6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1171
Okunma
Dağlar kadar fark vardır boş bir kadehle boşalmışın arasında. Boşalmış kadeh öpüşme arasında verilen ara gibidir: Sonsuza değin öyle kalmayacaktır ama nefes almanız, biraz da ona bakmanız için verilmiş bir fırsattır.
Ben de bu fırsatı boşa harcamıyorum; elimdeki kadehi seyrediyorum. Bir arkadaşın, ki yollarımız ayrıldı, hediyesiydi. Yeniden dönüşüme uğramış hediyelerden olmalıydı; yoksa kimse Amerika’nın ortasında bana Paşabahçe imalatı şarap kadehi hediye etmezdi.
Kadehi ışığa tutuyorum ve üzerindeki yazıları farkediyorum. Hediye kadeh daha da ilginç bir hal alıyor: Paşabahçe kadehin üzerinde İbranice kelimeler var. Kadehi bir kenara atıp, kalem ve kağıda sarılıyorum. Sonra bulduğum kelimeleri nette tarıyorum. Bir sonuç yok.
Kadeh tekrar şarapla dolunca kelimeler kayboluyor. İlk yudumda farkediyorum: İbranice sağdan sola yazılıyor.
Borei Pri HaGafen
Küçümen öykü furyasını başlatanlara selam olsun. Yoksa bu yoğunlukta başımız kaldırıp bir şey yazacağımız yoktu.