8
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2198
Okunma

Ah anne !
Seninle her zaman konuşuruz, oradan buradan, eskilerden yenilerden…Ne sen beni anlayabildin anne ne de ben seni..Artık bir şeyleri anlamanı da beklemiyorum. Öyle masum öyle anlamsız bakıyorsun ki; seni kırmaktan gerçekten korkuyorum.
Ah benim cileli annem ; kolay bir hayat yaşamadığını biliyorum.Dünyada ki; hangi kadın için yaşam kolaydı ki anne!
O denli çileli bir hayatın içinde olmana rağmen, ben seni hiç ağlarken görmedim anne.Güçlüydün kol kanat gerdin, çocuklarına ve yuvana…
Fedakardın, yıllarca uyumadığın gecelerin hesabını hiç kimseden sormadın anne.
Kolay değil yatalak iki kişiye bakarken yedi çocuğunu iyi birer insan olarak yetiştirmeye çalışman.Birde fakirlik , yokluk içinde..
İşte bu nedenle sana kızgınım anne!
Varlıklar içinde yüzen asil bir ailenin kızı olduğun halde, Kuşadası ‘nda, Selçuk’ ta İzmir ‘ de onca mal mülkü babam satıp yerken neden “hayır” demedin anne, neden hiç sorgulamadın, işte bu nedenle sana kırgınım ve öfkeliyim anne!
Sizin yaptığınız hatalar nedeniyle bizde bedel ödedik anne!
Eşin bile olsa, insanlara sınırsız güvenmek hata anne! Bir yerde dur demeyi bilmeli insan.
Senin bu mülayim tavırların, kadere olan büyük inancın, maalesef beni dik başlı, mutsuz ve sorgulayan bir insan yaptı.Senin kadar hiçbir zaman mutlu olamadım ben,En kötüsü de anne! Hiç kimseye güvenmedim.
Neyse anne, artık bunları konuşmanın anlamı yok..
Dünya kadınlar gününü kutluyor bazı kadınlar.Hepsi diyemiyorum, her şeyde olduğu gibi bu günde de ayrışımlar var, yılbaşında, ya da bu toplum için önemli sayılan her günde olduğu gibi…
Etkinlikten, etkinliğe koşuyorlar.Onları sos yal medyadan takip ediyorum.Hep aynı yüzler, hep aynı şeyler…
Dün karanfil veriyorlardı kadınlara,” keşke o karanfili, tütün fidesi başında ot toplayan dizleri kireçlenmeden bükülmeyen açılar içinde çalışan, Nursen abla ‘ ya verseydiler, kim bilir ne kadar mutlu olurdu.”
Neyse anne, söylenecek çok söz var.Bu kadar konuşanın arasında, kim dinler beni anne !
Anne biliyor musun ? ben seni kıskanıyorum.
Sen Cumhuriyetin en güzel yıllarını yaşadın anne ! İşte o nedenle seni çok kıskanıyorum.
Beyaz badanalı, bahçelerinde sardunyaların, güllerin,kasımpatıların çiçek açtığı, sokakları tertemiz, güvenli, herkesin birbirini tanıdığı, tehlikenin olmadığı, olsa da önlem alındığı günlerde, yaşadın ve bizleri büyütün anne…
Hiç korkun olmadı anne!
Sakat insanlar çoktu o yıllarda sokaklarda. Herkes onlara saygıyla yaklaşırdı. Hepside bu vatan için bir organını kaybetmiş insanlardı.
Ben şimdi neyin ne olduğunu, ne olmadığını anlamakta zorlanıyorum anne!
Bu vatan bizim anne ! Biz derken bile zorlanıyorum artık. Öyle çok bölündük, öyle çok kutuplaştı ki; insanları artık tanıyamıyorum.
Biz yeniden biz olabilir miyiz bilmiyorum…
Öyle hale geldik ki; ortak bir acıda bile birleşemiyoruz. Ruhumuzu kaybettik anne!
Korkuyorum anne, gerçekten çok korkuyorum.
Kendi yaşamlarını, bizlere, öğretmeye, kabul ettirmeye çalışan, iletişim araçlarında bangır bangır bağıran o insanlardan rahatsız oluyorum anne!
Eskiden insanlar ağzı ile kulağı arasındaki mesafeyi korurlardı.Şimdi aklına gelen her şeyi söylüyorlar.
Ben korkuyorum anne,
Eskiden kötü insanlar çok azdı, şimdi iyi insanlar azaldı.
Oğlum ve kızım gece evlerine girmeden ben uyumuyorum anne! Ben güvenli bir ülke istiyorum, terör korkusu bir yanda, katiller sapıklar bir yanda… Birde Sureyeli ‘ ler geldi başımıza,uyuşturucu kullanan binlerce genç olduğu söyleniyor…
Kadınlar öldürülüyor, öldürdükleri kadının, bir anne, evlat, eş,teyze hala olduğunu, onu öldürdüklerinde, sadece onu değil, ona yakın olan insanları öldürdüklerini düşünmüyorlar anne..
Biz bu insanlarla bu toplumun içinde yaşıyoruz.
Bu nasıl bir zihniyet, bu nasıl bir akıl tutulması, bunlar nasıl insanlar…
Bir insanı öldürmek düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyor.Öldürüyorlar anne öldürüyorlar kadınları.Tecavüz ediyorlar ve öldürüyorlar anne!
Hatta kadınların öldürülmesini, hak gören bazı zihniyetler bile oluştu.Kadın kadına “ oh olsun “ diyor…
Asıl olan, yaşamak ve yaşatmaktı anne, biz böyle gördük böyle öğrendik.Bir karıncayı bile bilerek öldürmedik. Hep Rabbe inandık.Cezasını O verir dedik.Şimdi cezalar burada bu dünyada kesiliyor anne!
Bilmiyorum anne..söylemek istediğim o kadar çok şeyler var ki;
Düşünceler içinde boğuluyorum.Özünü, ruhunu insanlığını kaybetmiş, gözlerini kin bürümüş insanların içinde yaşam savaşı veriyorum.Yine de onlara asla kızmıyorum, anlamaya çalışıyorum ama; inan anne anlamam imkansız.
İşte bu nedenle seni kıskanıyorum, O güler yüzlü, çıkarsız, art niyetsiz , komşular, akrabalar, arkadaşlar yok artık anne!
Biz neden ve nasıl bu hale geldik ?
Aslında o kadar açık ve net ki anne!
Hadi bakalım canım annem, seninde Dünya kadınlar günün kutlu olsun.
Sahi ya! Senin annen, benim ninem de çok çileliydi değil mi ?
Kadınız işte anne, hor görülen, eve hapsedilmeye çalışılan, dövülen, tecavüz edilen,
Geçenlerde bir kadın ne dedi, şaşırdım kaldım. “ Kocam beni sevdiği için dövüyor “ Dedi.
Güler misin ağlar mısın? Bu kadına neyi nasıl anlatacaksın ki…
İşte böyle anne…
Şimdilik bitiriyorum, sonra yine yazarım…