3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
542
Okunma
"Bu halka,bu kadar demokrasi fazla" ve "Sosyal uyanış,ekonomik gelişmeyi aştı."sözleri bizim kuşağın gençliğinde bol bol duyduğu ezberlerdi.
Evet,bütün "darbeler" ve "müdahaleler"içinmiş bunlar!
Önce toplumu buna inandırmak ve sonra gereğini yapmak /yaptırmak.
Ve parlamentonun kapanması da cabasıydı belli dönemlerde.
Oysa bu "Meclis",önce "En şanlı Meclis" sıfatını hak ediyordu;şimdilerde de "Gazi Meclis "ünvanını fazlasıyla hak etmişti.
1922 Temmuzunda "Büyük Taarruz" öncesi toplanmış,"asker" cephede savaş halinde iken "Başkomutanlık Yasasını" tartışmıştı/tartışma olgunluğunu göstermişti.
İki maddelik olan bu kanun,birinci maddesi "oybirliği" ile kabul edilirken,ikinci maddesi "muhalefetin "önerileri doğrultusunda yasalaşıyordu.
Yani "savaş" sürerken bile,Meclis açık tutulmuş;ne bombalanmış,ne de çalışmaları sekteye uğratılmıştı.
Bu hepimizin gururlanmasına yeter de artar bile.
Demek ki bu halk,demokrasiyi ta o zamanlarda "içselleştirmişti."
Bütün mesele bu "arka planı" görmek ve tarihi birikime hak ettiği değeri vermekten ibarettir.
Tam bu noktada,ülkemizi eleştirelim ama haksızlık etmeyelim diyorum.
Çünkü "eleştirel" görüşten "gelişme "çıkar.Ya da Namık Kemal’in dediği gibi bir "manzara":
-Barika-i hakikat,müsademe-i efkardan doğar!
Demokrasinin eksikleri var mı,var!
Farklı olana tahammülsüzlük var mı ,var!
Ama tankların önüne,ölümüne çıkıp,demokrasiye sahiplenme "cesaret" ve "kararı "da var!
Tekil olaylardan yola çıkarak,genellemeler yapmak,ülkeye yapılacak büyük bir haksızlıktır.
Belediye otobüsünde "şortlu kıza" "saldırı hakkı"nı kimse kendinde bulamaz/bulmamalı da.Ama genelleme yapmak da "yanlış" bu durumda.
Ya şemsiyeli kabadayının Acıbadem’de otobüs şoförüne yaptığını nereye koyacağız ki?
Nietzsche’nin çok sevdiğim bir sözü buraya uyar diye düşünmekteyim:
-Bütün genellemeler yanlıştır,hatta bu bile!
Şimdi ülkemiz,iktidar ve muhalefetiyle bir durakta.
Daha fazla demokrasi,daha fazla insan hakları için.
Bunu "başaracak" tarihsel birikimimiz var!
"Mazlumdan yana olacak kadar" vicdan sahibi insanımız da!
Tek ölçü de "şiddeti" dışlamaktır."Terörü" tarihte hak ettiği yere atmaktır.
2002 yılında İspanya’da "Batasuna" adlı bir siyasi partinin durumu görüşülmüştü,BASK bölgesi için.Sonra bunu ertesi yıl,İspanyol Anayasa Mahkemesi kapattı.
Nihayet AİHM’sine müracaat edildi,o mahkeme de 2009 yılında şöyle karar verdi:
-Evet,şiddeti öven partiler kapatılabilir,devamındaki de.Bu diğerlerini korumak içindir.
Unutmayalım ki 1908’de ilk katılımlı ve çoğulcu seçimi büyük olgunlukla "başaran" insanımız,1912 seçimlerinde "sopalı seçime" tanıklık ediyor ve adını da "Sopalı Seçimler "koyuyordu.
Bu sopalar da İttihatçıların ilk darbesi sayılan Bab-ı Ali Baskını içinmiş.Tarihi de 23 Ocak 1913 idi.
Şimdi Meclis’e ve halk idaresine daha da sahip çıkma zamanı.
"Çoğunlukçuluktan",çoğulculaşan demokrasiye dileğimle.