3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
994
Okunma

Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...
Ziya Osman SABA
Kusursuz bir robot olma yolundaki mücadelemizi ayakta alkışlıyorum doğrusu. Düşündüm de en son ne zaman yere kapaklandığımı, hatırlayamadım.
Ah.. Bizim dağların arasından süzülüp gelen dümdüz bir deremiz, masmavi bulutlara konuveren M’li kuşlarımız varken mutsuz muyuz? Tabi ki evet. Sizi bilemem ama ben görüyorum; sebepsiz bir sevgi pınarı, sınırsız bir hayal dünyası ve esnekliğin en güzel örnekliğini sergileyen eylemleriyle çocuklara resmen özeniyorum.
Edindiğimiz veya geliştirdiğimiz nice yaşam becerimize karşın nelerden mahrum olduğumuz ortada. At çiftliklerinden pek da farkı olmayan yaşamlarımızla rafine sözler, derinliksiz duygu durumları ve alışkanlığın omurgasını oluşturan mutat eylemlerimiz bize çocukluğumuzu geri getirmeyecek.
Geç değil. Hepimizi içimizdeki neşe ve özgürlük kaynağı olan çocukluğu’nun ellerinden tutmaya davet ediyorum. Bol şanslar..