(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Günümüz toplumlarında bir çok nedenden dolayı yalnız yaşamak zorunda kalan insanlar içine kapanık gibi görünen bir portre versede çevresine,kendi Dünyasını yaşarken hayal kahramanlarını oluşturup bunu kağıdına yansıtabilir. Hayatta ulaşamadığı uhdeleri kendi Dünyasında var ettiği karekterleri kullanarak ihtiyaç duyduğu tatmin duğusunun hoşnutluğunu yaşayarak var olan eğosunu okşayarak yalnızlığına kendince çıkış yolları bulabilir. Yalnız adam adlı çalışmada işlenilen konuda böyle değerlendirilebilir.
Ne demeli? Alem adamsın valla. Adamın karısına iyi hikaye yazdın valla. Gerçi, kadın da hak etmiş hani. Evli barklı kadınsın, ne işi var gözlerinin elin adamının bakışlarının derinlerinde? Üstelik de, dantelli etekliğini savuran rüzgar, tüm ganimetleri cesurca ortaya seriyorken... Güzeldi güzel... Her zamanki gibi.
Eh, kadın anası gibi şalvarlı, başörtülü olsaydı o fantezileri kuramazdı herhalde. Sizin Trabzon'da pek olmaz ama İstanbul'da kombinezonuyla balkona çıkanını ya da kısa şortu ve dekolte tişörtüyle sokağa çıkanını sıkça görebiliyoruz. Hele ki ben çokça Ayvalık da ya.. şadığımdan kapalı bir şeyler giyenine bile pek raslayamıyorum... Konu insanların ne giyindiği değil tabii.Yalnızlığı tercih eden bir adamın yaşamından kısa bir kesitti yazdığım. Aslında bu konuda bir roman yazılsa yeridir... Vakit ayırıp okuduğunuz ve değerlendirmeniz için çok teşekkür ederim değerli dostum. Saygılar...
Sanırım yalnız adamların kaderleri böyle. Bir bakıştan belki de hiç bir manası olmayan bir hareketten yola çıkarak kendi hayal dünyalarında sayısız öykü yakalayabiliyorlar.
Üstadım, günlük hayatın sıradan durumlarını anlatırken ıkınmadan, lügat paralamaya çalışmadan yazmak, herhalde öykücülüğün sırlarından olsa gerek... Siz bunu tasvirlerdeki ustalığınızla gösteriyorsunuz... Kedilerin doğallığını ne güzel anlatmışsınız!... Şiirin atmosferine girmek isteyenlerin öykülerinizi okumaları gerek... Demek ki siz şiirinizi böyle yazıyorsunuz...
Her zaman için fazla karmaşık cümlelerden uzak durma çabasındayım hocam. Genelde Aziz Nesin, Orhan Kemal ve Fakir Baykurt üçlüsünün tyarzlarını harmanlayarak kendi tarzımı oluşturmak istiyorum ama pek fazla başardığım söylenemez. Mümkün olduğunca kısa, anlaşılır ve detaysız anlatımları seviyorum. Selamlar, saygılar
Eyüp'te yaşadığım sıralar, daha Haliç'in temizlenmediği zamanlarda, semte yeni gelen birinin kokuyu hatırlatması olmasa hiç farkında olmazdık. Ha, bir de sabahın erken saatlerinde hissederdik. İnsan alışıyor. Zaten insan nelere alışmıyor ki?
Son yazdığım "Kars Gravyeri" öyküsünü bir üst-kurmaca, öykü içinde öykü tarzında düşünmüştüm. Kendim de öykünün bir yerlerinde olacaktım. Fakat bir türlü beceremedim. Galiba kafamdaki kalıplaşmış klasik çizgiyi aşamadım. Aslında öykü dün gece geç vakte kadar o tarzdaydı. Biraz uzuncaydı elbette. Olmadı, hemen klasiğe çevirip, siteye indirdim. Sanki megakurmacalar öykü için değil de roman için daha uygun geliyor bana.
Fakat bu tarzda da çok güzel öyküler var, diyor benim kızım. Bir kaç tane okumak lazım. Ufuk açıcı, yol gösterici olabilir. TC'ye geldiğimde bu tür öykü ve romanlardan bir kaç tane alma niyetim var.
Değerli Kemal Abim, senin bu öykünde öyle bir kurgu var sanki? Bir üst-kurmaca denemesi gibi olmuş. Öykü içinde öykü. Bunu kasten, bir üst-kurmaca amacıyla mı yaptın? Öyle ise bu konuda okumuş olman lazım. Ve eğer elinde, sanal ortamda literatür varsa ben de okumak isterim.
Tabi istersen bende olan literatürü de sana yollayabilirim. Benim elimde de bolca var.
Ben de hem yazara, hem yorumcuya teşekkür ediyorum. Çok sevdiğim yazarlardan olan Mustafa Kutlu' nun bu hikayesini okumamıştım ; sayenizde verdiğiniz linkten okudum: Selam ile.
Değerli Metin kardeşim, inanın ki o dediğiniz türde bir kurgulama hakkında derin bir bilgim yok ve elimde de o konuda hiç kitap yok. Okuduklarım arasında denk geldiğim de size mutlaka bilgi vereceğim. Selam ve saygılarımla
Önce kedileri okuyunca, " bu işi kediyle bırakmaz hadi hayırlısı" diye düşünmüştüm. Okudukca yanılmadığımı anladım. İster gerçek olarak varsayın anlatılanları. isterseniz hayal... Okuyunca onlarla beraber yaşıyorsunuz ya! Önemli olan da bu zaten. İşte öykü, işte yazar. Selamlarımla Dostum.
Can komutanım, yalnız bir adam hayalleriyle sohbet eder, hayali kahramanlarıyla ilişki kurar biliyorsunuz. Burada bizim yalnız adam da o atmosferde göz ucuyla ördüğü bir kadıncağızın günahını almış oldu. Selamlar, saygılar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.