1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
881
Okunma
Çayır çimenle doyurulmuş
sarı kızları sağıyorlar...
Küçük çiftliğin içinde...
beklerken süt kovaları
içine içine saplanıyor
güneşin okları...
Omuzundan çapraz takılı
oyuncak tüfeğiyle..
bastonu devirip açıyor
kapıyı bastı bacak...
Döke saça taşırken sütleri ...
Avını takip eden kedinin bakışı
gibi kararıyor dedesinin
küçülmüş gözleri ...
Sabahın erken saatleri
yeşil kundaklarından çıkarıp
Püsküllerini yolup
Dev kazanlarda kaynatıyorlar
Daz mısırları...
Rüzgarın etkisiyle
kömür ateşinin hararetiyle
tutuşturuyor şeraresi...
saman alevini...
yağız kazana etten duvar örüyor
Dedesi...
Çivisinden söküyor branda bezini
Basamak dizili alnından terler aka aka
boğuyor nihayet dik başlı alevleri...
Saf dokusu alçı ile boyalı
ağaçlar arasından geçip
Her gün yılgın asma köprüleri
Eskiterek gidiyorlar ..
Küçüğün okul masrafı için
Sütlü mısırları satıyorlar
pazar yollarında...