Kars’taki ikinci günümüzde Sarıkamış gezisi var.18 Mart olması nedeniyle benim için daha da bir anlam taşıyor. Geldiğimiz gün Kars’ta kar olmaması hepimize biraz hayal kırıklığı yaşatmıştı. Ama akşam lapa lapa yağan kar bize en güzel sürprizi yaptı.Bu kara Karslılar "haram et karı "derlermiş.Hayvanların ,doğanın,bitkilerin temizlendiğine inanılan belki de mevsimin son karını görmek beni ziyadesiyle sevindiriyor. Sabah karlar altında uyuyan Kars’a kar manzarasıyla uyanmak çok keyifliydi.Kale manzaralı otelimizin,oda penceresinden baktığımda kar,bize hoş geldiniz.Bunca yol gelmişsiniz,size kar göstermeden göndermek Kars misaferperliğine uymaz der gibiydi :) Sabah,şahane bir Kars kahvaltısından sonra 19 kişilik küçük ve çok uyumlu grubumuz Terekeme kızı (Orta Asya’dan gelip yerleşen Oğuz Boyu Türkmen’lerine verilen admış )yöresel rehberemiz Bengül ve şoförümüz Şentürk ile Sarıkamış’a doğru yola çıkıyoruz.Yol boyunca İzmir Marşı,Bu gala taşlı gala,Aşık Mahsuni türküleri ile bazen hüzünlenip,bazen coşarak 70 kilometre yolu nasıl aldığımızı bilmeden Sarıkamış’a ulaşıyoruz. Temsili Şehitlik bizi çok hüzünlendiriyor. Allahüekber Dağlarına bu karda ulaşmak çok zor.Onun için temsili bir şehitlik yapılmış. Karlar altında yatan bir kurşun bile atamadan,savaşamadan donarak ölen,binlerce şehit yüreğimizi yakıyor. Biz bu ülkede özgürce yaşayalım diye binlerce askerin şehit olduğu doğayı aynı koşulları ile yaşamak canımızı çok acıtıyor.Üşümenin,donmanın anlamını ancak yaşayınca anlıyor insan .
Hele söyle kurban olduğum hele söyle,
Efim efim donarken gecenin ayazında.
Nefesin buhar olup çıkarken son defa,
Çıkmamış bıyıklarından buz sarkarken yiğidim,
Elin mi önce dondu, yoksa ayakların mı?
Kim düştü önce toprağa sen mi arkadaşın mı?
Doksan bin can düşerken bir bir yere
Yükselirken sessiz çığlıklar tekbirlerle birlikte.
Kim düştü önce aklına anan mı..
Hele söyle kurban olduğum.
Yoksa yoksa balan mı?
Şimdi ne zaman aklıma düşsen
Gözümden yüreğime gözyaşlarım buz tutmuş..
Ne zaman seni ansam. İçim yanar, dışım donar.
İçim dışım çığ tutar.
Sarıkamış yalandır, borandır Sarıkamış,
Sarıkamış ayazdır, destandır Sarıkamış,
Sarıkamış evlattır tam doksan bin.
Evladı buz kesmiş, evladı toprak olmuş,
Tam doksan bin anadır Sarıkamış.
Doksan bin anadır Sarıkamış.
Yaradır Sarıkamış, Borandır Sarıkamış,
Destandır Sarıkamış.. B.Gökçe
Hüzünle,acıyla karışık duygularla şehitlikten ayrılıp kayak merkezine ulaşıyoruz. Sarıkamış Kayak Merkezi Sarıkamış İlçesinin içerisinde Çamurlu dağdadır. Sarı çam ormanlarının karlar içindeki muhteşem görüntüsü üzüntümüzü biraz dağıtıyor. Kar lapa lapa yağıyor.Üzerimize konfeti yağıyor gibi.Dünyaca ünlü Sarıkamış kayak merkezinin özelliği kayak sporu için elverişli olan kristal kar yağıyor olmasıymış.Karın kristalize parçacıklarını dokunarak da anlıyorsunuz.Sert kıvamlı bir kar bu.
Sarıkamış Kayak Merkezinde 2700 m yüksekliğindeki Cıbıltepe´de tüm kayakseverler için uygun zorluk derecelerinde 5 pistin bulunduğu 2 etap yer alıyor .Sarıçam ormanlarıyla kaplı pistte 7 km. kayak yapma şansınız var. Birinci etaba telesiyej ile çıkıp orada bir kahve molası veriyoruz. Daha sonra yine telesiyej ile aşağıya sarı çam ormanlarını seyrederek iniyoruz.Sarıkamış’a veda ederken şehitlerimizi bir kez daha minnetle anıyor, böyle güzel bir vatanda özgürce yaşamamızı sağladıkları için şükranlarımızı sunuyoruz.
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor peygamber...M.Akif
İlk çektiğim fotoğrafta üzeri karlarla kaplı şehit,bayrağa bakıyor.Sanki ben bu bayrak, bu topraklarda dalgalansın diye canımı feda ettim. Bu bayrak sizlere emanetimdir. Ona iy bakın,varlığını her şeyin üzerinde tutun.Onun dalgalanması demek sizlerin bu vatanda özgür yaşamınz demektir.Bu topraklar ve bayrağımız sizlere emanetimdir..Der gibiydi.
Şehidim and olsun ki o bayrak,bu topraklardan inmeyecek.Ruhunuz şad olsun.
Canan Yönter