Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN

Güneşiniz Hep Var Olsun

Yorum

Güneşiniz Hep Var Olsun

8

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1453

Okunma

Okuduğunuz yazı 3.4.2017 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Güneşiniz Hep Var Olsun

Güneşiniz Hep Var Olsun

Havalar biraz olsun ısınmıştı. Cemreler havaya, suya derken toprağa da düşmüş; kış mevsiminin bunaltan, odaya hapseden hükümdarlığı nerdeyse bitmişti. Özlemiştim gece yatmadan önce karanlıkta balkona bir sandalye atıp oturmayı, gökyüzünün sonsuzluğunu izlemeyi.

Yerin altını göremez insanoğlu; irdeleyemez neyin var olup olmadığını. Ya gökyüzü? Gündüzü ayrı bir güzel, gecesi ayrı bir güzel…

Gün doğumundan gurup vaktine kadar el sallayan mavinin kucağındaki kızılımsı renkler, güneşin rotasını şaşırmadığı seyahatler, pamuk görünümündeki bulutların oradan oraya savrularak ettikleri danslar hangi tuvale sığar ki? Guruptan tan yeri ağarana kadar şekilden şekle giren ay, izleyene güzel bir genç kız edasıyla göz kırpan yıldızlar, suya yansımalar, rengârenk yakamozlar karanlığın mum ışıltısı muhteşemliğindeki güzelliği değil mi?

İster gündüz ister gece; bir de yağmur hafiften hafiften çiselerse… Değmeyin keyfime!

Özlemişim iyiden iyiye… Koltuk tipi sandalyemi, çay bardağında hazırladığım sade kahvemi alıp çıktım balkona. Telefonumu odada bıraktım ki; bu yolculuğumu bozamasın hiçbir ses.

Devasa bir boşluk ve o boşluktaki ışıyan yıldızları daldım seyre. Batıda ve güneyde kim bilir neler var? Bilemem… Balkonumun bana sunduğu doğu ve kuzey görüş alanımda. Rotam geniş bir alan ve bu alanı ilmek ilmek dokumakta gözlerim.

Parlayanlar ve onlara göre sönük kalanlar takıldı beynime. Dünyada yaşayan insanlar da böyle değil miydi ki? Kimisi parlar insanların ve öne çıkar, kimi gizlenerek yaşamaz mıydı? Güzelliğiyle, yakışıklılığıyla, eğitimiyle, şansıyla parlayanlar ve o fırsatı yakalayamayıp sönük kalanlar…

İşte benzerlik… Yıldızlar ve insanlar!

Elimdeki kahveden bir yudum çekerken, kahve cezvesinden çağrışımla küçük ve büyük ayılar geldi aklıma. O yana çevirince başımı, sönük kalan küçük ayının karşısında parlayan büyük ayı yıldızlarını gördüm. İşte dünya! Parlayan büyükler ve sönük küçükler… Ama bir ayrıntı vardı ki; yönü gösteren parlayanlar değil, küçük ayının ucundaki kutup yıldızı idi.

Boştu demek ki haksız parlamak. Kim bilir dünyada parlamamış nice insanlar vardı yön gösterme fırsatı bulamayan…

Daldım boşluğun daha derinlerine…

Toplu duranlar ve yalnız kalanlar vardı yıldızlar arasında. O kadar çoktu ki… Belki kimisi yalnız bırakılmıştı insanlar gibi, kimi bazı özellikleriyle toplu yaşıyorlardı. Yalnızların kıskançlığının olmayışıydı beni asıl kendine çeken. Suskun, asil, vakarlı duruşlarına hayran kaldım irdeleyen gözlerimle bakınca.

Kaybolmuştum boşlukta ilmek ilmek dokurken gökyüzünü. Ruhum, uçup gitmişti yıldızlara ve derin sohbetlerin hazzıyla bedenimi unutmuştu bile. Aslında bedenim de memnundu sanki… Kurtulmuştu ruhumun ağırlığından. Tıpkı ruhumun bedenimdeki yalpalamalardan kurtulduğu gibi…

Ben mi oraya gittim; o mu yanıma geldi? Bilmem… Bir yıldızın parıltısında buldum kendimi. Belli ki konuşmak istiyordu.

-Bir süre öncesine kadar seni her zaman görürdüm. Çoktandır yoksun. Belli ki pamuktan kara perdeler kapatmıştı aramızı. Siz ona bulut diyorsunuz ya… Perdeler kalktı ve yine buradasın. Hoş geldin…

-O kara perdeler kalkmadan da ben yanınızdaydım; ama düşüncelerimle sizinleydim. Göremezdiniz tabi ki beni.

-Hissediyordum aslında varlığını. Bunaldığını, yalnızlığa kaçmak istediğini, suskun kalmayı arzuladığını duygularım söylüyordu bana.

-Her insan yalnızlığa kaçıyor mu? Oradan nasıl görünüyor bu durum?

-Gariptir ki; siz çok şeyler beklemişsiniz bu yeni binyılın başlangıcından. O beklentiler teker teker siz gibi yaşayan insanlarca katledilince çareyi yalnızlığınıza kaçmakta buluyorsunuz. Yani demem o ki; sadece sen değil, tüm insanlarda kaçış var yalnızlığa. En önemlisi de suskunluğa…

-Ruhumu okudun sanki.

-Okumadım; hissettim.

-Beklentilerimiz çoktu. Doğru! Sandık ki; bir sihirli el dokunacak, dünya güzelliklerle dolacak. Her şey mükemmel işleyecek.

-Oysa önceleri hastalıktan, kazadan ya da savaşlardan ölürdünüz. Ya şimdi?

-Sen söyle! Ben cesaret edemiyorum. Ya şimdi?

-Şimdi zevk için öldürüyorsunuz birbirinizi. Biriniz öne çıkmak için diğerini yok etmeyi düşünüyorsunuz sadece. Hatta o kadar ileri gittiniz ki; aracınızda biri sizi sollasa durdurup öldürüyorsunuz. Ölüm kusuyor makineleriniz.

-…

-Sustun gerçekler karşısında ve güneş doğana kadar da kendine gelemezsin. Dua et ki güneşiniz hep var olsun. Sahip çıkın güneşinize. Gidiyorum…

“Güle güle” diyemedim. Dost yıldız öyle şeyler söylemişti ki; ağır tokatlar gibiydi hepsi. Haklıydı! Var olan güneş batmamalıydı.

Kendime gelemezdim; çünkü beni kendime getirmesinin şokundaydım.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Güneşiniz hep var olsun Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Güneşiniz hep var olsun yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Güneşiniz Hep Var Olsun yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
4.4.2017 21:58:30
10 puan verdi

Beğeni ile okumuştum

Güne gelmesine sevindim

Nicelerine

saygılar hocam

Mahvash
Mahvash, @mahvash
4.4.2017 18:53:59
Yerin altını göremez insanoğlu; irdeleyemez neyin var olup olmadığını. Ya gökyüzü?



bazı şeyler görünür kılınmıştır insanoğluna bazı şeyler ise saklı tutulmuştur
hikmetinden sual olunmaz

iyi ki gökyüzümüz var iyi ki güneşimiz var görüp de düşünmemek hissetmemek aldanıştır ancak

hayaller suya düştüğünde gökyüzünden tutup çekmeli yıldızları
umutlansın yüreklerimiz
Nilden
Nilden, @nilden1
4.4.2017 11:37:16
Yıldızlar, ay, güneş, bulutlar, dünya. Koca bir yaşam. Bu güzellikleri görüp yaşamak, farketmek. Güneşimiz daima olacak , ısıyıp ışıldayacak. Güzel günlere inşallah
Vaha Sahra
Vaha Sahra, @vaha-sahra
4.4.2017 10:46:28
Güneşte bir gün terkedecek yıldızlar da
var olanı yitirmek yok etmek kirletmek insanoğlunun en büyük hüneri

soytarılar sürüyle yaşar bu da bir yaşam biçimidir. aralarındaki çıkar ilişkisi mide bulandırıcı. örümcek ağı gibi bağ vardır aralarında.

duyarlı olan farkındalığı olan insanlar yalnız yaşar
sahte ışıklardan beslenmezler ve kendi ışığını yansıtırlar kendi ışığıyla aydınlatırlar etrafı

oldum olası sürüyle yaşayanlardan uzak durmuşumdur


bir söz vardır "sürüden ayrıl gücünü sına, kavgayı kazanırsan hikayenin sonu değişecektir" prensibim bu olmuştur.

evreni karanlığa gömmeye çalışanlar evrenin içinde nokta bile olmadıklarının farkında bile değiller.

çok beğendim tebrikler

Sude Nur Haylazca tarafından 4/4/2017 10:44:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Dilek USTA
Dilek USTA, @dilek-usta
4.4.2017 02:51:49
"İşte dünya! Parlayan büyükler ve sönük küçükler…
Ama bir ayrıntı vardı ki; yönü gösteren parlayanlar değil, küçük ayının ucundaki kutup yıldızı idi.

Boştu demek ki haksız parlamak.
Kim bilir dünyada parlamamış nice insanlar vardı yön gösterme fırsatı bulamayan…"

Dünyada hiçbir şey adil değil.
Belkide Tanrı böyle bir hiyerarşik döngü olsun istedi... Kimse çözemiyor bu büyülü gizemi.

Çok güzeldi ruhunuzun yolculuğunda yazınızla size eşlik etmek.
Güne çok yakışmış dost kalem.. Kutluyorum
Selam ve sevgilerimle


Dilek USTA tarafından 4/4/2017 2:39:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
4.4.2017 00:50:14
doğa insanın ruhudur..
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
3.4.2017 21:31:02
10 puan verdi

Öykünün ilk bölümündeki betimlemelere hayran kaldım, sanki anı yaşıyor gibiydim

Sonraki sorgulamalar bana yaşamı sorgulattı

Umarım en kısa zamanda kainattaki tüm olumsuzluklar son bulur

Beğeni ile okuduğum mükemmel bir öykü olmuş yine usta kaleminizden

Nicelerine diyor, saygı ve hürmetlerimi iletiyorum hocam

CaNMaYBuLL.
CaNMaYBuLL., @canmaybull2
3.4.2017 01:39:22
10 puan verdi


Bu gece, kırantalı cümlelerin hayalinden geçiyorum. Gecelere değmeyen karanlıklar içinden geçen cümleler yazıyorum.


Bu gece, ayıkovan ağlayışıma ar duygusu ne çok benziyor. Yırtılan gecenin ağzından akan yıldızlara el sallıyorum. Öylesi bir hıçkırık tuttu ki beni , dudaklarımdan birkaç mısraya dönüştü.. Ve o gece kendinden geçen akşam benimle sabaha varmadan birkaç kadeh daha tokuşturdu.


© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL