitap yüklü eşekler” benzetmesi ne kadar da acıdır. Dolayısı ile insanların hayatına sunulan güzelliklerden ibaret Kur’anı anlamamak da ne kadar acı bir kayıptır. Bu minvalde Müslümanım diyen herkesin Allah’ın yüce kelamına, hoş bakması, orada kast edilen manayı hakkıyla anlaması ve gücü yettiğince inanç olarak, hukuk- ahlak ve yaşam biçimi olarak güncel hayatına geçirmesi gerekmektedir.

O halde formül şudur:
Hakiki mümin Kur’anı iştiyakla öğrenen, kalbine damlattıkça anlayan ve hayatına hakim kılandır. Ve hakiki mümin Kur’an’ı yastık yapan değil, ona muhafız olandır.

Bin aydan daha hayırlı olan Kadir geceniz mübarek olsun

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kalbe damlayan mucize Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kalbe damlayan mucize yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kalbe Damlayan Mucize yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
romantik63
romantik63, @romantik63
22.5.2009 22:07:35
Kuran her şeyin önde gelenidir. bilimin, düşüncenin ve arayıp bulabileceğin en büyük sözlük niteliğidir.
gönülden kutluyorum efendim
muhteşem bir paylaşım olmuş
teşekkür ediyorum paylaştığınız için
saygımla
kemter
kemter, @kemter
13.11.2008 17:55:26
bir saat kur'an ilmi ile uğraşmak 30 yıllık nafile ibadete eş bildiğim kadarıyla. insan mümeysiz bir varlık. kur'an'ın oku hitabına muhatap. ve zaten hakikat noktasına eren bütün mevcudatta Allah'ı okumuyor mu.
siyahtakibeyaz
siyahtakibeyaz, @siyahtakibeyaz
29.9.2008 10:08:08
Sevgili Sevim Ablam. bu değerli yazıyı bizlerle paylaştığınız için Rabbim sizden razı olsun...ara sıra okuyup cesaret almalıyız yazınızdan,ve önemlisi vurgu yapılan konuyu hayatımıza geçirmeliyiz...Kur´an ı hayatına özümseyenlerden olmak duasıyla.... Rabbime emanet olunuz...
cemrece
cemrece, @cemrece
26.9.2008 13:08:40
10 puan verdi
Hakiki mümin Kur’anı iştiyakla öğrenen, kalbine damlattıkça anlayan ve hayatına hakim kılandır. Ve hakiki mümin Kur’an’ı yastık yapan değil, ona muhafız olandır.

Günün önemine uygun ve aydınlatıcı yazınızdan dolayı sizi kutluyor ve teşekkür ediyorum...

Bütün inananların Kadir Gecesi Mübarek olsun...

Sevgi ve selâmlarımla...
ALMILA KARGÜLÜ
ALMILA KARGÜLÜ, @almila-kargulu2
26.9.2008 12:19:44
“Bir kul kendini Kur’an’la imtihan etsin:
Kim Allah ve Rasulünü seviyorsa Kur’an’ı sever,
Kur’an’ı seven ise Allah’ı sever”
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL