2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
771
Okunma
OECD ülkeleri arasında yapılan 15 yaş çocuklarına ait sınavın kısa adı PISA olup;Uluslararası Değerlendirme Programıdır esası.
2015 yılına ait sonuçlar basında yer aldı.
Her zamanki gibi sonuçlar hiç de iç açıcı değildi.Zaten "sıralama" bunu net olarak göstermektedir.
Fen Bilimlerinde 52.,Matematikte 49. ve Okumada da 50.sırada yer aldı ülkemiz.Tabi ki 72 ülke arasındaydı bu "yerimiz".
Bu durumda söylenecek söz tabi ki çok olacaktır.Ancak "siyasi" yaklaşımdan ziyade,sonuçlara bir bütünlük içinde yaklaşmak;"eğitim sistemini" de masaya yatırmak gerekir.
1997 ’de "Kesintisiz 8 Yıllık Eğitim" dedik,olmadı,sonra 2012’de "4+4+4 ’e" geçtik gene olmadı,olmuyor!
Artık sorunların çözüm yolu "yönetim" olarak ele alınmamakta,birden çok aktörün katılımıyla bir "yatay iletişim" olan "yönetişim" kavramına yer verilmektedir...
Mesela İsveç’te "laik eğitimden ne anlıyoruz* konusu 1929’da tartışmaya açılmış;toplum yirmi iki yıl tartışmış ve sonuçta uygulama 1951 yılında hayata geçirilmişti.
Bizde ne "kesintisiz eğitimde",ne de "4+4+4" sisteminde hemen hemen hiç tartışma olmadı;hiyerarşik(ast-üst) olarak uygulamaya hemen geçiliverdi.
Sonuç ortada ve de can sıkıcı!
Galiba 1925’lerde Ankara’da Lise Müdürlüğü yapan "Sakallı Celal"e herkes/hepimiz kulak vermek zorundayız.
Tanzimat ilan ettik, olmadı;
Meşrutiyet ilan ettik, olmadı;
Cumhuriyet ilan ettik, olmadı;
Yahu, biraz da ciddiyet ilan etsek!