10
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
823
Okunma

Acaba ben de bu gün kendime insan mı desem yoksa emsalimi temsil ile hayvan mı desem.
Kınanması gereken kendi ortak özelliklerini hayvanlara mal eden toplumun büyük çoğunluğu bunu fark edemeyecek kadar da aptal üstelik.
Pek çok insan kedileri nankör olarak tanımlar. Onlara göre kediler yemeklerini yiyip istedikleri zaman kendilerini sevdirdikten sonra bir daha sahiplerini tanımazlar. Ancak Endonezya’da yaşanan bir olay ve buna benzer daha niceleri bu genel kanıyı çürütecek cinsten.
Bir yıl önce hayat arkadaşını (sahibesini) kaybeden kederli kedi, özlemini bir nebze olsun azaltmak için o günden bu zamana sahibinin mezarı başında yaşıyor.
Öyle ki, kedinin ağlamalarını duyan Keli Keningau Prayitno, onu sahiplenmek ister ve evine götürür. Ancak sahibini unutamayan kedi, tekrardan mezara döner.
Hayatını kaybeden sahibinin çocukları tarafından beslenen kedi, her gün, çok sevdiği hayat arkadaşı ile yaşadığı eve gidiyor ve yemeğini yedikten sonra tekrar mezara dönüyor.
Sahibinin mezarını terk etmeyen kedi, geceleri de orada kalıyor.
Ah zavallı insan oğlu. Nasihat vermeye tavsiyelerde bulunmaya sahtekarca övgüler düzmeye bayılırsın. Dinsel figürleri kullanıp ilgi çekmeye ve ‘ben daha fazlasını biliyorum’ egosu ve görgüsüzlüğü ile yazılan yazılara ve şiirlere yorum yerine, üç beş katı kendinden ilaveler yapmayı ihmal etmezsin. Başta yöneticileri olmak üzere birçok üyeyle kavgalı bir şekilde Defterden ayrılır daha sonra geri dönersin. Dün başına taç ediğini bu gün yerden yere vurursun. Dün ’ak’ dediğine bu gün hiç çekinmeden ^kara^diyebilirsin
Kendini ’çok şey sanırsın’ lakin,’ hiçbir şey olmadığını’ anlayamayacak kadar derin gönül, mana ve insan ruhunu çözümlemekten yoksunsun oysa.