MKEK Silah-Tüfek Fabrikası’nda sanayi başmühendisi olarak çalışıyordum. Fabrika Müdürümüz merhum Yılmaz Telatar dışındaki tüm meslektaşlar, birkaç senelik deneyimi olan genç mühendislerdik.G3 ve MG3 piyade tüfeklerini yerli olarak ilk defa gerçekleştirmeye çalışıyorduk.
Üretim planlanan şekilde devam ediyordu.Yarısı yerli parçadan oluşan 3600 adet G3 tüfeğini Ordumuza teslim ettikten sonra,askerlik görevime başlayacaktım.Teslim tarihine birkaç ay kala;Cumhurbaşkanımız Cevdet Sunay,bir heyet ile üretimi tetkik için farikamıza geldiler.Üretim hatlarını gezerken; G3 parçalarını üzerine dizdiğimiz büyükçe bir demir masa çevresinde toplandık.Parçalar üzerinde üretim ve malzeme durumları hakkında bilgi arz etmeye başladım.Sunum tamamlandıktan sonra heyetteki yüksek mevkideki bir kişi,dipçiği eline aldı ve “Sayın Cumhurbaşkanım!..Plastikten hiç dipçik olur mu? Bu silah, Mehmetçiğin elinde iki günde param parça olur. Bizim ceviz ağaçlarımız ne güne duruyor” dedi. Herkeste bir şaşkınlık oldu, memnuniyetler karamsarlığa dönüştü. Ben de askere gitme zamanım uzayacak diye düşünmeye başladım. İşte bu anda işçilerimizden bir tanesi dipçiği eline aldı ve saç kaplı demir masaya dipçiği “Pat. pat. pat” diye birkaç sefer kuvvetlice vurdu. Ses atölyenin gürültüsünü bastırmış ve her tarafa yankılanmıştı. Sonra dipçiğin vurduğu yerini göstererek “Bu plastik özeldir. Biz de askerlik yaptık, üstelik Mehmetçik silahını bu şekilde kullanmaz “ dedi. Gerçekten dipçikte bir çizik dahi yoktu.
Cumhurbaşkanı “Şiştin mi?” der gibi yetkiliye ters ters baktı ve masadan ayrıldı.
Yakacık,20.12.2008
ORDA BİR KÖY ANILARI-2010