Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

KELEBEK GÜLÜŞLERİM...

Yorum

KELEBEK GÜLÜŞLERİM...

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

743

Okunma

KELEBEK GÜLÜŞLERİM...

KELEBEK GÜLÜŞLERİM...

Öfkeli namert isyanlar yine gölgelerin müridi şaha kalkmış bir imde takılı aklın tefrikası: kâh nidaları yitik kâh sancısı derin o yalıtılmış karanlıkta en şefkatli dokunuşunu nasiplendiğim kaderden kedere uzanan yolda sayısız varsayımları inceden eleyip dokuduğum…

Gömmelerin şahı aslında tüm rahvan cümleler ve hayallerimi tahttan indiren süklüm püklüm bir sefillik.

Tehditvari yoksunluğuna kulp taktığım, sırlı aynalara sır yüklediğim, makbersiz düğünlerde yalın ayak koşan sancılı gelinin müebbede çarptırıldığı hayalleri.

Kokan ama çarpmayan ya da çarpıp çarpıp kapıları yüz üstü bırakıldığım ve her nasılsa bir bir nasiplendiğime değen kem gözler: sıradan sırasızlığı ya da sırasız bir ölümü devirirken ardı ardına zimmetli yüreklerde konuşlanmış nefret denen iki büklüm eden o giriftte bir dinleyip bin söylendiğim ve devrik bir rotayı mesken edindiğim imtiyaz sahipleri…

Yoksun tutulmak yoksunlara sığınıp yokluğunla terbiye edildiğim.

İfratı yalandan bir mecra, sonrasızlığım belli ki öncesizlikten mustarip, an bildiğim ise ansızın isyan bayrağımı diktiğim o kurak yalnızlık.

Balmumundan siyam ikizi gölgem ve hayli mütereddit yine de aşk’a düşkün bir kelle çoktan uçurulmuş kör yetilerini bilemekten aciz bir eşrafın tantanasında sırlarla yoğrulmuş gizemli perçemi gizsiz ve solgun yüzümün.

Yüzsüz mağlubiyetler kazanım odaklı ve haksızlığı mağlup kılmaktansa kılı kırk yaran o silsilesi söz mağduru inkılâplara doyamazken gönül ve hayli gönülsüz iz süren tayfası şu yorgun imlerin: Tedirgin lehçemde, bilinmedik bir makamda ve bilindik bir isyanda mağdur kılınası yine münafık bir kelamdansa sessiz bir rota, küllendiğim yüklendiğim döşediğim yüreğin boykotu tüm sevgi simsarlarını tek kalemde yok saydığım ve sayıldığım yine de gücümün toz kondurmaz dirayeti her nasılsa istifli her nasılsa nankör ve her nasılsa sinsi bir tedirginliği de lav ettiğim.

Dilsizliği belki de gocunulası hele ki sihrini yitirmiş.

Bir kıyımda kök salan nefret.

Bir kıyamda aşk’a hürmet eden.

Bir meblağı yok sayıp sıfırı tüketen benliğin kaypak döngüde yitip giden dengi belki de menfi bir tahayyülü yok sayıp irade dışı bir istemde peyda olan.

Sona odaklı olmasa da yarına kucak açmış belki de yarınsız dünlerin sancılı var oluş kaygısı oysa izbe bir gönülde konuşlu ne ola ki?

Tırlatan ve tıngır mıngır yokuş aşağı.

Yoksunluğu giyinmekten haz etmemekse teamül edilesi doya doya içtiğim hiçlik mertebem. Varlığımı şartsız şurtsuz heba ettiğim dölünde sevgiyi dünyaya sunmayı meşgale edinen üç beş kelam yine sondan bir önce kırık tezahürünü de kırılgan bir gönle meşk eyleyen.

Sorunsuz olmaksa hâşâ!

Sorumlu olmaksa eyvallah!

Yükümlü olmaktansa yüksünmeyi alt eden.

Hükümranlığında Tanrı’nın yine tüm canlıların şerrinden sadece O’na sığınan…

Anamın dualarında saklı tuttuğu onca dilek ve nur yüzünde bakmaya kıyamadığım kısık bir terennüm.

Sınandıkça sınamayı tehir etmiş.

Nefreti soluyan bir eşrafı yok saymış.

Sevginin cüppesini mademki giyinmiş beyhude bir sırrım, sırlarımla gömülmeye ant etmiş.

Görgüsüz ifşasında beşerin mutluluk konduran kelebek gülüşlerimi resmeden bir tahayyülün nakşında saklı tuttuğum bir buseyi dahi kondurmaya kıyamazken ve her nasılsa bin bir töhmetle yargılanmayı sindiremezken.

İzler, izler ve kayıp rotam.

Raks eden gölgeleri kucaklayan diri yanım.

Ölümlü kıyamında evrenin alt ettiğim bin bir rücu bir bilinmezin indinde bilindik bir makamda söylemeyi reddettiğim sayısız yalan ve başıbozuk bir düzende diri/l diri/l yanmayı göze almışken.

Söz konusu ifratı bile yoksunluk sayarken hele ki sevdayı yüreğe gömen bir Leyla’dan ödünç aldığım yalnızlık.

Kara görünmeden yüzmeyi bildiğim enginliğin deviniminde adsız bir rotada ve bilinmedik bir meyyalde en içli terennüm yâd ettiğimden öte yarın bellediğim yine de öncesizliğin sükûtunda yanmayı arz ettiğim bir benlik, beylik bir tümcenin arayışında yoldaş bir kelamda ısrarcı şu makberin tereddütsüz işgali belki de hak etmediğim bir riyaya düşmüşken yolum hem de tereddütsüz savunmayı celp ettiğim bir boyutta adımlarımı sıklaştırdığım…




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kelebek gülüşlerim... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kelebek gülüşlerim... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KELEBEK GÜLÜŞLERİM... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
1.12.2016 09:11:38
Dara düşmek, daralmak hepimizin hakkı virajları, tehlikeli dönemeçleri, uçurumları, çukurları ... olan hayat denen bu yolda. Önemli olan bize şifa olanı, iyi geleni tespit etmek. Anlatmak gerekiyorsa anlatmalı, yazmak gerekiyorsa yazmalı, susmak gerekiyorsa da susmalı ki çoğu zaman değişken bu durum her insanda galiba. Ama sürekli tekrar edip kendini, geçmişi düşünerek üzülmek şimdiyi yaşamaya engel ve mutlu olmaya....

Mutluluk güne odaklanıp büyütülünce ki siz bunu çok iyi yapabilen, ufak şeylerden mutlu olan birisiniz , eminim ki geçmişteki mutsuzluklar pek bi küçük kalacaktır, ruhumuzu da daraltmayı bırakacaktır diye düşünenlerdenim.

İyi gelenlerle, şifa olanlara denk gelmek ve diğerlerini dışarıda bırakmak benim hedefim. Bu platformda sizin gibi iyi yürekli biriyle yazışmak çok huzur verici.

ömür boyu mutlu olmanız dileğiyle sevgili Gülüm Hanımcığım.

Selamlar

İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
30.11.2016 20:13:42
Ne kadar kısa ömürlüdür kelebek!

Kelebek tırtılın kim olduğunu bilir de, tırtıl kendisinin kim olduğunun farkında değildir değil mi Gülüm Hanımcığım... Tüm iletişime geçme isteği, arzusu tırtılın (kelebeğin başına geleceğini göre göre ) özlem değil midir! Aslında tırtıl istese de istemese de şeklen Kelebek olacaktır ama içsel olarak kelebek gülüşlere sahip olabilmesi hakikaten kendi içsel kaynaklarının farkına varması ve deneyimlemesi ile mümkündür.

Sözcükler dünyası şahanedir ama yaşamsal sorunlarımızın bir çoğu yine sözcükler yüzünden ortaya çıkıyor diye düşünüyorum son dönemlerde.çünkü spekülasyona sebep olan, büyük olayları yaratan, tahminen her şeyi yakıp yıkmaya sebep olanlar da sözcüklerdir.Sevgi ve iyilik sözcüğüne takıntılı bir insan topluluğu oluştu benim çevremde yakın zamanda ama gerçekten o kadar çok konuşuyorlar ve yazıyorlar ki gerçekten sevgi ve iyiliği yaşamayı unutuyorlar bence ki bir dönem ben de öyle oldum.Varoluşçu çelişkiler insanı yıpratan şey, arınmanın tek yolu ( benim kendimde yapmaya çalıştığım) bence her düşünce tarzı ve teoloji ile savaşarak , kendi benliğinin büyümesini sağlamak ve bu arada hiçbir negatiflik beni engelleyemez diye düşünmek...

Son olarak bir hikaye eklemek istiyorum yazınıza istinaden

Ormanda yürüyüş yapan
Buda ya sorulmuş:bize herşeyi söyledin mi, yoksa bazı şeyler sır mı diye?
Cevabı: "elimdeki yaprakları görüyor musun? Ormandaki tüm yaprakları görüyor musun? "Olunca
Karşıdaki:"evet görüyorum ama anlamıyorum "olmuş

Buda demiş ki: "anlayacaksın. Bu kadarını söyledim ve ormandaki bunca yaprağın sırrını sakladım"

Gerçekler ve hakikatler hep ayrı olarak kalmak zorunda, sınırlı insanın içindeki uyanmışlıkla galiba...

Benim henüz erebilmiş ama takıldığım nokta bu... Sizi anlasam da...

Sevgiler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL