11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1697
Okunma

………Daha doğmadan konulmuştu adım ve doğumla başladı hayatta gideceğim yol.
Verilmişti karar, kız doğduğum için. Belli bir yol vardı gidilecek ve sağı solu desteklendi yalpalayıp düşmeyim diye. Ne ile mi? Baba ve erkek kardeşlerle. Namus ya adımız, doğarken alnımıza yazılmış.
Yorgun doğuyoruz hayata, öyle ya sırtımızda ağır bir yükle gelmişiz dünyaya. Yuvayı yapmak, çocuklara bakmak, kocaya hoş olmak ve bilumum dünyevi işlerde sorumluluk sahibi olmak.
---Aman ha sağa sola bakma ve fazla kırıtma tembihleriyle başlar ilk adımımız. Emanet ediliriz bir de ağabey ya da erkek kardeşe, kardeşine dikkat et biri takılmasın peşine… Ve müthiş bir koruma içgüdüsü sarar kardeşi, tehditlerle.Kırmayım bacaklarını git üstüne adam gibi bir şey giy, demekle başlar ilk tepki.
Doğduk işte irademiz dışı gelen bir sancı ile. Nur topu gibi değildik hem de. Küçümseyerek bir kızın oldu diyen dudakların kıvrımdan çıkan vız sesi gibi kaldı, kız. Oysa anne kalbinde arkadaş yoldaş dert ortağı gelmişti, bilemezler.
Erkek adamın erkek evladı değildik ya! Nedir bu cinsiyet karmaşası? Eşit ve denk biliriz biz kendimizi ama sadece bilmekte kaldık. Öyle ya, erkek olsaydık tüm kapılar ardına kadar açılırdı. Erkek adam çapkın olmalı, kaçamak yapmalı ve bir de her ne hikmetse yiğitlik sıfatı eklenir isminin başına. Daha küçükten başlanır saçma öğretilerle doldurulmaya. Erkekler ağlamaz, korkmaz, güçlü kuvvetli olur ve cesurdur gibi safsatalar. Üstelik erkek evladı sevme şekli de başkadır. Aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvanlara benzetilerek. Biri çıkıp karşısına hayvan diyecek olsa off ne hengâme kopar bilirsiniz.
Neden ağlamaz erkek? Duygu yoksunu mu ki? Yanlış aşılanan bu fikirler çocuğun gelişimini etkilemeye başlar. Ağlamamak için renkten renge girerken, lanse edilen güç kavramı uygulamaya önce kardeşlerde başlar. Daha sonrası sokak kavgaları ve ileri derecede hırçınlığa saldırganlığa kadar gidebilecek boyuta ulaşır sonunda. Çocuğun suçu değil aslında, onu gövde gösterisine iten yanlış bilgilendirmiş olan ebeveynlerdir suçlu olan.
Ağla diyebilselerdi çocuklarına sığındığın bir omuzda ve sen kuvvet abidesi değilsin herkes kadar insansın diye öğretilseydi keşke. Erkek evlada bu duyguları aşılayan toplumun genel yapısıdır. Bilmedikleri önemli bir konu ise kadınları eğitilmemiş bir toplumun ya da ülkenin maalesef her anlamda geri kaldığıdır.
Oysa kadın eş ve denktir her anlamda. Kadını üst kademede yönetim idaresine sokmak bile sadece teşhir amaçlı yapılan bir inanıştayız üzülüyorum ki. Memleketimin birçok yerinde hala okuma yazma bilmeyen kadınlarımızın olduğunu düşünmek bile içler acısı ne yazık ki! Medeniyet kadını eğitmekle başlar. Kadın her anlamda üretkendir. Görmek ve gördüğünü gösterebilmek gerek. Kadınları cahil kalmış bir milletin medeniyetten nasibini aldığını söyleyemeyiz.
Başta değindiğim konuya dönmek isterim. Kadın ve namus anlayışı. Kadın neden namus abidesidir? Israrla tembihlenir her yaşta farklı bir öğreti ile. Din ve inanışlarla da gözü korkutularak örneğin. Zina sadece kadına mı haram edilmiştir? Kadın aman ha alnımızı yere düşürecek bir şey yapma diye tembihlenirken çocuk yaşlardan beri ve cehennemde çatır çatır yanarsın bak sonra gibi korkutmalara itilirken erkeğe toplumca helal edilmiştir zina. Erkektir yapar, el kiri ve helal koçuma gibi gereksiz sıfatların yanı sıra dinin de desteklediğini göstermek ister gibi bir erkeğe dört kadın fikri de yerleştirilmiştir. Bütün bunların yanı sıra kadına da erkeğinin yaptıklarını doğal gibi göstermek için kimin ya da ne amaçla söylendiği belli olmayan deyim ve ata(hangi atamızsa bunu söyleyen) sözleri üretilmiştir. Mesela en çok kızdığım bazı sözler;
---Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
---Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır.
---Erkek değimli eskimez.
Daha birçok sıralanabilecek saçma sözler. Ama en garibime giden ise sanmam ciddi bir şey değildir gelip geçicidir.*Düşün bir kere erkeğini başka bir kadınla yatakta yakala ve biri size bu sözü söylesin. Daha ne kadar ciddi olunabilir ki bu konuda. Ciddiyet nikâh adı verilen tek bir imza mı yani? >Ciddi değildir canım nasıl olsa ben karısıyım eninde sonunda bana döner.> Ya kadın olsaydı o konumda yakalanan. Derler mi helal olsun kocan erkek olsaydı başkasına gitmezdin diye? Yok asla… Hemen damga vurulur alnına’’o…pu’ diye ya da bir kurşun değer damganın geldiği yere.
Çok üzülüyorum ve ben de bu anlayışın bir parçası olduğum için yeriniyorum. Öncelikle en büyük mücadelemizin kadını eğitmek ve erkeği doğru eğitmekten geçtiğini biliyorum. Umarım bizim yetiştirdiğimiz yeni nesil eş ve denk paralelinde olur. Umarım kadınlar artık hiç ağlamaz ve erkekler de ağlamanın yanlış olmadığını öğrenir.
Söz de cinsiyet öz de insan olarak yaşayan bir dünya dileklerimle…
SELMA PEKŞEN