Var değil mi birçoğumuzda;
Yapımızda,
Ruhumuzda..
........................

Bir şeye karşı olmak..
Direnmek..
Yok saymak..
Önemsememek..
Ne gerek var buna demek..
…………………………..

Gelişmeye..
Yeniliğe..
Farklılığa..
Dönüşüme..
……………………………

İşte fazlasıyla vardı..
Sınırları zorlarcasına..
Tahammülü aşarcasına..
…………………………….

Kırılmaz da sanıyordum..
Pesetmem diyordum..
Karşı korum,
Teslim olmam diyordum..
…………………………….

Diyordum işte..
Diyormuşum..
Öyleymiş meğerse..
Boşunaymış..
Hiç anlamsızmış..
……………………………..

Şu cep telefonu meselesi..
İhtiyaç mı,
Ne gerek var,
Eskiler telefon mu kullanıyor,
Uzaktan mı konuşuyorardı diyordum..
………………………………

Aşıldı mı..
O yollar çoktan geçildi mi..
……………………………..

Şu internet meselesi..
Ne lüzum var,
Bu kez de bununla mı uğraşalım diyordum..
Malum,
Görüyorsunuz,
Biliyorsunuz işte..
………………………………..

Sıra geldi maile..
Faceye..
İnternet olur da onlar olmadan olur mu..
Mesaj iletmeden olur mu..
Karşılıklı haber almadan,
İletişim sağlamadan hiç olur mu..
………………………………

Artık demode denilse de biz kullanıyoruz..
Face de yazıp çiziyoruz..
Arkadaşlarla arada bir de olsa haberleşiyoruz..
Günceli takip ediyoruz..
Gelişmeleri yakından izliyoruz..
…………………………………

Bunlar hala dizüstünde ya da masaüstünde yalnız..
Bir şeye hala direniyorum..
Telefonum bu işe kapalı..
İlkel..
En eski model..
Mübalağasız on beş yıllık..
Onun da yenilenme dönemi sanırım..
Bir şeye daha ayak uydurma zamanı..
Yani o teknolojiyi de kullanma yok saymama dönemi..
…………………………………

Daha ilerisi var sanırım şimdi..
İnstağramı,
Twitteri
WhatsAppı,
Blututu..
Bakalım..
İzleyelim..
Gelişmeleri görelim..
Direnmenin anlamsızlığını teslim edelim..





Kemal GÜL
20.02.2016