(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sanki siyah beyaz bir filmdi izlediğimiz. Dışarıdan vuran güneş bize eski halının tozunun arkasında kalan Ev Sahibesi ile Alişan'ı bir perdenin arkasındaymış gibi hayal ettiriyor, okumak zorunda bırakıyordu.
Sevgili Davi, yazdıklarımı senin okuduğunu görmek inanki beni çok mutlu ediyor. Genelde yazılarımın çok ya da az okunmasıyla pek ilgilenmem, ama bir kaç dostum var ki, onların okuduğunu görmeyi hep istemişimdir ve onların en başında sen varsın. Çok teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla...
Sevgili hocam, alkol bazen şeytanlık görevi ifa ederken, bazen beynin pencerelerini açan bir anahtar vazifesi ifa eder. Burada sanırım iki insana baskı altında tuttukları duyguları kolayca ifade edebilme ve yaşayabilme cesareti vermiş... Bu açıdan bakarsak iki yalnız insanın birbirlerine duydukları maddi-manevi ihtiyaçlardan doğan bir birlikteliğin anlatıldığı bir öykü olarak da değerlendirebiliriz yazımı... Okutup yorumladığın için çok teşekkür ederim. Selam ve saygılar...
İnsanın iç dünyası, zamanın, mekanın, değişen şartlarına göre farklı duygu hallerine geçebiliyor. Öykünün konusu bunu gösteren güzel bir örnek olmuş.
Öyküde anlatılana içerik olarak çok benzemese de, nicelik olarak benzer bir durumu geçmişte yaşamıştım. Bekar olduğum yıllarda boş olan bir daireme biri kız (on dokuz), diğeri erkek (on beş) yaşlarında iki çocuğu olan eşi vefat etmiş dul bir hanım kiracı olarak talip oldu. Kızı türbanlı hanım hanımcık, oğlu öğrenci güleç yüzlü çocuklardı. Anne kız çarşının içinde bayan kuaförü işletiyorlardı. Gerçi kadın, kızının aksine dekolte diyebileceğim kıyafetler giyen birisiydi ama bu duruma çokta kafa yormadım. Nihayetinde yetimleri var diye düşündüm. Neyse evi verdim kiraya, bir süre sonra kadın sitede nereye gitsem peşimde. Kafeteryaya gidiyorum zırt yanıma da. Şezlongda güneşleniyorum hemen soluğu yanımda alıyor. Aslında gırgır şamata bir kadındı ama bu ilgisi site sakinlerinin bayağıda dikkatini çekiyordu. dolayısıyla hakkımda yanlış düşünülmesinden çekindim. Ve en sonunda dayanamadım bu yakın davranışının nedenini sordum o da açık açık duygularını ifade etti. Yani niyeti bozukmuş. Baktım olacak gibi değil bende kendisine böyle bir şeyin olamayacağını dini gerekçelerle bu tür bir ilişkinin prensiplerime aykırı olduğunu kaldı ki bedenime sahip olsa da ruhuma asla sahip olamayacağını açıkça söyledim. Fakat ben böyle söylediysem de, - Başlatma lan ruhunu dan, bana bedenin lazım dedi. Çok uğraştıysa da bedenime de sahip olamadı. Nihayetinde birkaç ay sonra sonuç alamayınca evin çarşıya uzaklığını bahane ederek taşındı.
Son cümle önemli olan duygu geçişlerinin olduğu özel anlarda insanın kendini yani iradesini kontrol altında tutabilmesi, en azından bunun için çaba sarf etmesi gerekir diye düşünüyorum.
Sevgili Serhat, senin anekdotuna uygun bir iki ilişkiyi bundan önceki birkaç öykümde işlemiştim. Burada işlemek istediğim ise cinsellikle alakalı duygulardan daha çok yalnızlık üzerinde doğmuş bir birliktelikti. Bazen bu yalnızlık denilen şeyin yarattığı ihtiyaçları tatmin eden ilişkilerden de saygı duyulabilecek bir aşk doğabilir. Benim için çok değerli olan yorumun için çok çok teşekkür ederim. Selam ve saygıyla
A§k bu söz mü dinler... âma aşk bu geldiği gibi de gider...Giderken iki aşığın birbirine sesleneceği şiirde benden...
bazen , içimden çıkıp gitmek istiyorum sonra düşünüyorum ya içim geçerse kendinden bazen seni unutup gitmek istiyorum sonra düşünüyorum ya vazgeçmezsen senden
ağlıyorum, ağlıyorsun sonra dönüp baktığımızda kendimize ne ask kalmıştır yerli yerinde ne aşığız daha birbirimize
sonra bir hikâye bir şiir yazıyoruz anısı taaa geçmişte yaşımız geçmiştir, öylesine bir ayagımız mezarın taa dibinde
Sevgili Can, uyumsuz birlikteliklerin sonu elbetteki hüsran olur, lakin burada işlemek istediğim anafikir iki yalnız insanın fiziki olarak uyumlu olmasalar da yalnızlıklarını paylaşırken yakınlaşabileceklerini anlatmaktı. Umarım anlatabilmişimdir. Sevgiyle
Alişan madam için "ne kadar da yalnız bir kadın" diyor ama aslında kendi de en az madam kadar yalnız.. Sanki bu aşka Alişan'ın daha bir ihtiyacı vardı. Belki de hayatının en zor döneminde Alişan'ın madamdan böyle bir yardım görmesi, madamın ise yalnız, soluk hayatına bu komşuluk ilişkisiyle yeniden renk gelmesi, onları ister istemez ortak noktada buluşturdu. Bu çerçeveden baktığımda öyküde abartılı romantizmle süslenmiş bir aşk tanımından ziyade hayatın gerçekleriyle daha da örtüşen bir aşk tanımının yapıldığını görüyorum.
Bu anlamda öykü aslında -insanların kafasında mitleştirdiği aşkı- gerçekçi bir bakış açısıyla sorguluyor da diyebiliriz.
Bu güzel öykünün başlarında ; "Hadi be dostum bunları birbirine aşık et" diye geçirdim içimden. Sağ ol beni hayal kırıklığına uğratmadın. AŞK ne güzel bir duygu değil mi? Böyle güzel öyküleri okuyunca insanın aşık olası geliyor. Ama hemen Tacettin Yıldırımın bir sözünü hatırlıyorum. "Atta hüner çokta, dizde derman kalmadı" Selamlarımla Dostum.
Can komutanım, öyküdeki gibi yaşlı kadınlar makbul ama senin gibi ihtiyarları üste para versek alan olmaz. Kafaya estikçe saçmalamayı sürdürüyoruz. Daha doğrusu, "ÇAPKINIM-HOVARDAYIM" ismiyle bir kitap hazırlıyorum. 120 sayfası oldu, bir yüz sayfalık daha bu saçma öykülerden yazıp kitaplaştıracağım Okuyup yorumladığın için çok teşekkür ederim. Saygılar.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.