(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Misafirlerin ve torunların meşgalesinden öykülerini kaçırmışım... matbaa ilk kez, 1493 de, Yahudiler tarafından2. Bayezit döneminde getirilmiş ve daha sonra Rumlar ve Ermeniler de kendi matbaalarını kurmuşlar. 250 yıl sonra Lale devrinde de İbrahim Müteferrika ilk ARAP ALFABESİ BASAN matbaayı kurmuş (1728). Şimdi burada benim söyleyeceğim bir şey var...Derler ki matbaa bize geç geldi. Bu yüzden kitap okuyamadı bu millet, cahil kaldı. Bu iddia bana çok saçma gelmiştir hep, Osmanlı'da milyonlarca kitap basılmış olsaydı sanki okuyan olacakmış gibi... Ne dersin...
Biz bu millete öykünün ne olduğunu anlatamadık bir türlü.
Anlatamadığımız içindir ki böyle ukalalar çıkar ve '' Kemal Bey ! Öykünüzdeki kişilerde sanırım bir karıştırma olmuş. Tarihi gerçek olarak Osmalı'da ilk matbaayı kuran Yahudi David ve Samuel İbn Nahmias'dır. Aynı aileden Abraham Franko'nun ortaya çıkması ta 1640 yılında olmuştur. Öykünüzün daha gerçekçi olması için bu hususa daikkat etmenizi tavsiye ederim'' Yazacağına amatör b,ir ruhla kaleme alınmış bir yazıya '' ''niho hoh hoh hoh haa haaayt..'' diye yorum yazar. O da yetmez bir de seni tanımadan, bilmeden yeni Osmanlıcıkla, padişahçılıkla itham eder.
TEŞEKKÜRLER HOCAM... BU İLK MATBAA İLE İLGİLİ ELİMDEKİ KAYNAKÇA, İLK MATBAAYI KURANIN 1493 YILINDA İSPANYA'DAKİ TORİNO KENTİNDEN YAHUDİ KATLİAMI NEDENİYLE KAÇARAK İSTANBUL'A GELEN SALVATORE ABRAHAM NAHMİYAS OLDUĞUNU YAZIYOR. BEN DE ÖYKÜYÜ BU BİLGİYE DAYANDIRDIM... ÖYKÜDE MATBAANIN KURULDUĞU TARİHİ VERMEDİM VERDİĞİM 1495 TARİHİ İSE ADAMIN İŞİ KOTARDIKTAN SONRAKİ KEYFİNİ ANLATTIĞIM TARİH...BU KEYİF ELBETTE MATBAA İŞLERİNİN RAYINA OTURDUKTAN SONRAKİ TARİH OLMALI. YANİ MATBAA BİR YIL ÖNCE DE, İKİ YIL ÖNCE DE KURULMUŞ OLABİLİR. DİKKATLİ BİR OKUYUCU BUNU ANLAYABİLİR... SAYGILAR
Aslında iki kişi arasındaki konuşmaya pek müdahil olmam ama burada karışmadan edemedim. Çünkü bu Gülesenek Orcan adlı vatandaş benim yazdığım bir yazıya da ( Hayatta en hakiki mürit nedir? ) aynen böyle ''niho hoh hoh hoh haa haaayt..'' ile başlayan bir yorum yazmıştı.
Kendisini pek sevdim ben. Neden mi?
Benim biliyorsun %90 oranında zihinsel özürlü bir oğlum var Yunus. Yunus konuşamaz, bir şey söylediğin zaman anlamaz ama bazen mesela '' Yunus, oğlum, nasılsın bakayım?'' derim, bana ''niho hoh hoh hoh haa haaayt..'' diye gülerek cevap verir. Tıpkı bu Gülesenek Orcan gibi.
Biliyorum sen Yunus'u çok seversin. Bu Gülesenek Orcan'ı da sev. Bizim Yunustan bir farkı yok onun da.
Sayın yorumcu, okuduğunuz ve yorum yazdığınız için teşekkür ederim... Gösterdiğiniz kaynakça denk gelmiş olsaydı, 1493 tarihini kullanabilirdim, benim kaynakçalarımda 1494 tarihi geçiyor (1495 değil)
Yorum üslubunuzu siz beğendinizse benim için sorun yok.
Abraham da benim değil, İspanya'dan kaçıp gelmiş bir Yahudi sadece
VE BEN YENİ OSMANLICI FİLAN DEĞİLİM, SADECE AMATÖR BİR YAZARIM VE AMATÖRLÜKLE İLGİLİ KUSURLARIMIZI TOLERE EDEBİLİRİM niho hoh hoh hoh haa haaayt..GÜL ESENEK ORCAN BEY kardesim.....
Bedri Abi ne demiş? Seni okumayı seni okumayı seviyorum. . .
Başka bir duygu olsa gerek senin yazılarını okumak Kemnur Abi. İnsanın içine işliyor, hatta tıpkı bir çocuğun pamuk helva yiyişi gibi.
Önce gözüne takılıyor.
Almam gerekir diyor. Sonra yemeliyim. Bazısında gülerken azına burnuna bulaşıyor, bazısında ağlarken göz yaşına sarılıp birlik olup akıyor. Hani az önce pamuk helvaydı sen.
Sevgili Davi, Bedri komutanım da, siz de bennim için çok değerli dostlarsınız. Nazik yorumlarınız için teşekkür ediyorum size. Beğenilmesine sevindim. Saygılar
Gerçekten güzel bir kurgu ve anlatımdı. Özlemişim yazılarınızı.
2'inci Bayezid'in Amraham'la konuşması ne kadar geri bir düzende yaşanıldığını gösteriyor. Oysa halkımız o zamanlardan başlayarak matbaada kendi harfleri ve diliyle yazıp okusaydı. bambaşka bir ülkede yaşıyor olacaktık.
Can Dost ! Tasvirler yazının garnitürü gibidir. Tabii senin yaptığın gibi güzel olursa... Hani bir söz vardır: "Her şerde bir hayır vardır" diye.Bu yazıda olduğu gibi.
Seviyorum seni okumayı... Dinleniyor, düşünüyor rahatlıyorum emin ol... Selamlarımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.