4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1046
Okunma

İnsanları özellikle de kardeşlerimi anlamaya çalışıyorum. Acaba diyorum yanlış davranan sorunlu
kişi ben miyim? Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.Tam her şey yolunda Nazik biraz da sen
kuruntu yapıyorsun, bak ne kadar iyiler. Sen de hep iyi ol, iyilikler karşılıksız kalmaz. Beklentim
olduğu için değil; sevgini hareketlerinle göster, sevgi görürsün diyorum. Olmuyor. İlle bir pürüz
çıkartıyorlar. Kim ya da kimler mi? Bu arada bir of çekiyorum. Keşke onlar olmasa ama ne yazık
bu kişiler kardeşlerim. İnanmak istemiyorum..
Annemi bundan önce biraz yazmıştım. Eşimden ayrılıp annemin yanına gelince iki katlı evimizin
alt katına çocuklarımla ben oturmuştum. Her ne kadar o zaman babam razı olmasa da benim
küçüğüm Nazife’nin babamın gönlünü yapmasıyla oraya oturduk. Evimiz zaten küçücüktü. Aynı
katta oturursak çocuklar ders çalışamazdı.Gerçi bir süre alt katta oturan erkek kardeşim lojmana
taşınıncaya dek bir süre idare ettik. Onlar gidince biz çocuklarla oraya geçtik. Görünürde ayrı bir
evimiz olduğu düşünülse de annemlerle beraber yer içer, aynı evde kalırdık. Annemin dikiş
makinasında kasabalıya elbise, gömlek, etek gibi şeyler diker harçlığımızı çıkarırdım. Anlatmak
annemle birlikte yıllarca oturduk. Onun bana yardımcı olduğu kadar ben de ona yardımcı oldum.
Annem o zamanlar sağlıklıydı. Bahçeye gider, eker dikerdi. ben de ev işleri ve yemekle uğraşır bu
arada da dikişimi dikerdim.. Makinanın başında açık balkon kapısından annemin sesini duyunca
onun bahçeden geldiğini anlardım. Annemin sesi çok gürdü. Kapı önünde oturan komşularla da
biraz oturur, eve öyle çıkardı. Ben de evde yalnız olduğum için annemin sokakta fazla oyalanması
benim canımı sıkardı. Annem komşularla evde ne oldu bitti konuşurdu. Bazen anne her şeyi neden
herkese anlatıyorsun derdim. Onlar da anlatıyorlar derdi. Bu çıkmaz sokakta sır diye bir şey yoktu.
Şimdi kardeşlerim sanki ben hiç bir şey yapmamış,anneme yardımcı olmamışım,yıllarca birbirimize
hiç destek olmamışız gibi davranıyorlar. Benim küçüğüm benim annemle kaldığım yıllarda burada
değildi. Şimdi bu bizimle olmadığı yılları sanki hiç yaşanmamış sayıyor. Şimdi önce benim annemle
olan konumumda o. Annemle evleri ayrı olsa da annemin evinin üst katında oturuyor. Böyle olunca
annemle en çok o ilgileniyor. Sabah kahvaltısını yaptırıyor. Annem rahatsız olduğunda onu kontrol
ediyor. Diğer küçük kız kardeşim ise öğle yemeğini hazırlayıp yediriyor. Akşamı da bazen beraber
yiyorlar. Akşam yemeğini de ben hazırlıyordum. Yeğenimin bir davranışı beni geri itti. Sanıyorum
annemin oturduğu salonda yine bir dikiş kesmiştim. Küçük bir parça kalmış yerde.Oysa toplamıştım.
Yeğenim hemen bu parçayı dile getirdi. Ortalıkta parça bırakmışsın, ben evi süpürdüm dedi. Bu hiç
ağza alınacak bir şey değildi.Çok kızdım. Ben onların çok kırıntılarını temizlemiş,adını anmamıştım.
Zamanında ben çok iş yaptım dedim. Biraz da siz yapın. Tabi bunu annemden bana geçen gür sesle
söylemiştim. İki kardeşim de mutfaktaydı, sesimi duydular. O günden sonra anneme akşam yemeği
yedirmeye gitmedim. Sadece yemekten sonra birlikte kahve içmeye gittim. Böylece görevi onlara
devrettim. Gönlüm rahattı. Anneme fırsat buldukça söylüyorum. Anne her zaman sana bakmaya
hazırım diye. Tabi en çok da annemin kardeşlerimden şikâyet ettiği zamanlarda.
Son olarak kardeşimin beni üzdüğü durumu yazacaktım aslında.. En başa döndüm..
Küçük kardeşim arkadaşlarıyla İstanbul’a gezmeye gitmiş, diğeri ise kaynının vefatı üzerine
Eskişehir’e gitmişti yeğenimle. İki gün annemle ben ilgilendim. Yatmak hariç gece, gündüz ilgilenip
yanında kalmıştım. Buraya son yazdığım yazıyı bir araya sıkıştırmıştım. Kardeşim pazar günü için
öğleyin geliriz demişti. Ben yalan söylemediğim için karşımdaki insanların da doğru söylediğine
inanırım. Anneme dedim sabah erkenden gelir kahvaltısını hazırlar, ben de kahvaltımı annemde
yapar Ankara’ya öyle giderim. Dediğim gibi de yaptım. Annemin ara öğünü meyveyi bile oturduğu
yere koydum. Ben yanlış yapmışım. Bunu akşam anneme gidince yüzüme tokat gibi vurarak
anlattılar. Önce annem başladı daha merhaba anne der demez. Sen beni aramadın dedi birden. Ne
olduğunu anlamadım. Senin telefonun yok ki nasıl arayayım dedim. Ben, nasıl üzüldüm, ağladım.
Allahallah üzecek ne yaptım ki, ne dediyse yaptım. Ne olduğu Nazife gelince anlaşıldı. Ben Nazife’
hanımı arayıp, Nazife sen ne zaman geleceksin( yazarken bile gülünç geliyor.)falan diye onu arayıp
durumu bildirecekmişim. Öğlen geliriz diye o kadar emin konuşmuştu ki,sormaya gerek duymadım.
Yok, ille arayacakmışım, bir de telefonu hiç kullanmadığımdan söz ediyormuşum. Böyle yaparsam
tabi telefona boş yere para ödermişim. Uzattı da uzattı. Yani annemle ilgilendim suçlu yine ben
oldum. Neymiş öğlen saat birde gelmiş de annem yalnız oturuyormuş. Acaba onlar annemi bırakıp
bırakıp giderlerken annem kiminle oturuyor. Onların garip davranışları yüzünden öğleden sonra
anneme gitmek istemiyorum. Ne de onlar çağırıyor bir misafir geldiğinde. Kırk yılda bir üç kız
bizi yolda birlikte görenler: Aman ne kadar iyisiniz gibi sözler söylüyorlar. Nerde o günler..
11. 04. 2017 / Nazik Gülünay