Yazarın dili ülkesidir. Özellikle sürgünde olan yazarlar, bu duyguyu derinden yaşarlar, dillerini kullanarak özlem gideri,rler. Bütün dünyanın önemli yazarları, şairleri siyasal kimlikleri yüzünden sürgüne düşmüşlerdir.

Elbet zaman onları sürgün eden iktidarı haksız çıkarmış, onları da edebiyat tarihinin sayfalarına armağan etmiştir.

Nihat Behram, yıllardır sürgünde yaşamış bir yazar ve şair. Şimdiye kadar yirmi kitabı yayınlandı, ülkesine, dilinin konuşulduğu yere dönebilmek için 17 yıl bekledi

Yurtdışında yaşayan ya da yaşamaya mecbur edilen yazarların kitaplarını tutkuyla okuyorum. Çünkü bu duygunun yakıcılığını bilirim.

Nihat Behram’ın Toplu Şiirler’i ’Yalın Yürek’ adıyla yayınlandı.

Yalın Yürek’te, sevgiden acıya, umuda hele dirence kadar insanı insan yapan bütün mitelikleri bulacaksınız. Bu duygulaqrın, kavramların şiiri sizi etkileyecektir.

Gurbet, ise bir çok kişinin ortak kaderinin dile getirildiği roman.

Dünya edebiyatının önemli adlarından biri Juan Goytisolo’nun değerlendirmesi kitabın önemli özelliğini vurguluyor:

’....ülkelerimizde günden güne gelişen yabancı düşmanlığının kurbanı ve ülkelerinden kaçmalarına neden olandan pek farklı olmayan sömürü içindeki on milyon göçmenin kaderini demogojiye ve yaltaklanmaya yer vermeden büyük güç ve dürüstlükle gözler önüne seriyor.’

Yazımı Behram’ın bestelenmiş olan şiirinin dizeleriyle bitirmek istiyorum:

Uyandırın anamı
Söyleyin gidiyorum
Yolumu gözlemesin
Dönemem belki geri

Arkadaşlarım duysun
Kardeşim bunu bilsin
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri

Babama haber salın
Çiçekler onda kalsın
Sulasın günaşırı
Dönemem belki geri

Korulara söyleyin
Dağlara asmalara
Baygın çocukluğumun
Çınladığı kırlara

Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Gelsinler anılarım
Uğurlasınlar beni

Sadece sevdiğime
Söylemeyin duymasın
O kadar körpe ki kalbi
Bilmiyor yitirmeyi

Söylemeyin bu akşam
Sevdiğim ağlamasın