18
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
2407
Okunma


İşe gitmek için sabah 7 de zor kalkarak kahvaltımın başına kuruldum.Son yıllarda işe gitmek gerçekten de bir işkenceye dönüştü.Ayaklarım resmen geri geri gidiyor.
Her zaman ki gibi masama oturup iş taksimini yaptım.Her evrağı memurlara eşit dağıtmam gerekiyor bunu prensip edinmişimdir.Çünkü haksızlığa oldum olası karşıyımdır.
Burası büyük bir Kurum. Nerden baksanız 1000 kişi çalışıyor.Yani çalışıyor dediysem çalışan sayısından bahsediyorum iş yapanlardan değil. Çünkü iş yapan memur sayısı 100 ’ü geçmiyor ne yazık ki.
Asıl acı olanı bu iş yapmayan memurların son yıllarda arkasına sığındıkları din. Benim servisim de dört erkek 3 bayan memur var. Bu bayan arkadaşlarımız daha düne kadar başları açık olan ama dedikodu yapmakta üstlerine olmayan kişilerdi.Son başörtüsü furyasında bu sevgili bayanlarımız da başlarını örttüler.Amenna.Kimsenin işine karışmak bana düşmez. Ama maalesef karışmak durumunda kalıyorsunuz.Bu ve kurumun yüzde doksan bayanları ki açık olanlar artık elle sayılabiliyor namaz da kılmaya başladılar. Neden mi? Kuruma mescit yapıldı. Ve bu mescide giden yollara ve mescidin kapısına kamera koyuldu. Eğer müdür filan olmak veya size dokunulmasını istemiyorsanız hemen namaza başlamanız gerekiyor.Yoksa mimleniyorsunuz tıpkı benim gibi.
Bu bayan arkadaşlarımız maalesef sadece başlarını örtmekle Müslüman olunacağını zanneden zavallı koyun sürüsünden sadece üçü. Suratlarında bir ton makyaj.Üstlerinde göğüslerini ortaya seren badiler ve altlarında taytlar veya açık renk etekler. Güneşe çıktıkları zaman bütün yerleri ortada.Olsun..Onlar başlarını örttü ya sorun yok.Aslında buraya kadar beni ilgilendiren bir konu da yok.Sadece görüp mide bulantımı saymazsanız.Asıl sorun bu bayanların namaza gitme fasılları. İşte orda da devreye ben girmek zorunda kalıyorum ve her gün ki tartışmalar başlıyor. Öğle ezanı okunmasına 1 saat kala bu bayan arkadaşlarımız tepesinde bekleyen vatandaşları umursamadan ben namaza gidiyorum ama önce abdest almam lazım diyerek servisten çıkıyorlar. E tabi bir saat makyaj temizlemek lazım. Namazdan sonra da müdürlerin olduğu servislere uğramak gerekiyor.Neden dersiniz..Namazdan geliyorum demek için.Sonra tekrar lavaboya tabi.1 saatte makyaj yapmaları sürüyor bu zatların. Gelip masalarına oturduklarında 2 saat geçmiştir aradan.O sırada onların masalarını başında bekleyen vatandaşların işlerini namaz kılmayan benim gibi kafir olanlar hallediyor. E arkadaşlar yoruldular namaz kılarken aceleye gerek yok hele bir çaylarını içsinler keyifle.Bu zatlar böyle oyalanırken zaten ikindi namazı da gelmek üzere.Hadi tekrar abdest almaya 1 saat öncesinden.
İlk zamanlar bekliyordum ne olacak bakalım diye ama son zamanlarda sabrım taşmaya başladı.Çünkü diğer namaz kılmayan arkadaşlar sürekli haklı olarak şikayet ediyorlardı.Bu namaz faslı sürerken masalarında ki evraklar da yığılıyordu ve günü gününe bitmesi gereken evraklar sürekli erteleniyordu.Sonra bu çalışkan Müslüman olan zatlar hemen rapor alıyorlardı. Mecburen o kalan evrakları diğer çalışan arkadaşlara dağıtmak zorunda kalıyordum. Sonunda bir toplantı yaptım.
- Arkadaşlar kimse kimsenin namazına karışmaz ama sizler işleri aksatıyorsunuz. Burası Devlet kurumu.Sizler buraya iş yapmaya geliyor ve bunun içinde yüklü bir maaş alıyorsunuz. Bunun hakkını da vermek zorundasınız dedim..
Ertesi gün İl Müdürü beni çağırdı.
- Hülya Hanım siz arkadaşların namaz kılmasına karşıymışsınız doğru mu demez mi.. Beni şikayet etmiş o zatlar. Evet dedim karşıyım. Ve durumu anlattım.Adam dinledi. Ve sizi haklısınız Hülya Hanım ama yapacak bir şey yok.Dönem onu gerektiriyor. O yüzden karışmayın dedi.
-Peki dedim ve ayrıldım yanından.
O zatlar sırıta sırıta yine namazlarına gittiler. Ama bu sefer onların masalarının başında bekleyen vatandaşlara dönüp
- Kusura bakmayın arkadaşlar namaza gitti bekleyeceksiniz dedim.
Bir uğultudur aldı.Hepsini dışarı çıkarttırdım ve şikayeti olan müdüre gitsin benim yapabileceğim bir şey yok dedim.
1 saat sonra tekrar Müdür beni çağırdı.
-Hayırdır Hülya Hanım servisinizde vatandaşların işleri yapılmıyormuş demez mi.
Yoo dedim yapılıyor.Ama arkadaşlar namaza gitti onları bekliyoruz..Alık alık yüzüme baktı. Ve daha önce böyle bir sorun olmuyordu dedi. Evet dedim olmuyordu çünkü onlar gelene kadar ben ve diğer arkadaşlar o vatandaşlara da bakıyorduk ve tuvalete bile gidemiyorduk. Madem eşitlik var madem kimse kimseye karışamıyor.Ben de o arkadaşları iki kat çalışın diye zorlayamam. Bendeniz de servis şefi olduğuma göre o benim işim değil. Bu durumda yapacak bir şey yok dedim. Baktı adam haklıyım.
- Hülya hanım şöyle yapalım o arkadaşları sizden alıp yerine erkek arkadaşlar verelim.Sizin servisiniz yoğun bir servis ama sayenizde işler günlük ilerliyor ne dersiniz dedi. Olur dedim.
O zatlar benim servisimden alınıp yerine 3 tane erkek arkadaş verildi. Ama çile bitmiyor.Gelen 2 erkek arkadaş bayanlardan da beter. Bizim sevisde öbür erkek arkadaşlarımız her zaman yıllardır namazını kılarlardı ve ben hiç bir zaman o insanların işlerini aksattıklarını görmedim. Onbeş dakkaya gider gelirlerdi ve bazen benim haberim bile olmazdı. İşler yoğunken ben seve seve o arkadaşların işlerine yardım ederdim.
Ama bu yeni gelenler ilginçti. En son ikisiyle aramda şöyle bir diyalog gelişti.
-Gürsel bey hayırdır namaza gidiyorum dediniz 3 saat geçti aradan dedim.
Gürsel bey: Bugün Cuma Hülya Hanım camiye gittim dedi.
Cuma olduğunu ben de biliyorum ama diğer arkadaşlar çoktan gidip geldiler siz ikiniz 2 saattir yoksunuz ortada, geçmiş kazaları mı kıldınız dedim.
Adam pişkin pişkin sırıtarak ne dese beğenirsiniz
-İyi de Hülya Hanım bizim dinimiz de Cuma günleri uzak camiye gidip namaz kılmak daha sevap o yüzden şehrin öbür ucuna gittik demez mi.Bunu bir de gururla söylüyor.
Anladım dedim. Sanırım bu yeni dininiz bunu gerektiriyor.
Ne demek o dedi..
Valla Gürsel Bey ben 4 kitabı da okudum.Hiç birinde kul hakkı yeyin çalın demiyor ki Müslümanlıkta da öyle bir şey yok. Siz mesai saatinden çalacak başkalarının üstüne kendi işinizi yıkacak ve onun haklarına tecavüz edeceksiniz ve uzak camiye gideceksiniz. Sonra da sevap mı kazanacaksınız dedim. Çıt yok.
Allah sonumuzu hayır eylesin.
Ve bu yeni dinde bir moda daha var.İl Müdürü hangi camiye giderse peşinde bir ordu aynı camiye gidiliyor. Sanki cami kıtlığı var.
Şunu da eklemeden edemeyeceğim. Hemen karşı komşumuz da kapananlardan. Ama Allah var edepli kapananlardan.Hah diyorum içimden olması gereken bu. Hem başını örtüyorlar hem de üstlerini. Hoşuma gidiyor. Ama dün ne oldu dersiniz ki dün izinliydim öyle gördüm. Bu dışarı da kapalı olan komşularımız ki ben de hoşlukla bakıyordum anaa bir baktım balkonda oturuyorlar. Kolsuz bir tişört giymişler başları açık at gibi kişniyorlar..
- Annneee diye çağırdım..
Annem telaşla geldi.Ne oldu kızım diyerek.
- Benim babam erkek değil mi? dedim:)
Annem kaşlarını çatarak
- o ne biçim soru kızım dedi.
Ya baksana komşularımızın haline hani kapalıydı bunlar.
Annem gülümsedi.Gir içeri kızım dedi.Bunlar yeni Müslüman dışarda örtünüp balkonda soyunanlardan.
Vesselam bu yeni din benim başımı yiyecek demeye kalmadı sürüldüm:)
Ayvazım DENİZ