Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

MUTEBER SANCILARI VAR EVRENİN...

Yorum

MUTEBER SANCILARI VAR EVRENİN...

5

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

869

Okunma

MUTEBER SANCILARI VAR EVRENİN...

MUTEBER SANCILARI VAR EVRENİN...

Sondan başa güdümlü bir havan topu adeta ifa etme gayreti ile yanıp tutuştuğumuz ve hayli de sitem yüklü bir martaval insanların kıyama duracaklarına birbirlerine kıymayı göze aldığı.

Muteber sancıları var evrenin ve en metruk bildirge yine beşerin asılı isyanlarına nazire eden şeytan ki kılı kırk yarmaktan da öte anlam olma kaygısı ve derken sipere konuşlu bir varlık adına da yeni yetme bir nazla insanlara sunuma hazırladığımız ama hayatın sunumunun da fazlaca adil olmadığı yine de…

Devamı olmayan bir cümle tebliğ ediyorum madem ve mademki hayatın buyurgan ve doğurgan iklimlerini de görmezden geliyoruz neyin derdi ola ki tüm varlığın hezimete uğratılıp arabuluculuk yapan kaderin de uzamında en gönülsüz rota iken nükseden o vazgeçme dürtüsü.

Neyden kaçtığımız mı sindiremediğimiz mi?

Sevip sevmemek arasında ne çok git-gel yaşamayı düşünmeksizin nefrete odaklı bir buhran mı Tanrılar zamanında kutsamışken evreni ve yine tek Tanrılı bir dinin sunumunda biz aklı evvel faniler kendimizi erişilmez sanırken. Hâşâ, deyip hala nasıl şu noktayı koyamıyorsak?

Zıvanadan çıkıp hala hidayete erme hayalleri kurarken ya da kundaklanan insanlığımızın şeceresini çıkarıp bir mızrap ararken içimizdeki yarayı kazımak ya da seslendirme gayreti içersindeyken hani olur da aldım sazı elime, misali.

Gündönümünde batan ya da çıkan debdebeli ve varsıl gölgeleri boyutsuzluk sancımız kadar da kıymete bindirdiğimiz egomuz ve peşrevi anlık bir ikrar iken iç sesin bağımsızlığında bizler tüm eşkâlimizi saklayıp birbirimize tuzaklar kurarken ve içine kıstırıldığımız o kapan yine kendi ellerimizle kazdığımız dipsiz kuyu.

Şafağa kaç kaldı, demek kadar da manidar hani varlığımızın idamesinde varlıksızlığımız iken kıymete binen ama her nasılsa toz konduramadığımız maskelerin gerçek sahibi idimiz iken inkâra yeltendiğimiz…

Bir kuş kadar ürkek ve kırılgan ve makber bellediğimiz gecenin fısıltılarında kaybolmayı meziyet bilmişken ve yeniden hükümranlığında varlığımızı tescilleme gayreti ile güme giden hayal ve umutlarımız.

Oysaki deyip de başladığımız cümlenin sonunu getiremezken.

Belki de deyip, başı kayıp bir hikâyenin saklı kahramanlarının peşine düşmüşken ve istiflediklerimiz kadarıyla yetinemeyip tamahımızın ardı arkası kesilmeyen isyanını Tanrı’nın görmezden geleceği yanılgısıyla en hâkim eda iken müşkülümüz bir uzamda sileceklerini çalıştırmaktan imtina etmişken vicdanımızın ve derken büyüyen günahlarımız; büyüdükçe günahlar küçülen sevap hacmimiz yine de engin bilip dar alanda kısa paslaşmaların peşine düşüp de sicilimize yansıtmaktan imtina etmenin ötesinde ifa etmekte zorlandıklarımız ve her nasılsa muteber bir mutluluğu peşkeş çektiğimiz iblisin varlığı ve töhmeti yine evrenin üstelik kayıp bir rotada geçit vermez bir tünelde hapsolmuşluğumuz…

Sonlardan üreyen rahvan yanılgılar aslında sonsuzluğun titreşimlerini duyumsamaktan aciz kılınıp acziyetimizi kabul etmemek kadar da akla zarar fıtratımız sanırım bu da göreceli bir ifşa yine elden geldiğince ama sunumunda gölgelere rast gelip kaçtığımız kuytularda en dokunaklı sağanak benliğin vicdanla olan birlikteliği ve belli ki fazla da rahat değil yattığımız döşek zira kabusların peşimizi bırakmadığı ve düşkün mizaçların pek de muteber olmadığı yine de hak yemez zihniyetler olma kaygımız pek o kadar önem arz etmese de teamül bildiğimiz ama görmezden geldiğimiz.

Bir yere kadar demeyi bilmek mi aslolan yoksa yarım bırakıp kaçmak mı yalın ayak üstelik tamtakır bir varlığı idame ettirmek mi muteber Yaradan’ın asla kale almasını gerektirmeyecek ne de olsa hür iradelerimiz ve zihinsel melekelerimiz aralıksız iş başında.

Yoksa vakit çok mu geç bu düzeni infilak ettirme noktasına gelen sürüncemeleri de bir noktada görmezden gelip kendimizi ulaşılmaz addedip mütereddit ruhumuzun kaygılarını da yok sayarken yine de…

Yine de tüm göreceli kehanetlerin canı cehenneme!

Sunumu ya da ifşası hele ki arşı alaya çıkmış bir boykotu da israf ederken aralıksız kayıt altına alındığımız gerçeğini nasıl ihlal edebiliriz belki de hiçliğimizin coşkusunu her şeyiz ibaresi ile silerken tek kalemde ve en muteber dokunulmazlığımız üstelik ilk günden beri değil mi sevginin ve bilginin boyutsuzluğu hadi ne duruyorsunuz: Çıkarın hayatın ve sevginin tadını hele ki arındığımız egolar iken kundaklandığımız o şaşalı bildirgelerinde patavatsız bir istem olsa da varlığımızın tek muhatabı alt bilincimiz ve tek yapmamız gereken; saf tuttuğumuz insanlık kıyısında sadece iyiyi ve güzeli arayıp yine iç sesimize odaklandığımız her satır başı ve her yeni başlangıç tıpkı ilk günkü saflığımızla evren tarafından kucaklanmayı beklediğimiz ve hak ettiğimiz.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Muteber sancıları var evrenin... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Muteber sancıları var evrenin... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MUTEBER SANCILARI VAR EVRENİN... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
23.11.2016 07:02:58
10 puan verdi
iyi günler Gülüm hanım, edebi, felsefi, insani, dünyevi, ruhani konuları harmanlayıp sentezleyip dostlar sofrasına sunduğunuz yazınızı okumakla mutlu oldum.
duyarlı yüreğinize, güçlü kaleminize ve üretken ruhunuza engin saygılar sunarım.
selamlarımla...
Destina
Destina, @destina1
23.11.2016 01:06:58
Ne zaman bir şeyler yolunda gitmese gökyüzüne bakarım ve yıldızların parlaklığında Babamın gülümseyişini görür gibi olurum. eğer çok canım acımasa yıldızların parlamadığını fark ederim
O zaman hissederim babamın benimle birlikte üzüldüğünü. hıçkırıklı sesimin babama ulaştığını bilirim ve Bak bu seferde başarmadım baba ! dünyanın acımasız yüzü bizi kendi içimizde ki yılgın savaşta çoğu zaman yenilgiye uğratsa da .güzel düşününce iyiliklerin bizi bulacağına inanıyorum .

Ruhsal etkisi oldukça duygusal bir paylaşım kaleminiz deki başarıların devamı dileğimle
Sevgiler..
Etkili Yorum
İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
22.11.2016 23:34:34
"
Onca yıl sen orada onca yıl ben burada, yollarımız hiç kesişmemiş olsa da
Hiç bir neden yokken ya da biz bilmezken
tepemiz atmış ve konuşmuşuzdur ya da
Onca neden varken ve tam sırası gelmişken
hiç bir şey yapmadan susmuşuzdur
kimbilir
Belki aynı anda aynı sessiz geceye doğru bakarak
İçim sıkılıyor demişizdir
Aynı sabaha uyanırken
Kimbilir
Aynı DÜŞÜ görmüşüzdür
Olamaz mı?
....
belki benim kağıt param, bi şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir...ve belki tam da durmaktadır
Yanıbaşında .." Demiş ya Bülent Ortaçgil evrenin her getirisini en sevdiğimizden gelen olarak algılamak ve mutlu olmaya çalışmak dışında yaşamda çok seçeneği olmayanlardanız diye düşünerek yaşayan olduğumdan, şükretmek ve an'ı huzurla geçirmek her zaman mantıklı gelmiştir. Ne de olsa sancılarımız aynı bir fazlası sadece evrene negatif bir baskı... Rahatlamak için kin, nefret ve huysuzluğu sahibine yollamadan boşluğa bırakmalı. Evren büyük ve çekiyor içine sancıları doğru insanlığı kurtarmaya...yeter ki sıyıralım sevisiz davranışları yansıtmayı başkalarına...


Yine şahane bir yazıydı Gülüm Hanımcığım

Sevgiler
::..izmirli..::
::..izmirli..::, @--izmirli--
22.11.2016 14:53:33
10 puan verdi
Muhteşem bir eserdi Gülüm hanım
beğeniyle okudum gönül sesinizi
gönül sesiniz hiç susmasın inşAllah kutlarım saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL