3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1405
Okunma
UNUTAMADIĞIM ANILARIMDANDAN
Hayvan Dostluğu :
İnsanlar vardır yapılan iyilikleri pek bilmez, Türkçe’de ona nankör derler. Ama hayvanların nankörü var mı? Bilemem ama bazıları kediler için söylerler, yok inanmam, Çünkü kedinin geninde yırtıcılık var, hayvanlara iyi mualeme iyi bakılırsa inan gerçek dosttan daha sadıktırlar,
Şimdi size gerçek bir hikayeden bahsedeceğim.
Hamallar kahvahanesi dediğimiz yani işe gidecek işçilerin, hamalların sabahları buluştuğu kahvahane, Mevki itibariyle Safranbolu’nun en mütena yerlerinden birisi. Biz orada genelde mesai saatlerinden sonra ve tatil günlerinde arkadaşlarla hoş vakit geçirmek istediğimiz zaman bizimde buluştuğumuz mekan. Adını bizim verdiğimiz Hamallar kahvehanesi.
Havanın sıcak güneşli bir günde arada sırada önünde bulunan salkım sögüt ağacının altında çay içip, Günde 100 lerce kişinin gelip geçtiği bu mekanda muhabbete katılmanın zevkine doyum olmaz. Kahvenin arka tarafı ise o sıralarda mahallenin çöplerinin toplandığı, Belediyeye ait çöp kutularının bulunması dolaysiyle sokak köpeklerinin çoğunlukta uğrak noktası, Şimdi ise Belediye tarafından kullanılır hale getirilen balıkçılar çarşısı. İşte burada köpeklerden bir tanesi kınalı renkli orta büyüklükte olanı, arada sırada çöp kutularının yanında geçildiğinde herkese ısırma için saldırdığı, hatta kahvehane müşterilerinin bile çöp kutularının yanına giderken bile ısırdığı biliniyordu. Yani sizin anlayacağınız köpek gerçekten sahipsiz ve vahşi.
Safranbolu’da bir pazar günü, Yine arkadaşlarla saat 10-11 civarında toplandık. Birbirimizle muhbbet ederken, çöp kutularından çocuk sesleri ile dışarı çıktım, Çocuklara sordum bu ses ne, niçin bağırıyorsunuz dedim. Amca "Belediye köpeği zehirlemiş, köpek can çekişiyor da onun için bağırıyorduk" dediler. Doğruca zehirlenen köpeğin yanına gittim ki köpek o tarif ettiğimiz vahşi kına renkli köpek. Ölmüş mü diye gözlerine baktım,.Zavallı gözlerinden beni kurtarın der gibi bana yalvararak bakıyor gibiydi. Veya ben öyle hissettim.İnsanız sonuçta, köpeğin bu haline üzüldüm gerçekten, o da Allah’ın yarattığı canlılardan biri ve can çekişiyordu, kendince zehire karşı ölmemek için mücadele veriyordu. ilk aklıma geleni yapmaya koyuldum. Hemen yakında bulunan Uğrak lokantası sahibi Ahmet beyden rica ettim, Hatta Ahmet bey, "abi hayırdır zehirlenen mi var" dedi bende kendisine teşekkür ederek, Bir kase dolusu sarımsaklı yoğur aldım doğruca köpeğin yanına, hayvanın ağzına sarımsaklı yoğurdu yavaş yavaş yuturdum, Sonra çocuklara dedik ki "eğer köpek istifar ederse kurtarır" sonra tekrar mekana döndüğümde aradan bir saat geçti geçmedi, çocuklar "amca köpek istifar etti" diye bildirdiler. Bizde zaten saat 14,30 veya 15.00 civarında ayrıldık..
Aradan galiba 6-7 gün gibi geçti, ben köpeğin durumunu unuttum, bu gün de hava çok güzel kahvehane önündeki salkım söğütün altında çayımızı yudumlarken gırgır ve muhabbetten de geri kalmıyorduk, Oturduğu yer çöp kutularına giden yolun yanı başındayım, Bu arada çayımı içerken bir ara birden ayaklarıma doğru, bacaklarım da bir kedinin gibi bir şeyin gezindiğini hissettim. Heyecanla birden ayağa kalktığımda birde ne göreyim, benim zehirlenmekten kurtarmaya çalıştığı kınalı rekli köpek, Yani olayı kelimelerle ifade edemiyorum, zavallı beni tanımış, nasıl tanıdığını bilemem ama o ısıran vahşi köpek gitmiş yerine sahibi tarafından terbiye edilmiş uysal bir köpek gelmiş benim ayaklarımı yalıyor. Benim kendisini fark ettiğimi anlayınca bana sürtünmeye, seni seviyorum der gibi kuyruğunu salmaya başladı. Bende köpeğin bu yaklaşımına da kayıtsız kalmadım, bende onu sevmeye okşamaya başladım, O çöp kutularına gitti bende lokantadan birkaç yemek ve kemik artığı getirip çöp kutularının yanında karnını doyurdum, Artık iyi bir dost olduk, Ben eve gitmek üzere iken fırından iki ekmek ile evin yolumu tuttum, Geriye dönüp baktığımda o kızıl köpek beni takip ediyor, benimle eve kadar eşlik etti. Ben eve girdiğimde tekrar sokaklara geri dönüş yaptı.
Köpekle dostluğumuz birbuçuk yıl kadar sürdü..Hemen hemen aralıksız benimle eve kadar eşlik ediyordu, Bende fırsat buldukça onu doyuruyor, başını okşuyor çenesinin altını kaşımaktan son derece zevk alıyordu..Adına Kınalı koymuştum, Sesimi ve adını artık anlıyordu..Emek mahallesinden ev almıştım, evime taşınmak zorundayım, Taşıma kamyonuna eşya yüklenirken Köpek o gün yanıma gelerek yanımdan ayrılmak istemedi, taşınacağımı sezmiş olmalı ki onunla oynadım sevdim, oda benim sevgime çok büyük karşılıklar verdi ve yanımdan ayrılmak istemedi, hatta eşya kamyonunun önüne yattı o hissettimi bilemem ama sanki bizim son günümüzdü,
Tüm aramalarıma rağmen onu bir daha görmedim…
Necati KESKİN
17.Nisan.2016
5.0
100% (1)