(Başlıktaki kıvırma sözü,mecazi anlamdaki bir işi becermek,yapmak ve hakkını vermek anlamındadır.Sakın ola ki bırakıp kaçmak,yan çizmek,vazgeçmek,tüymek diye okumayınız.Gerçi burada bu açıklama da fazla ya,neyse...)

Öğrenim dünyası son 25-30 yıldır "çoklu zeka kuramıyla" ilgili tartışmalar yapmakta ve değişik programlar bu anlayış çerçevesinde hayata geçirilmektedir.
En fazla kabul gören zekanın sekiz boyutlu olduğunu söyleyen anlayıştır.Gerçi bunları dört başlık altında toplayanlar da vardır.
Sekiz zeka türünden biri de "sosyal zeka" ya da "kişiler arası zeka"dır.
Bu zeka türüne sahip olanları anlamanın epeyce ipucu vardır.İşte bazıları:
Yaşıtlarıyla konuşmaktan zevk almak,doğal bir lider gibi davranmak,değişik çalışmalara katılmak,pratik yaşam tecrübesine (street-smart) sahip olmak (sokak yaşamını kıvırmak) gibi.
Bu ülkenin oldukça çok sayıda insanı on beş gündür sokaklarda.Hem de akşamın sekizinden sabahın beşine kadar.
Eylem yapıp,demokrasiye sahip çıkmaktalar.Üstelik hiç de vurup,kırmadan,dökmeden gerek diğer insanlara,gerek onların ve kamunun mallarına zarar vermeden.
Sokaktaki bu yeni "hayatlarını" kıvırdılar demek gerek sanırım.
Belki de hiç tecrübeleri yokken!
Bu sıradan insanların olgunluğunu,zeka türü açısından da bir yere oturtmak mümkün:Sosyal zekaları gelişmiş...
Diplomaları yok belki ama zekidirler demek olası.
Sosyolojideki "Bizim insanımız alim değil ama ariftir."sözünü hem doğrularcasına hem de fazlasıyla hak edercesine.