1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
396
Okunma
Her yaptığı işi dini ve milleti için düşünen, tasarlayan ve uygulayan bir nesil geçmişte olduğu gibi bugünde şartların başında gelir. Böyle bir nesli istemeyen ve bilinçli bir neslin varlığından korkan düşmanlar hep aynı yolu izlediler. Düşman, askeri kuvvetiyle sınırları geçemediği takdirde her zaman kaleyi içten fethetmeyi kurgulamıştır.
Bunu sadece bu tür işlerde pek maharetli olan Batılı değil, savaşmak nedir bilmeyen fakat her türlü kirli işi ustalıkla planlayan Çinliler de yaptılar. Savaş meydanlarında atlar altında çiğnenmekten bıkan Çinliler, Türk kağanlarına bazen suikast, bazen de fikir çeldirici olması için hep akrabalık bağı kurmak isteyip Çinli bir hatun gönderdiler. Çok zamanda bu plan işe yaramış ve kale "içten fethedilmişti".
Bugün elbette devletler düşman gördükleri devletleri bu tür ilkel oyunlarla kandırmaya çalışmıyor. Bugün çok daha tehlikelisi ve tesirlisi, etkisi birkaç nesil sürecek bir planın temelleri görünürde televizyonlarla, fakat işin aslında Tanzimatta atılmıştı. Batıcılık gibi zerre yararı olmayan, tamamen Batılının ahlaksız kültürünü kendisine empoze edici, birkaç tane ahlak nedir bilmeyen yazarın gençliğe özendirdiği bu yararsız fikir akımı bile rağbet görmüştü. Batılı, elimizde olan tüm manevi değerleri söküp alma planını Tanzimatta başlatmıştı; halende devam eden bir yıkılışın tablosudur bu.
Televizyondan eksik olmayan, ne dini ölçülere ne milli değerlere uymayan türlü programlar, diziler bir neslin beynini uyuşturmak için yoğun ve yıkıcı bir çaba gösteriyor. Ne acıdır ki, önü alınamaz bu ahlaksızlıklar gururla sergilenirken, bizler elimiz kolumuz bağlı halde, ecdadın mezarından özlemini çektiği neslin halini çaresizlik ve ızdırapla izliyoruz. Düşmanın kendisine en büyük tehlike olarak gördüğü gençliğe özünü hatırlatmak ve ülkülerini öğretmek, işin farkında olanların sorumluluğudur.
Nesiller gelip geçer, fakat nesillerin bıraktıkları geçmez. Ülkemiz için, ülkümüz için, milletimizin varlığı için ve dinimize hizmet için zorunlu bir nesil doğacak. O neslin zorunluluğu, doğduğu zamanda ve bulunduğu mekanda saklıdır. Öyle zeki ve yetenekli bir nesil ki, düşmanları onların sırlarını ancak mağlubiyete uğradıklarında kavrayabilecek. Bu nesil öyle ya da böyle gelecek. Zaman ve mekanın şartları tetikleyecek bunu. Burada önemli olan, bu nesle kimlerin katkı sağladığı olacaktır. Zorunlu neslin davası ve yükü kadar güçtür bu zorlu yol.