8
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
979
Okunma
Yazar olmayı hiç istememişimdir. Neden isteyeyim ki? Aylarca emek vererek ortaya çıkarttığın bir eserin seksen milyonluk bir ülkede iki bin adet basılan 1. Baskısının bile bir çöp yığını olacağını bile bile…
Yazmayı seviyorum ve bu sevgimle mutlu olmak için yazıyorum. Yazmak, bana göre dünyanın en güzel hobisi.
Okumak da öyle…
Bir insanın diğer bir insana yapabileceği en büyük dostluk “okuma alışkanlığı edinmesine” katkı yapmaktır.
Bunun yollarından bir kaçı,
- Arkadaşlarımızla okumak üzerine dialoglar kurup hoşlandığımız bazı yazı ya da kitapları ona tavsiye etmektir
- Her arkadaşımıza önemli günlerinde beğendiğimiz bir kitabı hediye etmektir.
Halil Sezai ve Duygu, babalar günü, doğum günü gibi günlerde hoşlandığımı bildikleri için bana birer kitap hediye ederler. Bunu yapmadan bir gün önce ağız ararlar, okumak istediğim kitapların adını öğrenebilmek için.
Halil Sezai, malum konserleri var, unutmuş, son babalar gününde bir kitap almamış. Yine de getirdi, “inşallah okumamışsındır babacığım,” diyerek bir kitap hediye etti. Baktım, benim kitaplığımda olan bir kitap, bozuntuya vermedim, “a, okumayı çok istediğim bir kitaptı, teşekkür ederim oğlum,” diyerek aldım. Tabii, o gittikten sonra kalkıp kitabı eski yerine koydum.
Halil Sezai sürekli okuyan biridir. Eskiden elinden hiç kitap düşürmezdi. Şimdilerde yoğun programı nedeniyle pek o kadar olmasa da dinlenme günlerinde mutlaka bir şeyler okur. Onunla ilgili bir sır daha vereyim mi? Aman bunu yazdığımı duymasın. Halil Sezai ne kadar mizah dergisi çıkıyorsa satın alır, hepsini ve onları helada otururken okur. Çocukluğundan beri bu böyle… Bizim evde ansiklopedi ve mizah dergilerinin kitaplığı banyodadır.
Halil Sezai mizah dergilerini okuyorsa ansiklopedileri kim okuyor diyorsanız cevap vereyim. Ben…
Evet, helada otururken bir şeyler okumak huyu Halil Sezai’ye benden geçmiş. Sizlere de tavsiye ederim. Helada işinizi görürken bir şeyler okumak kadar keyiflisi yoktur…