5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1307
Okunma

Üniversiteye yeni başladığım 70’li yıllar başında yakışıklı ve çapkın bir jöndü Tarık Akan. Sinemanın yaşamımızda önemli yeri olduğu o yıllarda gençliğin de verdiği duygusallık bizleri kişileri örnek almaya iterdi. Tabi ki bu örnek alışta Tarık Akan birinci sırada olurdu. Hayallerimizde kızlarla buluştuğumuzda kendimizi Tarık Akan gibi düşünürdük…
Bu genç ve yakışıklı jön çapkın zengin çocuğu rolleriyle sosyete kızlarıyla düşüp kalkmaktan geri durmazdı ama bu arada filmlerinde iki davranışı vardı ki onu halkın sevgilisi yapardı. Birincisi her filminde büyüklerine saygıda kusur etmezdi. İkincisi ise bu çapkın ve yakışıklı jönümüz dar gelirli kenar mahalle kızları karşısında onların ve ana babalarının onurlarını kıracak davranışlarda bulunmazdı. Onlarla sıradan bir aşk ve flört yaşamı yerine onlarla nikâh kıyar, çok defa bu nikâhtan aileler bile haberdar olmazdı.
70’li yılların sonuna doğru gerçek siyasi kimliğine bürünmüş ve filmlerde de bu konuları işlemişti. Tabi ki 12 Eylül darbesinden her yurtsever gibi o da nasibini almıştı. Ama ideallerinden asla ödün vermemişti…
Nasıl olmuşsa ömrünün son yıllarında birilerinin tavuklarına kış demiş olmalı ki, ölümünden sonra özellikle kendilerini dindar göstermeye çalışanların iftira kampanyalarına uğramıştır. Efendim, Tarık Akan içki içiyormuş…
Onu karalayan sözde dindar kişiler nasıl oluyorsa içkinin günahını öğrenmişler ama iki konuda bilgi sahibi olamamışlar veya olmak işlerine gelmemiş…
Birincisi, padişahlardan bile içki içenler vardı. Bir imamın içki içtiğini duysak arkasında namaz kılmanın caiz olup olmadığını tartışırız. Oysa padişahlar aynı zamanda tüm dünya Müslümanlarının lideri anlamına gelen halife unvanı da taşıyorlardı…
Bu sözde dindar kişilerin atladığı ikinci konu ise gıybet, özellikle bir ölünün ardından karalama kampanyasını yerden yere vuran Kuran ayetleri ve hadislerdir. Aşağıda bunlardan derlediklerimi sizlerle paylaşmak isterim…
Ah be Tarık Abimiz. Eğer sen de bir takım kişiler gibi rüşvet paralarını ayakkabı kutularına doldursaydın, milyonları sıfırlasaydın, “yetmez ama evet” kampanyalarına katılsaydın, akil insanlar gibi halka PKK’yı sevdirme gezilerine çıksaydın var ya, bu sözde dindar kişiler senin öbür dünyaya tekbir sesleriyle uğurlarlardı…
Mekânın Cennet olsun Tarık Abimiz…
Kadir Tozlu
22.09.2016
49-Hucurat Suresi - 12: Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.
104-Hümeze Suresi - 1, 2. Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay haline!
3. O, malının, kendisini ebedileştirdiğini sanır.
4. Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır.
5. Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin?
6, 7. O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
8, 9. Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları halde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.
TİRMİZİ
Râvilerden Ebû Hüreyre (R.A.) rivayet etmiştir:
Allah’ın Resulü:
"Gıybet nedir bilir misiniz?" diye sordu. Yanında bulunanlar:
"Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Resul-i Ekrem:
"Gıybet, kardeşini onun hoşlanmadığı bir sıfat ile vasıflandırmaktır," buyurdu.
"Kardeşimde söylediğim sıfat bulunuyorsa?" diye sorulduğunda:
"Söylediğin sıfat eğer kardeşinde bulunuyorsa gıybet etmiş olursun, bulunmuyorsa ona iftira etmiş olursun," buyurdu.
EBU DAVUD ve TİRMİZİ
Enes (R.A.) rivayet etmiştir:
"Ben Mirac’a çıkarıldığım gece bir kavmin bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmaladıklarını gördüm."
"Ey Cibril! Bunlar kimlerdir?" diye sordum.
"Bunlar insanların etini yiyenler (gıybet edenler) ve onların namuslarına dokunanlardır, diye cevap verdi."
TİRMİZİ
İbn Ömer’den rivayet edilmiştir.
Ey mü’minler... Ölülerinizin güzel hallerini söyleyiniz, kötü hallerini söylemekten çekininiz.