Ne erkeğin çapkın bir bakışında, ne de kızın bir gerdan kırışındadır aşk. Çatışan yollarda çakışan bakışlarda, birbirine ışıldayan gözbebeklerinin kavuşmasıdır tutulan ellerde.

Bir demet gülün kırmızısında da arama aşkın allığını. Kökünden ayrı gülün ömrü kısa; solar bir zaman sonra yaşanamamış aşklar gibi. Birini gerçekten seviyorsan, toprak dolu bir saksı hediye et ona..ve bir de tohum. O eksin aşkı elleriyle, o işlerisn kalbinin aşka hissettiği anaç duyguları. El emeği göz nuru bir aşk yeşersin kalbinden ve filizlensin hızlı hızlı..güzelliğini bir an önce ona verebilmek içinyarışsın doğayla.

"Seni seviyorum" deme sevdiğine; bırak, bunu o anlasın. Yeryüzünde herkes bir şeye aşıktır ve ona onu sevdiğini ifade eder bir şekilde. Bir dindar tanrısına aşıktır ve ona ilan-ı aşk eder dualarıyla, ibadetiyle..bir varyemez servetine aşıktır ve ona ilan-ı aşk eder varlık içinde yokluk çekerek..bir bülbül güle aşıktır ve ona ilan-ı aşk eder dikenine tatlı melodilerle şakıyarak sitem ederek. İşte, hepsinin ayrı sevdiği, sevdiğine sevgisini ayrı bir ifadesi ve sevgilisi yüzünden yaşamını diğerlerinden ayıran apayrı bir çizgisi var. Sen de çok farklı duygularla sev seveceksen. Öyle sev ki; dindar tanrısını, varyemez parasını, bülbül gülünü bir kez daha getirsin gözünün önüne, bir daha düşünsün "Acaba..?" diye.

Özel günlerin olsun sevdiğinle; ama hatırlanacak değil, hiç unutulmayacak özel günler. Andığında kalbinin ritmi değişecek, gözlerin belki dolacak, belki de boşalacak, çağlayacak yanaklarından yüreğine şelale gibi..ve bu "özel"liğe yaslama aşkın sac ayağını. O özel güzelliği her gün, her an farklı bir şekilde, yepyeni yaşamaktır aşk. Kimbilir, yorar insanı..yoracak elbet evine her akşam ekmek taşıyan bir baba gibi bacaklarını. Omuzlarında aşkın yükü, ayakta durmak kolay mı zannediyorsun?

Unuttuğunu söyleme; unutsan ve o unuttuğunu bilse bile. O anı öyle bir hale getir ki unutulmazlığın zirvesinde, unuttuğun değerler bir dipsiz kuyu kalsın, karanlık suyunda ışık hüzmeleriyle..ve fakat, zaman zaman çöz bedenini saran kilitleri ve o hüzmelere tutuna tutuna in kuyunun çeperlerinden içeri. Orada neler bıraktığını da unutma asla..

Ve unutma ki, verimsiz toprağı ne denli sularsan sula..yeşermezse yeşermez oradan bir ot dahi..en sonunda bir çamur deryası kalır ki elinde, bataklık olmuş her karış toprak..Değiş o zaman..Gübre ol karış kendine ve öyle bereketlenirsin ancak.

Unutma; aşk farklılıklarda yaşayacak..