ŞAPŞAL DEDEKTİF VE ÇAYLAK BURCU
Bölüm 4


Sabah dinlenmiş zinde bir şekilde büroya geldim. Son zamanlarda bizim çaylağa sinir olmaya başladım. Yine benden evvel gelmiş masasında çalışıyordu. Ona doğru bakıp başımı ters, ters salladım.
Çaylak_ Ne?
A. Şükrü_ Ne olduğunu sen benden daha iyi biliyorsun. Bu günlerde işkolik oldun. Ne o öyle benden erken gelmeler falan.
Çaylak _ Patron zaten iş başımızdan aşkın.
Erken gelirim kızarsın, geç kalırım kızarsın. Böyle devam ederse istifamı basacağım.
A. Şükrü_ Onu bunu bırak şimdi. Fotoğrafını çektiğimiz şekilsiz hakkında bir şeyler bulabildin mi?
Çaylak_ Evet patron adam tam bir suç makinası. Defalarca içeri girip çıkmış.
A. Şükrü_ İşler iyice karışmaya başladı. Bana Cingöz’ü bul. Kesenin ağzını açmanın zamanı geldi.
Çaylak _ Hemen arıyorum patron.
Cingöz bizi fazla bekletmedi. Öğleye doğru bürodan içeri girdi. Benim masanın yanına uzun boylu yanaştı.
Cingöz_ Patron beni emretmişsin. Bende bekletmeyeyim dedim apar topar geldim.
A. Şükrü_ Gel, gel çek bir sandalye yanı başıma otur. Çaylak şu fotoğrafı verir misin?
Çaylak_ Buyur patron.
Fotoğrafı Cingöz’e uzattım. ‘’ Bak bakalım resimdeki şekilsizi tanıyor musun? Cingöz fotoğrafa bakması ile bana geri uzatması bir oldu.’’ Bu şekilsizi kim tanımaz ki. Bir aralar barlarda fedailik yapıyordu. Birkaç vukuatı oldu ortadan kayboldu. Bildiğim kadarı ile son zamanlarda İgor’la beraber takılıyordu. Tehlikeli bir adam bulaşmanı tavsiye etmem.
A. Şükrü_ Bulaştık bile. İgor dedin. Şu adamı bana bir tarif etsene?
Cingöz_ İgor, uzun boylu esmer kara kuru kirli sakallı tehlikeli bir adam. Herkes yapılacak pis bir işi varsa ona havale eder. Eee patron beni İgor için mi çağırdın?
A. Şükrü_ Bundan böyle bana çalışacaksın. İlk işin İgor’u göz hapsine alıp gölge gibi peşine takılacaksın. Attığı adımdan haberim olacak. Her akşam bana raporunu vereceksin. Yaptığın masrafları tabi ki ödeyeceğim. Ama beni kazıklamaya kalkarsan canına okurum.
Cingöz_ Tamam patron ben hemen işe koyuluyorum.
Cingöz’ü başımdan savdıktan sonra düşünmeye başladım. Demek Melahat Hanımın buluştuğu adam İgor’du. Bu işte pis kokular iyice etrafı sarmaya başladı. Acele etmezsek Sabri Beyin başı derde girecek.
A, Şükrü_ Çaylak, kuş yemlemeye çıkmadan birini görmem lazım. Kendine dikkat et silahın elinin altında bulunsun.
Çaylak_ Merak etme patron.
Benim eski mekâna ulaşmak için dördüncü kata tırmanmam gerekiyordu. Asayiş Şubenin önüne geldiğimde Kapının hemen kenarındaki ufacık levhayı gülümseyerek okudum. Asayiş Şube. Hayatımın kısacık bir bölümü bu odada geçti. Bu kapıdan içeri ilk girdiğim gün Benim oturduğum masada Hilmi Amir oturuyordu. Karşısına ilk çıktığımda tecrübesiz çaylak bir komiserdim. Sonra Baş komiser daha sonra A. Şükrü Amir. Çözülmez denilen birçok olayı tereyağından kıl çeker gibi çözdük. Şimdi ise bu kapıdan bir polis eskisi olarak Sedat Amirle tanışacağım.
İçeri girip Asayişin o gizemli havasını içime çekerek Sedat Amirin kapısı önünde durup kapıyı iki defa tıklattım. Gel demesini beklemeden kapıyı açıp içeri girdim. Gömüldüğü evrakların içinden başını kaldırarak ‘’ Hoş geldin amirim’’ dedi. Ayağa kalkarak yanıma geldi tokalaştık gösterdiği yere oturdum.
A. Şükrü_ Hoş bulduk Amirim. Nasılsınız?
Sedat Amir_ Gördüğünüz gibi evraklarla uğraşıp duruyoruz. Bu şehirde vukuatın biri bitiyor biri başlıyor. Sizi buraya hangi rüzgâr attı?
A. Şükrü_ Bir konuda yardımına ihtiyacım var biraz zamanınızı alacağım ama önce size yemek ısmarlayayım bu işler aç karnına olmaz. Hadi kalk çıkıyoruz.



Devamı var