(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıdan da yorumlardan da öğrenecek çok şey olduğu muhakkak. Maalesef tarih ilgim ve bilgim oldukca az oldugu için ben bu kişilerin isimlerini dahi daha önce duymamıştım. Ancak gerek yazi altındaki açıklamanız, gerek yazınız, gerekse yorumlar dolayısıyla fazlaca meraklandigimi ve devamı için heyecanlandıgimi söylemeliyim. Ayrıca, yazı üslubunuz da o kadar usta ve harika ki.. cok teşekkürler, hem okuması keyifli hem de ogretici bu yazı için.
Kesinlikle doğru hocam. Kiraze harika bir roman, okudum. Dünkü MATBAA öyküsünü de bu öyküyü de oradan kafama takıp kurguladığımı söyleyebilirim... Maksadım ise Cem Sultan'ın öldürülmesiyle ilgili bir öykü ortaya çıkartmak, lakin romanda Cem Sıultan'ın Koca Mustafa (sonradan Paşa ve İstanbul Koca Mustafa paşa semtrinin isim babası) tarafından bir ZEHİR SÜRÜLMÜŞ berber kasaturasıyla öldürüldüğü yazılı. Benim KAYNAKÇALARIMDA İSE içirilen bir zehirle zehirlendiği ve bunda bir zehir uzmanı olan ve sevmediği insanları parmağında taşıdığı yüsükte gizleyen Lucrezia'nın parmağı olduğu yazılı, ben bu işkinci şıkkı kullanmak istiyorum. En azından öykü açısından daha anlamlı olacaktır. Ne dersiniz? Selamlar, saygılar
Yazının başlığını görünce heyecanladım. Çünkü benim uzun zamandır yazmayı düşündüğüm ama bir tarih öğretmeni olarak tarihsel hatalara düşebilme korkumdan ve tabii ki bir de böyle bir öykünün - senin de belirttiğin gibi- bir ensest öyküsü olarak algılanmasından çekindiğim için kaleme alamadığım Lucrezıa öyküsüne sen çok muhteşem bir giriş yapmışsın. Tek kelimeyle harika olmuş. Devamını sabırsızlıkla bekleyeceğim
Bu öykü diyoruz ama aslında tabii ki gerçeğin ta kendisi aynı zamanda bize barbar, kendilerine medeni diyen, bizim sarayımızı hep entrikalarla anıp kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışanlara da oldukça güzel bir cevap olacak diye düşünüyorum.
Ayrıca bir de şu var: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB anayasasının nihai senedini Papa X. İnnocentus’un dev heykelinin ayakları dibindeki masada 2004’ün Ramazan ayında ve 29 Ekim günü imzaladılar. Bir yıl sonra 29 Ekim 2005 tarihinden itibaren Ankara Garnizonu’na bağlı karargâh ve birliklerde kullanıma geçirilen yeni brövelerden Atatürk’ü Kocatepe’de gösteren kabartma kaldırıldı.
Papa X. İnnecentus'un en önemli misyonu Avrupa'daki Türk varlığını tamamen ortadan kaldırmaktı.
Son bir not: Tam da Batılı bir AB yetkilisinin “Atatürk resimlerini indirin” dediği sırada Kocatepe’deki Mustafa Kemal betiminin 29 Ekim 2005’te bröveden çıkartılması birçok kişiyi üzdü. Sonuçta yeniden düşünüleceği en yetkili askeri ağızdan bildirildi ve daha sonra KKK nişanına tekrar Atatürk Kocatepe'de figürü konuldu.
SEVGİLİ HOCAM, TEŞEKKÜR EDERİM. BİLİYORSUN, CEM SULTAN DA BU vı. Alessandro döneminde öldürüldü. Öyküyü kurgulamaktaki amacım o olayı anlatırken, bu ailenin iç pisliklerine de biraz değinmek istedim... dİĞER BAHİS ETTİĞNİZ KONULARIN BEN DE FARKINDAYIM. RUSYA İLE İLİŞKİLERİN DÜZELTİLMESİ VE KARARLAŞTIRILAN ÜÇLÜ MUTABAKAT, ŞİMDİYE KADAR KUYRUĞUNU TUTMAYI BIRAKMADIĞIMIZ EMPERYALİSTLERİN İÇ YÜZÜNÜ FARK ETMEYE BAŞLADIĞIMIZI GÖSTERİYOR. Eskiden Kürdistanın kurulması için gördüğüm gayretler bundan sonra çark edecekler, ülkemiz bölünmekten kurtulacaktır inşallah, tabii o arada eski hatalar düzeltilmeye de başladıkça umudumuz artacaktır...SELAMLAR, SAYGILAR
Aklıma aksağını ayrık cümlelere düşen Portekizli Viva Kadi geldi. Onu bir iki kez görmüş ama bir çok kez okumuştum. Ünlü bir yazar değil elbette. Hiçbir yerde hiçbir eseri yayınlanmamıştı. Ama okuduğum kadarıyla mü ü k e m m e l di. Mükemmelliğini neye borçlu olduğunu ona sorduğumda cevabı bir hayli farklıydı . ‘’ Aklımın kaydığı dil, aklımın ıslattığı kelimeler ve hayallerimin burçağı ,beni alıp götürür satırlara’’ . Hiçbir şey anlamamıştım. ‘’İroni’’ diye düşündüm. ‘’Üstün bir düşünüş ‘’diye farz ettim. Ama değilmiş.
Şimdi ilişkiler yumağını sarsan duyguların azılı bir dili ya da dişi olduğunu anlıyorum. Keramet diye yutturulan bazı şeyler , aslında kavmin mutlak amacıyla ilişkilidir. Şimdi İnsan ilişkilerini düşündüğümde ‘’ Bir kadının bir erkeği düşünmesine normal; bir kadının bir başka kadını düşünmesine anormal; bir erkeğin bir başka erkeği düşünmesine anormal; lakin aile içi ilişkiler ise büyük bir cinayet adı altında aklıma yerleştirmişim.
Duygulardır cinayetleri işleyen…Akıl ise pişmanlığını sunar… Burada suç kimde ?
BU ÖYKÜYÜ SAKIN OLA Kİ BİR ENSEST İLİŞKİ ÖYKÜSÜ OLARAK ALGILAMAYINIZ. BİZİM TARİHİMİZE DE ÇOK ÖNEMLİ BİR DAMGA VURMUŞ OLAN BİR PAPA AİLESİNİN İĞRENÇ İÇ YÜZÜNÜN BİR ÖYKÜSÜDÜR BU...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.