5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
848
Okunma

Sevgili Günlük;
Bir kaç gündür seni ihmal ettim biliyorum. Sürekli evdeyim hiç keyfim yok.
İştahım fena değil. Şimdi de büyük tuvaletime çıkamıyorum. İlaç aldım. Bekliyoruz bakalım.
Taze dalak ve karaciğer haşlayıp suyunu veriyorlar. Severek içiyorum. Vitamin kapsülümü de alıyorum. Hareketlerim oldukça ağır. Annemin yatağına çıkamıyorum. O beni çıkarsa bile gece tuvalete kalkmam gerektiğinde inememem kokusuyla odasına bile girmiyorum. Salonda çok sevdiğim bana ait Koltuğumda dinleniyorum daha çok. Tam karşı koltukta da canım annem oturuyor sürekli. Ara sıra mutfak ve banyoya yani annemin girip çıktığı yerlere gidiyorum çok uzun kalmasam da eskisi gibi. Bunlara rağmen kötü görünmüyorum.
Bizim evin karşısında bir Sokak Kedisi var annem gösterdi bana camdan. Gelen geçen resmini çekiyor uzun uzun seviyorlar. Mahallemizin starı o anlayacağın.
Moda’nın kedileri ülkeye ün salmış aslında. Ta nerelerden getirip bırakıyorlarmış bir bilseniz. Hele ki bizim sokak adeta tam bir Kedi Cenneti. Birbirinden güzel sağlıklı ve tok gözlü soylu cinslerimi görüyorum kliniğe gidip gelirken. Onlar bana ben onlara karşılıklı bakışarak selamlaşıp tanışıyoruz. Tülin annem “ Moda’da emekli olacağına Kedi ol ara sıcakları bile var.” diyor.
Annemin can kardeşi Serap Teyzem benim öyle fotoğraflarımı çekiyor ki Kapak Kızı olabilirmişim. Hem fotojenik hem çok güzelmişim. Serap teyzem İnternete hem günlüğümü hem resimlerimi paylaşıyor. Bu sayede çok dostlarım oldu. Yurt dışından bir yığın fanlarım oluştu. Evimize gelip beni görmek isteyenler bile var.
DAYAN NAZLI!
DİREN NAZLI!t
BAŞARACAKSIN NAZLI!
Diyen mesajlar atıyorlar. Bu durum beni öyle çok mutlu ve motive ediyor ki Günlük…
Annem de “Bak görüyorsun Nazlım arkadaşların seni ne kadar çok seviyorlar.Hadi sen de bir an evvel iyileş de arkadaşlarını davet edelim ve güzel bir parti verelim” dedi beni bağrına basarken.
Anneme belli etmiyorum ama en sevdiğim aktivitelerin başında gelen televizyonu bile izleyemiyorum. Hele ki o futbol maçlarını. Geniş sandığın üstündeki televizyonun önüne çıkarak seyrediyordum maçları. Top daha havalardayken nefis bir pati çalımıyla onu yönlendirip oyuncuları şaşırtmak çok büyük keyif veriyordu bana.
Evimizin sokağa bakan her tarafı çok güze. Tam bana göre. Kocaman yüksek çınar ağaçlarına konan kuşları. Annemin pencere dışına koyduğu yiyecekleri kapmaya gelen Karga ve Martıları. Bitişiğimizdeki köşkün bahçesinde yaşayan terbiyeli güzel mi güzel tok gözlü arkadaşlarımı görebiliyorum cam önündeki koltuğuma kurulup.
Şimdilik kefeni yırtmış gibi görünsem de sonunda ne olur bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki o da dünyanın en şanslı Kedilerinden biri olduğumdur. Ölsem bile çok mutlu öleceğim. Çünkü bu kısacık ömrümde ailemde yaşadığım güzellikler gördüğüm sonsuz sevgi ve ilgi her şeye bedel Hem bizler insanlar gibi uzun yaşayamıyoruz zaten. Ama insanlar gibi bizlerin de şanslı ve şansız olanlarımız var. Ben şanslı olanlar takımına girmeyi başardım yine de.
Hoşça Kal Günlük